AKP Hükümeti'nin Bakur'da Sur, Silopi, Cizre ve Nusaybin'deki özyönetim direnişlerine, Kürdistan'daki belediyelere yönelik baskı ve saldırıları, ifade ve basın özgürlüğü ile insan hakları ihlalleri 11 Şubat Perşembe günü İsveç Parlamentosu'nda tartışılacak.
Avrupa Birliği ve İsveç Hükümeti, AKP Hükümeti ve Türk devletinin özyönetim direnişlerine yönelik saldırılarını görmezden gelip üç maymunu oynarken, İsveç Hükümeti'nin suskunluğuna tepki gösteren İsveç Sol Parti Milletvekili Amineh Kakabaveh, yazılı bir soru önergesi vererek AKP Hükümeti'nin Kürt halkına yönelik katliamlarının, gazetecilere yönelik hapis cezalarının ve Kürt belediyeler, politikacılar ve sivil toplum örgütlerine yapılan saldırıların İsveç Parlamentosu'nda tartışılmasını talep etti.
AVRUPA BİRLİĞİ VE İSVEÇ, KÜRDİSTAN'DAKİ KATLİAMLARA GÖZ YUMMUYOR
Kakabaveh, önergesinde Avrupa ülkelerinde baş gösteren sığınmacı krizinin gölgesine Avrupa Birliği ve İsveç'in Türkiye ve Kürdistan'da yaşanan katliam ve insan hakları ihlallerine göz yumarken, gönülsüz olarak DAİŞ çetelerine karşı kullanılması için üslerini ABD'ye açan Türk hükümetinin DAİŞ çetelerinin Suriye'ye geçmesine hala yardımcı olduğunu belirtiyor.
Türk hükümetinin DAİŞ çetelerine silah ve mühimmat yardımı yaptığını gösteren görüntüleri yayımladığı için Can Dündar ve Erdem Gül'ün cezaevine atıldıklarına, AKP hükümetinin Kürt halkına yönelik sürdürdüğü savaşa karşı çıkan bini aşkın akademisyen hakkında davalar açıldığına dikkat çeken Kakabaveh, “Cumhurbaşkanı Erdoğan Kürt halkının özerklik taleplerini gündeme getiren HDP'nin Eşbaşkanlarını suç işlemekle ve vatan hainliğiyle suçladı. Erdoğan HDP'li milletvekillerinin dokunulmazlıklarının da kaldırılmasını istiyor. Geçtiğimiz yıl HDP'nin parti lokallerine kapsamlı saldırılar yapıldı. Hükümet bu saldırılara karşı HDP'yi korumakta pek istekli davranmadı” diyor.
ERDOĞAN DİKTATÖR OLABİLMEK İÇİN KÜRTLERE SAVAŞ AÇTI
Kakabaveh, bina ve üyelerine yapılan tüm saldırılara rağmen 7 Haziran'da yapılan seçimlerde HDP'nin büyük bir başarı göstererek 80 milletvekili çıkardığını, ancak seçim sonuçlarına ve halk iradesine saygı göstermeyen Erdoğan'ın başkan bir başka değişle diktatör olabilmek için Kürtlere savaş açtığı ve yeniden seçimlere gittiğini belirtiyor.
Irak Kürdistan'ında Kandil'deki PKK üslerini bombalayan AKP hükümetinin Kürt halkına da savaş açtığını ve Kuzey Kürdistan'ı bir savaş alanına çevirdiğini söyleyen Kakabaveh, yetkililerin Kürdistan'ın 18 yerleşim biriminde 54 kez sokağa çıkma yasağı ilan ettiğine dikkat çekiyor.
TÜRK DEVLETİ VE PKK YENİDEN BARIŞ GÖRÜŞMALARİNE DÖNMELİ
Kakabaveh, Kürt sorununun savaşla değil diyalogla çözülebileceğini, Kürt halkının demokratik ve kültürel haklarının güvence altına alınabilmesi için PKK ve Türk devletinin yeniden barış görüşmelerine dönmesini istiyor.
PKK’nin terör örgütleri listesinde bulunmasının Kürt sorununun çözümünü güçleştirdiğini belirten Kakabaveh, İsveç Dışişleri Bakanı Margot Wallström'e Kürdistan'daki politik ve insani krize karşı, Kürt sorununun barışçıl yöntemlerle çözülmesi ve Avrupa Birliği'nin PKK'nin terör listesinden çıkarılması için ne yapmayı düşündüğü sorusunu yöneltiyor.
AVRUPA BİRLİĞİ 3 MİLYAR EURO VEREREK AKP'Yİ ÖDÜLLENDİRDİ
Konu hakkında görüşlerine başvurduğumuz Kakabaveh, Avrupa Birliği ve İsveç Hükümeti'nin Türk devletinin Kürdistan’ı kuşattığını ve Kürt halkını katlettiğini çok iyi bildiklerini, katliamlara karşı çıkmak bir yana 3 milyar Euro vererek AKP hükümetini ödüllendirdiklerini söylüyor.
