Amin: Erdoğan insanlığa karşı suç işlemekten yargılanmalı

İsveç Çevre Partisi Yeşiller Milletvekili Jabar Amin, Erdoğan’ın Roma Sözleşmesi’nin üç maddesini ihlal ettiğini ve bu nedenle de uluslararası mahkeme karşısına çıkarılarak insanlığa karşı suç işlemekten yargılanmasını talep etti.

İsveç Çevre Partisi Yeşiller Milletvekili Jabar Amin, İsveç Parlamentosu’na verdiği yazılı soru önergesinde Kürt halkına soykırım uygulayan Erdoğan’ın Roma Sözleşmesi’nin üç maddesini ihlal ettiğini ve bu nedenle de uluslararası mahkeme karşısına çıkarılarak insanlığa karşı suç işlemekten yargılanmasını talep etti.

İsveç Dışişleri Bakanı Margot Wallström’e Erdoğan’ın yargı karşısına çıkarılması için girişimde bulunmaya hazır olup olmadığı sorusunu yöneten Amin, İsveç hükümetinin Kuzey Kürdistan ve Cizre’deki katliamlar karşısında suskun kalmasını utanç verici olarak niteliyor.

Amin’in önergesi yarın İsveç Parlamentosu’nda ele alınarak tartışılacak.

‘SULTAN OLMA HAYELLERİ SUYA DÜŞEN ERDOĞAN SALDIRIYA BAŞLADI’

Önergesine Haziran ayında yapılan seçimlerde HDP’nin başarı göstermesinden sonra sultan olma hayalleri suya düşen Erdoğan’ın saldırgan bir politika izlemeye başladığını, medya ve ifade özgürlüğünü tamamıyla ortadan kaldırmakla yetinmeyip Kürt halkına karşı savaş başlattığını hatırlatan Amin, seçimlerden sonra Kürdistan’da yaşanan insan hakları ihlallerini İHD ve Uluslararası Af Örgütü’nün raporlarındaki verilerle aktarıyor.

Erdoğan’ın Kürdistan kentlerini ablukaya alarak, sokağa çıkma yasakları uygulayarak Kürdistan illerinde korku yaydığı ve Kürt halkını kolektif bir şekilde cezalandırdığını belirten Amin, Türk devleti ve Erdoğan’ın Roma Sözleşmesi’nin üç maddesini ihlal ettiğini belirtiyor ve Erdoğan’ın sivillere yönelik katliam, sivillerin tutuklanması ve sivillere işkence yapılması suçlarından yargılanması gerektiğini ifade ediyor.

‘ERDOĞAN ELİNDEKİ TÜM KARTLARI SULTAN OLMAK İÇİN KULLANIYOR’

Önerge ve Kürdistan’daki son gelişmeleri ilgili sorularımızı yanıtlayan Amin, Türkiye ve Kürdistan’da son 20 yılın en kötü insan hakları ihlallerinin yaşandığını belirterek şunları kaydediyor:

“Basın ve ifade özgürlüğü önemli ölçüde kısıtlandı. Aydınlar, yazarlar baskı ve saldırılara uğruyor. Medyanın Erdoğan ve iktidarı eleştirme hakkı neredeyse ortadan kalktı. Erdoğan ellerindeki tüm kartları sultan olmak için kullanıyor. Kürt Halkı 1980’de yapılan darbeden sonra maruz kaldığı saldırıların bir benzeriyle karşı karşıya. Artarda Kürt illerine saldırıyor ve sokağa çıkma yasakları ilan ediyorlar. Halk cezaevlerine atılıyor ve katlediliyor. Tüm bunlar bu insanlar Kürt olduğu için yapılıyor. Ve bu nedenle de insanlığa karşı suç işleniyor. Erdoğan ve rejim suç işleyen insanlara, tek tek kişilere değil tüm Kürt halkına saldırıyor. Roma Sözleşmesi’nde belirtilen 3 maddeyi ihlal edip halka saldıran Türk hükümeti ve Erdoğan’ın insanlığa karşı suç işlemekten yargı karşısına çıkarılması gerekiyor.”

