Ablama olan sözümü yerine getirdim
Mazlum Mardin; “Ablam, Rojin yoldaş partiye katılmadan önce; ‘eğer bir gün bir yere gidersem ardımdan gelir misin?’ dedi. Ben tam olarak ne demek istediğini anlamasam da ‘gelirim’ sözünü verdim” dedi.
Mazlum Mardin; “Ablam, Rojin yoldaş partiye katılmadan önce; ‘eğer bir gün bir yere gidersem ardımdan gelir misin?’ dedi. Ben tam olarak ne demek istediğini anlamasam da ‘gelirim’ sözünü verdim” dedi.
Küçük yaşta verilen söz üzerine yıllar sonra gerilla saflarına katılan Mazlum Mardin; “Ablam, Rojin yoldaş partiye katılmadan önce; ‘eğer bir gün bir yere gidersem ardımdan gelir misin?’ dedi. Ben tam olarak ne demek istediğini anlamasam da ‘gelirim’ sözünü verdim” dedi.
1972 yılında Mardin’in bir köyünde kalabalık bir ailenin dördüncü çocuğu olarak dünyaya gelen Rojin kod adlı Makbule Aras; devletin 90’lı yıllarda Kürt halkı üzerinde yürüttüğü imha, inkar, sömürü politikalarına karşı ve tüm yaşam olanakları elinden alınan kadının, daha özgür bir şekilde yaşaması için 1992 yılında gerilla saflarında yerini alır. Makbule Aras’ın kardeşi Mazlum Merdin de yıllar önce ablasına verdiği sözü yerine getirmek için gerilla saflarına katıldı.
‘HALK DİRENİŞLERİNİN ŞEHİT ROJİN ÜZERİNDE ETKİSİ BÜYÜKTÜ’
Kürt kültürü ve ahlakıyla büyümelerinde büyük çaba sarf eden şehit Rojin’in üzerinde çok büyük etki yarattığını söyleyen Mazlum; “Şehit Rojin’in çok farklı bir kişiliği vardı. Rojin yoldaş yaşı küçük olmasına rağmen yaşananlara anlam veriyor ve kendi için kabul etmiyordu. Daima bir arayış ve sorgulama içerisindeydi. Özgürlük hareketinin Mardin’de yeni gelişmeye başladığı bir dönemde büyüdü. Kürdistan’ın birçok yerinde olduğu gibi Mardin’de de halk direnişleri gerçekleşiyordu. Bu direnişler şehit Rojin üzerinde büyük etki yarattı. Rojin arkadaşın partiye sempati duyması ve tanıması bu yıllarda başladı. O yıllarda kadın katılımları çok fazla gerçekleşmiyordu. Aile onun parti çalışmalarında yer almasını istemiyordu. Bu sebepten daha 17 yaşındayken evlendirildi. Evlendikten sonra İstanbul’da yaşamaya başladı. Yaşama, özgürlüğe, kadının toplumdaki konumuna anlama çabası içerisindeydi. Arkadaşlarıyla, köydeki genç kadınlarla konuşuyor; yaşadığı çelişkilere bir cevap bulmaya çalışıyordu. Toplumun kadın üzerindeki baskısını fark edebiliyor ve kabullenemiyordu” dedi.
Aras’ın, PKK saflarında yer alan kadınlar ile sistem içerisinde yaşayan kadının arasındaki farkı gördüğü ve yaşamında eksik bir şeyleri hissettiğini de söyleyen gerilla Mazlum sözlerini şöyle sürdürdü: “Hepimiz Rojin arkadaşın ellerinde büyüdük. Doğal kadın özünü hep koruyan Rojin yoldaşın anaç bir tarafı vardı. Kürt kültürü ve ahlakıyla büyümemiz için büyük çaba sarf etti. Sadece bizlere karşı değil köydeki herkesle samimi sıcaktı. Bu yönleriyle hem bizim hem de tüm çevrenin sevgi ve saygısını kazanmıştı. Etrafındaki herkesin değer verdiği etkisinde kaldığı bir kişiliğe sahipti. Kendinden çok aile ve çevresindeki insanları düşünen Rojin yoldaşın ölçüleri el üstünde tutuluyordu.”
