Antep'teki 'Êzidî pazarı'na 3'üncü suç duyurusu yapıldı

Antep'te DAİŞ'in " Êzîdî köle pazarı" HDP Meclis'e bir önerge ve olay hakkında 3 kez suç duyurusunda bulunmasına rağmen yetkililerden herhangi bir açıklamanın yapılamaması adeta durumun vahametini gözler önüne seriyor.

Antep'te DAİŞ'in " Êzîdî köle pazarı" kurduğu ve büro açtığına dair medyada yer alan haberlerin üzerine şu ana kadar HDP Meclis'e bir önerge ve olay hakkında 3 kez suç duyurusunda bulunmasına rağmen, yetkililerden herhangi bir açıklamanın yapılamaması adeta durumun vahametini gözler önüne seriyor.

AKP'nin Türkiye'de çetelere açmış olduğu alan sayesinde örgütlerini hiçbir kaygı duymadan yürüten bu çeteler, gerçekleştirdikleri katliamlar kadar bürolar açacak ve buralarda insan ticareti yapabilecek kadar rahat davranabiliyorlar. Bilindiği üzere Alman kanallarının insanlık düşmanı DAİŞ çetelerinin esir aldıkları Êzîdî kadınlarını Antep'te açmış olduğu büroda pazarladığına dönük görüntülü haberler servis etmesi üzerine yaşanan skandal, yetkililerce herhangi bir açıklamanın yapılmamasıyla gündemdeki yerini koruyor.

Bu gündem üzerine İçişleri Bakanlığı'nın cevaplaması istemiyle Êzîdî olan HDP Amed Milletvekili Feleknas Uca'nın Meclis'e verdiği soru önergesinin ardından şu ana kadar yetkili mercilerden herhangi bir açıklama gelmezken, sırasıyla İlerici Kadınlar Derneği (İKD), Antep Barosu ve son olarak da Zorla Alıkonulan Kadınlar İçin Mücadele Platformu'nun da dahil olmasıyla 3'üncü kezdir suç duyurusunda bulunuyor.

Platform, DAİŞ’in kaçırdığı Êzîdî kadın ve çocukların sanal ortamda oluşturduğu "köle pazarı" ile Antep’te açtığı bir ofis aracılığıyla satışa çıkarıldığına dair Antep Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu.

6 SUÇ UNSURU SIRALANDI

Platform, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 80. maddede geçen "İnsan Ticareti", 109. maddede geçen "Hürriyeti Tahdit", 76. maddede geçen "Soykırım", 77. maddede geçen "İnsanlığa Karşı Suçlar", 79. maddede geçen "Göçmen Kaçakçılığı" ve 80. maddede geçen "İnsan Ticareti" suçlarının işlendiği gerekçesiyle, suç duyurusunda bulunarak şüpheliler hakkında gerekli soruşturmanın yapılması ve sorumluların adalet önünde yargılanması için kamu davası açtı.

‘DAİŞ, TÜRKİYE'DEKİ KÖLE İRTİBAT BÜROSU ARACILIĞIYLA ÊZÎDÎLERİ SATIŞA ÇIKARIYOR’

Platform yapmış olduğu suç duyurusu ve açtığı kamu davasına ilişkin açıklamasının içeriğinde şu detaylara yer verdi: "Bilindiği üzere 3 Ağustos 2014'te DAİŞ tarafından Şengal’e yönelik yapılan saldırı ile gerçekleştirilen katliam sonrası sayıları yaklaşık 7 bin olarak tahmin edilen kadın ve çocuklar zorla kaçırılmıştı. Bu katliamdan sonra yaklaşık bin 500 kadın ve çocuk kendi imkanlarıyla kaçabilmiştir. Kurtulabilenler, halen ellerinde bulunanların sistematik tecavüz, işkence ve başkalarına satma vahşetine tabi tutulduklarını ifade etmektedirler. Son olarak, bazı yazılı ve görsel basına yansıyan haberlere göre, Alman televizyon kanalı ARD, DAİŞ'in elinde esir olarak tutuğu Êzîdî kadın ve çocukları, Türkiye'deki köle irtibat bürosu aracılığı ile satışa çıkardığını, DAİŞ'in Türkiye'de açtığı irtibat büroları ile yaptığı köle satışının görüntülediğini, haberde yakınları DAİŞ'in elinde rehin bulunan Êzîdî bir ailenin, DAİŞ'in köle pazarındaki yakınlarını yüklü para vererek satın alma suretiyle kurtarabildiğine yer verilmiştir.”

‘ULUSLARARASI TERÖR ÖRGÜTÜ ANTEP'TE ELİNİ KOLUNU SALLAYARAK ÊZÎDÎLERİ SATIYOR’

Yapılan suç duyurusunda uluslararası bir terör örgütü olarak belirtilen DAİŞ'in Kürdistan, Türkiye ve dünyada yaptığı saldırılar ile gerçekleştirdiği katliamlara da değinilerek, sadece Amed, Suruç ve Ankara'da yapılan katliamlar sonucu 139 kişinin katledildiği onlarcasının da yaralandığı kaydedildi. Suç duyurusunda platform böylesi insanlık suçlarına imza atan uluslararası terör örgütünün, ellerini kollarını sallayarak Antep’de Êzîdî kadın ve çocukları satıyor olabilmesinin, yaşadığımız coğrafyanın, insanlık suçlarıyla ne kadar iç içe geçtiğinin açık bir göstergesi olduğu vurgulanarak, bunun asla kabul edilemez bir durum olduğu kaydedildi.

