Amed'deki hukukçulardan UNESCO'ya başvuru

Amed Surları, Suriçi yapılarının korunması, halka dönük saldırının son bulması amacıyla, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu Başkanlığı'na (UNESCO) başvuru yapıldı.

Amed Barosu ve MHD, Türk devletinin yarattığı çatışmalı ortamda tarihi yapıların hedeflenmesi üzerine UNESCO'ya başvurdu.

Amed Surları, Suriçi yapılarının korunması, halka dönük saldırının son bulması amacıyla, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu Başkanlığı'na (UNESCO) başvuru yapıldı.

Başvuru, Amed Barosu Yönetim Kurulu adına Başkan Yardımcısı Ahmet Özmen ve Mezopotamya Hukukçular Derneği (MHD)Yönetim Kurulu adına Eşbaşkanlar Serhat Eren ile Gülşen Özbek tarafından yapıldı.

Fotoğraf ve videolara da yer verilen başvuru dilekçesinde, "3 . yüzyıldan günümüze değin Kürt, Ermeni, Süryani, Arap, Yahudi gibi birçok milletin ve dinin ortak dokusu ile yapılmış, günümüze miras kalmış Diyarbakır Surları, sur içinde kalan onlarca cami, kilise, medrese, kervan gibi yapılar 06.09.2015 tarihinden başlayarak aralıklar ile hala devam eden Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı'na bağlı Diyarbakır Valiliği tarafından verilen sokağa çıkma yasağı kararları ardından havadan ve karadan ağır silahlar ile hedef alınmaktadır" denildi.

'TARİHİ YAPI VE DOKU YOK EDİLİYOR'

Sur ilçesinde, devletin yasaklarıyla gelişen çatışmalı ortamda, kültürel miras alanı olan bu bölgede tarihi yapı ve dokunun yanma, kurşunlanma, ağır silahların hedefi olma suretiyle yok edildiğinin belirtildiği dilekçede, "Yangının meydana geldiği yapılara itfaiye araçlarının müdahalesi güvenlik gerekçesiyle kolluk güçleri tarafından engellenmektedir. Bu hususta belediye itfaiye görevlilerinin tutanakları tarafımızca tespit edilmiştir" denildi.

'CAMİ VE KİLİSELER DE ZARAR GÖRDÜ'

Dilekçede, şunlar da kaydedildi:

"Çatışmalı sürecin devam ettiği günlerde Şeyh Mutahhar Camisi'ne ait Dört Ayaklı Minare'ye adını veren taş sütunları (ayak) isabet alınarak ağır hasar görmüştür. Minareye yoğun ağır silah ateşine bağlı doku kayıpları olduğu kurumumuz tarafından tespit edilmiştir.

Çatışmalı ortamın hüküm sürdüğü Suriçi bölgesinde sokağa çıkma yasakları hala devam etmektedir. Bu ortamda Paşa Hamamı'nda yangın başlatıcı silahların kullanılmasına bağlı yangın çıkmıştır. Sokağa çıkma yasağı uygulaması devam ediyor olması nedeniyle hasar tarafımızca tespit edilmemiştir.

Yasağın devam ettiği aynı bölgede Fatih Paşa Mahallesi'nde yer alan ve daha önceki çatışma ortamından da hasar görmüş Kurşunlu Cami'nin de yanmakta olduğunu bilgisi basına yansıyan fotoğraflardan ve videolardan elde edilmiştir.

Çatışmalı ortam nedeniyle Ermeni Kilisesi, Surp Gıragos Kilise dış cephesinin kurşunladığı, ince işlemelerin tahrip edildiği tespit edilmiştir.

(...)

Suriçi bölgesinin korunabilmesi, antik kent dokusunun korunması için Diyarbakır Kültürel ve Tabiat Varlılarını Koruma Bölge Kurulu tarafından 29.09.1988 tarih ve 38 sayılı karar ile Suriçi bölgesi Diyarbakır Kentsel Sit Alanı olarak ilan edilmiştir. Ayrıca aynı karar ile Diyarbakır Kentsel Sit Alanı dışında kalan sur dibinden itibaren, 50 metre genişliğinde bir şerit, 2863 sayılı Kültür ve tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında Surların Koruma Alanı' olarak tespit edilmiştir."

'HUNHARCA SALDIRI YAPILIYOR; SESSİZ KALMAYIN'

Dilekçede, "4 Temmuz 2015 tarihinde Diyarbakır Kalesi ve Hevsel Bahçeleri Kültürel Peyzajı UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak tescil edilmiştir" hatırlatması yapılarak, şöyle devam edildi:

"Bu tarihten itibaren Türkiye'nin de taraf olduğu uluslararası yasalar tarafından da Suriçi tampon bölgesi, Surlar ve Hevsel Bahçelerini de içeren Dicle Vadisi koruma altına alınmıştır.

Ancak 06.09.2015 tarihinden buyana belirli aralıklar ile verilen sokağa çıkma yasakları kararları ile başlayan çatışmalı ortamından kaynaklı Dünya Mirası olan Surlar'a hunharca saldırı gerçekleşmektedir. Hukuk örgütleri olarak yukarıda da belirttiğimizüzere sokağa çıkma yasakları nedeniyle tahribata uğrayan alanlara gidip tespit yapamamaktayız. Ve tahribat alanları bilgisine sınırlı sayıda ulaşmış bulunmaktayız. Mahalle sakinleri tarafından tarafımıza ulaştırılan video ve görüntüler neticesinde durumun vahametinden kaygı duymaktayız. Sadece bizlerin değil gelecek nesillerin de görmeye, dokunmaya hakkı olduğu Diyarbakır Surları ve suriçi yapılarını korumak insanlığın en temel sorumluluklarındandır. Bu sorumluluk ile yapıları korumayaçalışan halk ve dostları da katledilmektedir. İnsanlık tarihinin en zalim ve utanç durumlarından biri olan bu saldırılara karşı sessiz kalmayın.

Dünya Kültür Mirası listesine alınarak koruma atına alınan Diyarbakır Surlarına, Suriçi tarihi yapısına ve halkına, dönüşü imkansız aşamaya gelmeden acil sahip çıkma çağırısında buluyoruz."

...