‘KORUYUCULUĞU TERCİH EDEN BABASINA KARŞI REST ÇEKTİ’
Gerilla Rojin’in evlenip Türkiye metropollerine taşınmasına rağmen arayışlarından hiçbir zaman vazgeçmediğini aksine her gün kendisini geliştirdiğini anlatan Mazlum “Evlendikten sonra metropole taşındığı için pek görüşme imkanımız olmadı. Köye yılda bir kez gelirdi. Rojin yoldaştaki değişimi görüyorduk. Ondaki bu değişimi herkes görüyordu. Onunla en son 1991 yılında birbirimizi gördük. Kadın konusunda bir derinlik kazanmıştı. Metropolde kendini geliştirmek için daha fazla fırsat bulmuş, eğitimler görmüştü. Bilinçli insanlarla arkadaşlıklar kurmuştu. 1990’lı yıllarda düşmanın köyler üzerindeki baskıları artmaya başlamıştı. Düşman ya koruculuğu tercih edersiniz ya da köyle beraber yanarsınız diyordu. Kürdistan’da yakılan binlerce köylerden göç eden insanlar oldu. Topraklarını terk etmek istemeyenlere koruyuculuğu tercih etmek dışında bir şans tanınmıyordu. Düşmanın bu baskıları sonucu babası da koruculuğu kabul etmişti. Buna karşı Rojin yoldaş babasına sert bir tavır aldı. Babasına; ‘bu tutumun karşısında bizlerinde artık yolumuzu belli etmekten başka çaremiz kalmamıştır’ demişti. Aslında çok önceden yolunu çizmişti. O yaşananlara hiçbir zaman razı gelmemişti ve her zaman bir mücadele içerisindeydi” dedi.
Eve kapatılan Kürt kadın tipini kendine kabul etmediğini ve her koşulda kendini geliştirdiğini ifade eden Mazlum, gerilla Rojin’in küçük yaştayken eve kapatılan Kürt kadın tipini kabul etmediğini belirtti.
‘EĞER BİR YERE GİDERSEM ARDIMDAN GELİRMİSİN?’
Rojin’in gerillaya katılmasıyla beraber babasının devletin silahını bırakıp köyden ayrıldığını ve sadece aile üzerinde değil, kadınlar, gençlik ve tüm köy üzerinde büyük etki yarattığını söyleyen Mazlum, gerilla Rojin ile aralarında geçen son konuşmayı şu sözlerle anlattı: "Bizim köyde insanlar geçimini üzüm bağlarından sağlar. Bizim de üzüm bağlarımız vardı. Rojin bir gün bizi yine ziyarete gelmişti. Üzüm bağlarının yetiştiği bir zamanda gelmişti. Birlikte bağa gittik. Bizler o zaman üzümleri bıçaklarla kesiyorduk. Bir gün üzüm toplarken bıçakla elimi kestim. Rojin yoldaş kanlar içinde kalan elimi fark etti. Yanımızda her hangi bir bez ya da başka bir şey yoktu. Rojin yoldaş üzerinde ki mavi kazağını kesip elime bağladı. Beni çok derinden etkilemişti. Bizler normalde elimizi kesince, büyüklerimiz kafamıza bir tane vurur,‘neden dikkat etmezsiniz’ derler. Azar işitiriz onlardan. Fakat Rojin’nin yaklaşımı çok farklıydı. Yine bir gün birlikte üzüm bağlarının olduğu yöne doğru yürüyorduk. Üzüm bağlarına vardığımızda Rojin devamlı etrafına bakıyordu. Ben birilerini aradığını hissettim.
Gerillaları arıyordu. Onlarla iletişime geçmek istiyordu. Böyle bir arayış içerisindeyken Rojin ‘sana bir şey söyleyeceğim ama kimseye söyleme. Eğer bir gün bir yere gidersem ardımdan gelir misin?’ dedi. Ben ne demek istediğini tam anlayamıyordum. Yaşananlara anlam vermek için henüz yaşım çok küçüktü. Ama onu o zaman hissettim, ‘Nereye gidersen gelirim’ cevabını verdim. Nereye gideceğine dair bir şey söylemesi için ısrar etsem de söylemedi. Bana ‘Zaten kısa bir süre içerisinde öğreneceksin ve eğer büyüdüğünde peşimden gelirsen göreceksin nerde olduğumu’ dedi. Partiye katılım sözünü o zaman vermiştim” dedi.