SUÇ DUYURUSUNDA 4 DAYANAK KAYNAK GÖSTERİLDİ

Platform, suç duyurusunda savcılıkça yürütülecek soruşturma aşamasının neticesine göre, bu olaylar basına yansımadan önce “önleyici” ve gerekli istihbarat çalışması yapmayan; böylelikle gerekli tedbirleri almayan MİT ve kolluk görevlileri hakkında da “Görevi İhmal" TCK madde 257/2 ve "Görevi Kötüye Kullanma" TCK 257/1 madde fiillerinden dolayı da gerekli adli soruşturmanın bir an önce başlatılmasını talep etti.

Platform tüm yaşanan insanlık suçlarının TCK, Sınırı Aşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler (BM) Sözleşmesi, Sınırı Aşan Örgütlü Suçlara Karşı BM Sözleşmesine Ek İnsan Ticaretinin, Özellikle Kadın ve Çocuk Ticaretinin Önlenmesine, Durdurulmasına ve Cezalandırılmasına İlişkin Protokol ve Roma Tüzüğü'nü dayanak olarak gösterdi.

‘DAİŞ ULUSLARARASI BİR TERÖR ÖRGÜTÜDÜR’

Zorla Alıkonulan Kadınlar İçin Mücadele Platformu Adına suç duyurunda bulunan platform koordinasyonu sorumlusu Avukat Reyhan Yalçındağ, son bir kaç aydır Kürdistan ve Türkiye içerisinde gerçekleşen canlı bomba eylemlerinden sonra DAİŞ çetelerinin insan öldürme konusunda ne kadar pervazsız olduğunun açığa çıktığını söyledi. Uluslararası alanda Paris saldırısı da ele alındığında DAİŞ'in bir uluslararası terör örgütü olarak ele alınması gerektiğini vurgulayan Yalçındağ, Şengal'de Êzîdîlere yönelik gerçekleşen soykırımın akabinde hem toplu katletmeler aynı zamanda genç yaştaki kadınların çocukların alıkonulmasını çok çok iyi bildiklerini dile getirdi. Yalçındağ, platform olarak gündemlerin bu tür çete örgütlerinin ellerinde olan kadın ve çocuklar için faaliyet ve mücadele yürütmek olduğunu kaydetti.

BUNU KABUL ETMEK İMKANSIZ

Daha önce DAİŞ'in elinden kurtulan kadınlar ile bir araya geldiklerini ve DAİŞ'in elinde olan kadınların kurtarmak için çalışmalarının sürdürdüklerini söyleyen Yüksekdağ, "Tam da bu noktada tüm bunlar ile uğraşırken, bir de bakıyoruz ki DAİŞ Antep'in ortasında bir suç şebekesi kurmuş durumda. Suç duyurumuza dayanak olan görüntülerde kurulan büroda para sayma makinesi bile var. Ve deniliyor ki yaklaşık 250 tane Êzîdî kadın ve çocuğu kimisini ailelerine kimisi başkalarına satılmış ve karşılığında DAİŞ 2 buçuk milyon dolar kazanmış. İş o derece vahim bir boyuta oluşmuş. Ve bu pazar yeri Antep'in ortasında böyle bir büro. Bunu kabul etmek imkansız" diye belirtti.

AKP'NİN İSTİKRARI BUYSA İNSANLARI SORGULAMAYA ÇAĞIRIYORUZ

Türkiye'nin orta yerinde sınır hattı olan şehirler inanılmaz bir hareketliliğin göze çarptığını ve bununla alakalı yetkili birimlerin inanılmaz bir hoyratlığının söz konusu olduğunu söyleyen Yalçındağ, "AKP'nin istikrar dediği buysa insanları bunu sorgulamaya çağırıyoruz" diyerek şu soruları yöneltti: "İstikrar bu mudur? Eli kanlı bir örgütün canlı bomba eylemleri yapması mıdır? Kadınları satması mıdır?"

‘TEK BİR KADIN VE ÇOCUK KALMAYANA DEK HİÇBİR KADIN KENDİNİ ÖZGÜR HİSSETMEMELİ’

Bunu direkt soykırım suçu olarak değerlendiren ve insan ticareti olduğunu söyleyen Yalçındağ, "Bu suç içerisinde her aşama bulunan kesimler ileride Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde (LAHEY) insanlığa karşı işlenen suçların faili olarak yargılanacaklar. Dolayısıyla biz de son derece kaygılıyız. Bu işin tarafı ve takipçisi olduğumuzu belirtmek için bu suç duyurusunu yaptık. Ne olursa olsun tek bir kadın ve ya çocuk DAİŞ çetelerinin elinde kaldığı ana kadar da hiçbir kadının kendini özgür hissetmemesi gerektiğini için biz bu birlikteliği oluşturduk" diye konuştu.