Avrupalı hukukçular: Türkiye uluslararası angajmanlara uymuyor

ELDH, AED ve İtalyan Ceza Hukukçuları Birliği tarafından 2 aydan fazla bir zamandır sokağa çıkma yasağının devam ettiği Amed’in Sur’a yapılan ziyarette yapılan gözlemlere ilişkin bir açıklama yayınlandı.

Avrupa Demokrasi ve İnsan Hakları İçin Hukukçular Derneği (ELDH), Avrupalı Avukatlar (AED) ve İtalyan Ceza Hukukçuları Birliği tarafından 2 aydan fazla bir zamandır sokağa çıkma yasağının devam ettiği Amed’in Sur’a yapılan ziyarette yapılan gözlemlere ilişkin bir açıklama yayınlandı.

Sur’daki 6 mahallede yaşayan on binlerce kişinin 2 aya yakın bir süredir sokağa çıkma yasağı nedeniyle dış dünyadan kopuk yaşadığının belirtildiği açıklamada, “eğitim, sağlık ve sağlık hizmetleri hakkı ile seyahat özgürlüğü gibi haklar ihlal ediliyor. Evler askerlerce yıkılırken, su ve elektrik hatları kesilmiş veya tahrip edilmiş. İnsanlar sokağa çıkma yasakları hakkında yeterince bilgilendirilmiyor ve ne zaman başlayıp ne zaman biteceğini bilmiyorlar. Bundan dolayı da, sokağa çıkma yasaklarının yeniden başladığını bilmeyen birçok çocuk ve genç keskin nişancılar tarafından öldürüldüler” denildi.

Kürdistan kentlerinde insanların su, gıda, ilaç gibi temel ihtiyaçlardan yoksun olduğunun hatırlatıldığı ELDH açıklamasında, sadece Sur’da 22 bin kişinin evlerini terk ettiği belirtildi. Sokağa çıkma yasaklarının olduğu mahallelerdeki insanların ise evlerini terk etmelerine izin verilmediğinin kaydedildiği açıklamada, “evlerden çıkmalarına sadece sokağa çıkma yasaklarının geçici olarak kaldırıldığı nadir anlarda izin veriliyor, ancak bu durumlarda dahi izinler ordu komutanlarının kararına bağlı” denildi.

‘GÖZLEMCİ YOK; DEVLET ÖLDÜRÜLEN HERKESİN TERÖRİST OLDUĞUNU İDDİA EDEBİLİYOR’

ELDH açıklamasında, Sur’da oturmayan kişilerin hiçbir şekilde mahallelere girişine izin verilmediği ve bunun da ciddi bir şeffaflık sorunu ortaya çıkardığı vurgulandı. Açıklamada devamla şöyle denildi: “Hiçbir uluslararası veya tarafsız aktörün alana girerek durumun ne olduğunu gözlemlemesine izin verilmiyor. Bundan dolayı da kimsenin kanıt toplama, otopsilere katılma gibi imkanı yok. Böylece de devlet kolaylıkla “öldürülen tüm kişilerin terörist olduğunu” veya “teröristlerce öldürüldüğünü” iddia edebiliyor.

AKP hükümetinin ‘yüzlerce savaşçıyı öldürmekle’ övündüğünün hatırlatıldığı ELDH açıklamasında, yaşamını yitirilen çocukların da aralarında olduğu sivillerden ise bahsedilmemesi eleştirildi. Yaralıların sokaklarda ölüme terk edildiği kaydedilen açıklamada, yaşamını yitirenlerin gömülmesine dahi imkan tanınmadığı belirtildi. 

SOKAĞA ÇIKMA YASAKLARI ULUSLARARASI YASALARA AYKIRI

Sokağa çıkma yasaklarının ne Türkiye hukukunda ne de uluslararası hukukta yeri olmadığı vurgulanan ELDH açıklamasında, Türk hükümetinin sokağa çıkma yasağı için gerekli olan olağanüstü hali ilan etmediği kaydedildi. Açıklamada, Türkiye tarafından onaylanmış insan hakları anlaşmalarına uyulmadığına dikkat çekildi.

Açıklamada, Amed’e yapılan ziyaret esnasında avukatlar, doktorlar ve DBP’li belediye yöneticileriyle görüşmeler yapıldığı ve duruma ilişkin bilgi alındığı da kaydedildi.

Avrupalı avukatların yaptığı açıklamada son olarak taraflara çağrı yapılarak, şöyle denildi:

“-Türk hükümetini acilen bu hukuk dışı sokağa çıkma yasaklarını kaldırmaya ve uluslararası angajmanlarına uymaya çağırııyoruz.

-Avrupalı kurumların bu insani trajediye son vermek için ellerinden gelen tüm imkanları devreye koymalarını istiyoruz ki; mültecilerin sınırlandırılmasını öngören AB-Türkiye anlaşması Diyarbakır, Cizre veya bölgenin başka bir kentinde yaşananlara AB’nin sessiz kalmasını haklı çıkarmaz.

-Birleşmiş Milletler’i (BM) sokağa çıkma yasakları nedeniyle sivillerin durumunun kötüleşmesi üzerine Güvenlik Konseyi’ni toplamaya çağırıyoruz.”