‘AVRUPA KÜRTLERE YÖNELİK SOYKIRIMA SESSİZ KALAMAZ’

Türk devletinin Kürt halkına yönelik soykırım uyguladığını söyleyen Amin, “Avrupa buna sessiz kalamaz. Ortadoğu’daki rejimler yolsuzluğa bulaşan ve insan haklarını ihlal eden rejimler. Onlardan bazıları hala cihatçılarla işbirliği yapmayı sürdürüyor. Bu nedenle ABD, Almanya, Fransa ve İsveç gibi ülkelerin Erdoğan’ın saldırgan politikasına karşı çıkması gerekir” diyor.

Amin, Avrupa’nın neden suskun kaldığı sorusunu ise “Avrupa sığınmacıları durdurması için Erdoğan’a rüşvet verdi. Türk devletine 3 milyar Euro gönderilecek. Sınırları açmaması karşılığında Türkiye ve Kürdistan’daki katliamlara ve insan hakları ihlallerine göz yummuyorlar. Bu Avrupa Birliği için utanç verici. Kürdistan’da Kürtlere soykırım yapılıyor. Aydınlar, gazeteciler ve basın susturuluyor. Erdoğan’a eleştiri yönelten gazeteler basılıyor, gazeteciler saldırıya uğruyor ve haklarında davalar açılıyor. Bunu Avrupa Birliği ve Avrupa ülkeleri şiddetle protesto etmeli” diyerek yanıtlıyor.

İSVEÇ’İN SUSKUN KALMASI UTANÇ VERİCİ

Feminist bir dış politika izlemekle övünen İsveç hükümetinin neden Kürdistan’da kadın ve çocukların katledilmesine karşı sessiz kaldığı sorusuna Amin, “Bizim de içinde yer aldığımız hükümetin Erdoğan’ın politikasına karşı tek kelimeyle utanç verici. Ne yazık ki bunu söylemek zorundayım ” yanıtını veriyor.

Muhalefette iken Kürt sorununu, Türkiye’de insan hakları ihlalleri ve saldırıları gündeme getiren partilerinin şimdi neden sessiz kaldıkları sorumuzu ise Çevre Partisi Yeşiller’in Türkiye’deki insan haklarını ve Kürdistan’daki katliamları gündeme getirdiğini söyleyerek yanıtlayan Amin şunları kaydediyor:

“Partimizın Dış Politika Sözcüsü Walter Mutt, geçenlerde bir gazeteye Türkiye’deki ihlalleri sert eleştiren bir makale yazdı. Erdoğan’ı eleştirdi. Ben de Erdoğan’ın yargılanması talebiyle soru önergesi verdim. Türkiye ve Kürdistan’daki katliam ve insan hakları ihlallerinin tartışılmasını talep ettim. Biz değişik biçimlerde baskı yaparak hükümeti etkilemeye çalışıyoruz. Dışişleri bakanına bir kez daha neden Erdoğan’ın katliamlarına karşı suskun kaldıklarını soracağım. Akademisyenlere, gazetecilere ve aydınlara yapılan baskılar karşısında neden tepki göstermediğini açıklamasını isteyeceğim. Türkiye ve Kürdistan’da son on yılların en büyük katliamları ve insan hakları ihlalleri yapılırken İsveç ve AB’nin olanlara suskun kalmasını kabul edemeyiz. ”

BARIŞCIL VE SİVİL İTAATSİZLİK EYLEMLERİ ÖRGÜTLENMELİ

Amin’in ambargo ve saldırı altındaki Kürt halkına yönelik mesajı ise açık ve net: “Diktatörlükle yönetilen rejimlere karşı mücadelenin biçimi protesto olmalı. Erdoğan’ın dediklerinin gerçekleşmesine izin verilmemeli. Barışçıl ve sivil itaatsizlik eylemleri örgütlenmeli. Halk hoşnutsuzluğunu sokaklara çıkarak protesto ederek göstermeli.”