Şengalî: Saldırılara karşı direneceğiz

TAJÊ Diplomasi Üyesi Suham Şengalî, KDP-Ankara-Bağdat’ın eş zamanlı saldırılarına karşı direneceklerini söyledi.

Sorunları diyalogla çözmek istemelerine karşın tehditler savrulduğunu kaydeden TAJÊ Diplomasi Üyesi Suham Şengalî, “Tutumumuz nettir; ne taraftan ne tür saldırı olursa olsun kendimizi koruyacağız, yanıt vereceğiz. Sonuna kadar direneceğiz. Topraklarımızı koruyacak ve özerkliğimizi kalıcılaştıracağız” dedi. 

Êzidî Kadın Özgürlük Hareketi (TAJÊ) Diplomasi Üyesi Suham Şengalî, ANF’nin sorularını yanıtladı. 

Kazımi güçlerinin 18 Nisan’dan beri sürekli Şengal’e saldırılar düzenlediğini hatırlatan Şengalî, “Irak ordusu 18 Nisan’da Dîgur’a girmek istemesiyle çatışmalar başladı. Bir gün sonrasında ise Til Ezer’e saldırmasıyla çatışmalar yaşandı. Dünden beri de Şengal merkeze ve köylerine girmek için büyük konvoylarla geldiler. Êzidxan Asayişi, YBŞ ve halk buna izin vermedi” diye konuştu. 

TEHDİTLE YANIT VERİLDİ

Suham Şengalî, saldırıların yaşanmaması, sorunların diyalogla çözülmesi için girişimlerinin olduğunu, ancak Kazımi yönetiminin saldırıya seçtiğine işaret ederek, şunları söyledi: “Daha çok tehdit içeren cevaplar oldu. Özerk Yönetim’in ve Şengal halkının talepleri kabul edilmedi. Tüm bunlar savaşın işaretiydi.”

SALDIRI PLANI ANKARA’DAN

Şengal, Rojava ve Medya Savunma Alanları’na dönük saldırıların birbiriyle bağlantılı olduğunu söyleyen Şengalî, “Şengal ve Rojava arasında örülen duvar ve bu saldırılar 9 Ekim Şengal Anlaşması’yla bağlantılıdır. Şengal ve Rojava halkı, DAİŞ’e karşı birlikte savaştı. Rojava halkı Şengal’e sahip çıktı. Zap’tan Şengal’e ve Rojava’ya kadar olan saldırıların hepsi birbiriyle bağlantılıdır. Zaten hepsi eş zamanlı oldu” diye konuştu. 

Suham Şengalî, Irak Meclisi Başkanı Muhammed El Halbusi ve Mesrur Barzani’nin Ankara’dan Erdoğan ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile görüşmelerini anımsatarak, şöyle konuştu: “Muhammed Halbusi kaç defa Türkiye’ye gidip görüşmeler gerçekleştirdi. Ardından da Mesrur Barzani Erdoğan’la görüştü. Bu görüşmelerde saldırı planı devreye konuldu. Türk devleti ve KDP gerilla alanlarına saldıracak, Kazımi güçleri de Şengal’e saldıracak. Aynı amaç, hedef ve plandır.”

BU GÜÇ 2014’TE KULLANILSAYDI…

Şimdi Kazımi hükümetinin doğrudan Êzidîlere saldırdığını belirten Şengalî, “Şengal’e dönük fermanı jenosit olarak tanımlamak ve kabul etmek yerine bu topluma saldırıyor. DAİŞ’e karşı Irak’ın onurunu savunan topluma saldırıyor. Dünya kamuoyu bunu iyi görmelidir. Şimdi saldırı için kullandıkları güç, 2014’te kullanılsaydı Şengal’de katliam da olmazdı” dedi.

TUTUMUMUZ NET; DİRENECEĞİZ

Êzidî halkının saldırılara karşı tutumunun net olduğunu vurgulayan Şengalî, şunları dile getirdi: “Ne taraftan ne tür saldırı olursa olsun kendimizi koruyacağız, yanıt vereceğiz. 7’den 70’e herkes savunma güçlerine ve savaşçılarına sahip çıkıyor. TAJÊ ve Êzidî kadınları Irak hükümetini gücünü çekme noktasında uyardı. Direnişte ve gücüne sahip çıkma noktasında ısrarını gösterdi. Êzidî kadınlarının tutumu nettir. Bu esasla silah kaldırıyor ve işgale boyun eğmiyor. Şengal’in özerkliğini ve topraklarını korumak için sonuna kadar direneceğiz. Topraklarımızı koruyacak ve özerkliğimizi kalıcılaştıracağız. Bu Êzidî halkının meşru hakkıdır.”

Zap ve Avaşîn’de gerilla karşısında ağır darbelere alarak kaybedenlerin Şengal’de de kaybedeceğini belirten Suham Şengalî, “Zap ve Avaşîn’deki zafer, Şengal’in zaferidir. Türk devleti orada ağır darbeler yiyip yıkılırken burada da Kazımi hükümeti ve Irak ilerleyemeyecek, amaçlarını gerçekleştirmeyecek” diye ekledi.