Parlamentonun Avrupa Birliği Komisyonu Üyesi olduğunu ve her cuma yaptıkları toplantıda Türk devletinin vahşetini gündeme getirdiğini söyleyen Kakabaveh, “3 milyar Euro'nun 700 milyon kronunu İsveç ödeyecek. Biz Sol Parti olarak Türk Hükümeti'nin bu paraları tam olarak ne için kullanacağını açıklamasını talep ediyoruz. Bu paranın tanımamı sadece sığınmacılar için kullanılmalıdır” diyor.
Önümüzdeki hafta parlamentoda konuyu gündeme getireceğini ve İsveç hükümetinin de Türkiye'den aynı talepte bulunmasını isteyeceğini söyleyen Kakabaveh, “Ayrıca İsveç hükümeti Kürt sorunun barışçıl çözümü için hazırlayacağı planı Avrupa Birliği'ne önermeli. Avrupa Birliği ülkelerinin hep birlikte Türk Hükümeti ve PKK'yi yeniden barış görüşmelerine başlamaları için zorlamaları gerekir” ifadelerini kullanıyor.
PKK'NİN TERÖR ÖRGÜTLERİ LİSTESİNDEN ÇIKARTILMASI GEREKİR
Kürt sorununun barışçıl çözümündeki önündeki en büyük engelin PKK'nin terör örgütleri listesinde olması değerlendirmesinde bulunan Kakabaveh, “PKK’nin listede yer alması barışı imkansız kılıyor. Öncelikle AB'nin PKK'yi listeden çıkarması gerekir. İsveç bu konuyu AB'nin gündemine getirebilir ve PKK’nin terör örgütleri listesinden çıkarılmasını talep edebilir. Eğer bu gerçekleşirse Türkiye'nin her zaman öne sürdüğü terörizmle savaştığı argümanı ortadan kalkacaktır” diyor.
DIŞ DÜNYANIN KÜRTLERİN CENEVRE'DEN DIŞLANMALARINI KABUL ETMESİ UTANÇ VERİCİ
Türk devletinin karşı çıkmasından dolayı PYD'nin Cenevre görüşmelerine katılmasının engellenmesini nasıl değerlendirdiği sorumuzu “Bu çok ciddi bir durum. Bu konuyu önümüzdeki hafta parlamentodaki tartışmalarda gündeme getireceğim ve Dışişleri Bakanı Margot Wallström'e soracağım. Türkiye hangi hakla komşu ülkenin iç işlerine karışıyor ve Kürt halkının temsilcilerinin barış görüşmelerine katılmalarını engelliyor?” diyerek yanıtlıyor.
DAİŞ çetelerine karşı en etkin savaşın PYD ve Kürtler tarafından sürdürüldüğünün tüm dünya tarafından bilindiğini söyleyen Kakabaveh, “Dış dünyanın Kürtlerin Cenevre'den dışlanmalarını kabul etmeleri utanç verici” şeklinde konuşuyor.
DİPLOMATİK GİRİŞİMLERE AĞIRLIK VERİLMELİ
Kuzey Kürdistan'da Kürt halkının ağır kuşatma altında bulunduğunu ve dış dünyanın olanları sessizce izlemesinin özellikle diasporada yaşayan Kürtler arasında tepki ve infiale neden olduğunu söyleyen Kakabaveh, parlamentoyu ve medya kuruluşlarını işgal gibi radikal eylemlerin İsveç halkı ve kamuoyunda tedirginlik yarattığını ifade ediyor.
Kürt gençlerinin İsveç Parlamentosu'nda gerçekleştirdikleri oturma eyleminden sonra Kürtlerin mücadelesini destekleyen milletvekillerinin eylemi eleştirdiklerini söyleyen Kakabaveh, “İsveç'te insanlar dışarıdan başkalarının gelip bir yerlere zorla girmesinden hoşlanmıyorlar. Bu halkı olumsuz etkiliyor” diyor.
İşgal gibi eylemler yerine komiteler kurarak tüm siyasi parti ve sivil toplum örgütlerine gitmenin, onları harekete geçmeye zorlamanın ve kalıcı ilişkiler kurmalarının uzun vadede daha etkili olacağı ve Kürt sorunun barışçıl çözümüne hizmet edeceği değerlendirmesini yapıyor.
HDP BAKUR'DA OLANLARI TÜM DÜNYAYA DUYURMALI
HDP'nin Bakur'da olanlar ve sivil halka yönelik saldırılar hakkında tüm dünya kamuoyunu düzenli olarak bilgilendirmesi gerektiğini söyleyen Kakabaveh, “Ben HDP ile ilişki kurdum ve kendilerine bu önerimi ilettim. Selahattin Demirtaş İsveç ve Avrupa'da da tanınan bir isim. Avrupa'nın büyük gazetelerine Kürdistan'daki gelişmeleri anlatan makaleler yazabilir. 'Türk devleti bizi katlederken neden ses çıkarmıyorsunuz?' diyebilir. Ben bu tür makalelerin etkili olacağını düşünüyorum” şeklinde konuşuyor.