Anlatırken adeta o günleri yeniden yaşayan gerilla Mazlum, ablasının üç ay sonra Serhat üzerinden çıkış yaptığını öğrendiklerini de ekliyor sözlerine. Rojin’in gerillaya katılmasıyla beraber babasının koruculuğu bıraktığını, kısa bir süre sonra da köylerinin devlet tarafından yakıldığını anlatıyor.
Gerilla Rojin’in katıldıktan bir süre sonra bir mektup gönderdiğini, onu merak etmemelerini yazdığını da vurguluyor.
‘ROJİN DAĞLARLA BÜTÜNLEŞMİŞTİ’
“Rojin, Kürt kadınının ve diğer tüm kadınların yaşadıkları haksızlıkları anlamama, partiyi tanıyıp amaçlarım için yürümeme vesile oldu” diyen gerilla Mazlum şöyle devam etti: “Rojin’den yıllar sonra ben de katıldım. Hakkında bilgi almak istiyordum, fakat bu biraz zordu. Bir gün onunla beraber kalan bir arkadaşla tanıştım. Ona dair bilgi verdi bana. Rojin ilk katılmak istediğinde arkadaşlar fiziğinden dolayı tekrar şehir çalışmalarına göndermede ısrar ediyor. Rojin ise arkadaşlara ‘partiye katılmak hepimizin hakkıdır. Fiziki sorunlar aşılır o nedenle gitmiyorum ve dağda kalıyorum’ demiş. 1992 yılında katılan Rojin dönemin tüm zorlu koşullarına rağmen ısrar etmiş ve büyük bir katılım gerçekleştirmiştir. Hem askeri hem de ideolojik gelişim sağlamış. Küçük yaşındaki yaşama anlam verme gücü; parti içerisinde yaşama anlam vermeyi, partiyle, dağlarla bütünleşmeyi sağlamış.”
'ŞEHİTLERE LAİK OLMAK İÇİN HER KOŞULDA MÜCADELE EDECEĞİZ'
O günlerin, Tansu Çiller, Doğan Güreş, Mehmet Ağar dönemi olduğunu da sözlerine ekleyen gerilla Mazlum, “köylerini yakarak bir ayağını bitirdik. Dağlardaki ayağını da bitireceğiz” biçimindeki açıklamalarını hatırlatıyor.
O günlerde Serhat’ta da büyük bir askeri operasyon yapıldığını vurgulayan Mazlum Merdin, “Kış sürecinde başlamıştı operasyonlar. Rojin yaklaşık 90 arkadaşla beraber büyük Agiri’de düşman tarafında çembere alınıyorlar. Rojin ve arkadaşlar kampı korumak isterken Rojin yoldaş suikast sonucu şehit düşürülüyor. Katıldıktan sonra şahadetini öğrendim. Şahadeti bende bir sarsıntı yaşattı. Bir süre sesiz kaldım. Ama zamanla yaşama anlam verme, dağlarla bütünleşme gerçekleşiyor. Şehitleri tanıdıkça anlam verdikçe büyük bağlılık yaratıyor kişide. Partiye olan bağlılık artıyor. Yaşama anlam verme artıyor. Değişimin şart olduğunu verilen mücadelenin hakkını vermek için arayışlar sorgulamalar başlıyor. Harekette insan zorlanmalar yaşadıkça yaşamayı da öğreniyor. Rojin, Kürt kadınını ve diğer tüm kadınların yaşadıkları haksızlıkları anlamama, partiyi tanıyıp amaçlarım için yürümeme vesile oldu. Şehitlerin benimsediği yolda yürümeyi amaç edindik kendimize. Bizleri ayakta tutan şehitlerimize layık olmak için her koşulda mücadele edeceğiz. Zafere kadar izlerinde yaşayacağız. Başarı onların davasıdır” dedi.