Şırnak'ın Cizre ilçesinde 2 gün önce Cudi Mahallesi'nde bulunan ve kimliği belirlenemeyen biri kadın, 6 kişinin infaz edildiklerine dair iddialar güçleniyor. 4'ü bir evin mutfağında, biri, bir evin banyosunda ve diğeri de bir evin samanlığında katledilen kişilerle ilgili konuşan görgü tanıkları, isimlerinin açıklanmaması koşuluyla kayıt altında yaptığımız görüşmelerde, söz konusu bölgelerde çatışmaların olmadığını ve bu kişilerin infaz edildiğinden şüphelendiklerini dile getirdi. Tanıklardan biri, infazları gerçekleştiren kişilerin, uzun sakallı olduğunu, düzgün bir Türkçe ile konuşmadığını ve Türkmence ya da Azerice'ye yakın bir lehçe ile konuştuğunu kaydetti. '
Cudi Mahallesi Reyhan Sokak'taki bir evin mutfağında 4 kişinin katledildiğini ve katliamdan sonra cenazelerin uzun süre orada kaldığını söyleyen görgü tanığı, cenazelerden 2'sinin yakıldığını söyledi. Bölgenin devlet güçlerinin denetimindeki olduğunu, katliamın yaşandığı ana tanıklık etmediğini, ancak daha sonra eve girdiğini söyleyen isminin açıklanmasını istemeyen tanık, "Sarıyıldız Alışveriş Merkezi'nin yanındaki eve girdiğimde evin mutfağında 4 cenazenin olduğunu gördüm. Ev yanmıştı. Ama bütün ev yanmamıştı. Sadece mutfak bölümü yanmıştı. Mutfağın da tamamı yanmamıştı. Mutfakta 4-5 tane küçük tüp vardı, ama hiçbiri patlamamıştı. O tüpler patlamış olsaydı ev o halde mi olurdu?" diye sordu.
Cenazelerden 2'sinin birbirine sarılı halde olduğunu ve tamamen yandığını söyleyen tanık, diğer 2 cenazenin de evin koridorunda olduğunu ve birinin kadın olduğunu aktardı. Görgü tanığı, "Demek ki orada benzin ya da başka bir şey döküp yakmışlar. 2 tanesi yakılmıştı. 3-4 metre ötesinde de biri kadın 2 kişinin cenazesi vardı. Onlar koridordaydı. Oradaki kadının belden aşağısı yoktu. Büyük ihtimalle bombayla falan olmuştu" dedi.
Bu evin hemen arkasındaki sokakta bulunan cenazeyi gören bir başka görgü tanığı da "Caminin hemen yanında Salih Candro'nun evi var. Onun oğlu İdris Candro'nun evinin olduğu yerden bir cenaze aldılar. Sanırım evin banyosundan çıkardılar. Göbeği açıktı. 5-6 tane kurşun vardı, göbek kısmında. Ama orada mı infaz ettiler ya da yaralı olarak oraya sığındı, orada mı infaz ettiler, onu bilemem" diye anlattı. Kamil Atak'ın evinin aşağısında bir cenaze bulundu Diğer cenazenin bulunduğu Gülüşük Sokak'taki tanıklığını da anlatan yurttaş, cenazenin korucubaşı Kamil Atak'ın ve akrabalarının evlerinin aşağısında bulunduğunu belirtti. Bölgenin çatışma bölgesi olmadığının altını çizen görgü tanığı, daha önce mahalleden göç eden birçok kişinin de Atak ailesinin iznini aldıktan sonra gelip hayvanlarına baktığını söyledi. Görgü tanığı, "Orada çatışma yoktu. Özel timler, korucubaşı Kamil Atak'ın evinin aşağısından bir samanlıktan bir cenaze aldılar. Bir erkek cenazesiydi. Göğüs kısmı tamamen oyulmuş gibiydi. Bir mermi ile olacak iş değil" diye konuştu.
Aynı sokakta 2 kadının da gözaltına alındığını belirten görgü tanığı, uzun sakallı polisin, kadınlardan biriyle konuştuğunu, ancak polisin Tükçesi'nin düzgün olmadığını Türkmence ya da Azerice'ye yakın bir lehçe ile konuştuğunu kaydetti. Görgü tanığı, şunları dile getirdi: "Orada bir kadın yakaladılar. Kısa boylu, 40'lı yaşlarda bir kadındı. Yanına sivil giyimli, uzun sakallı bir polis geldi. Onunla konuşmaya başladı. Ama polisin Türkçe'si iyi değildi. Türkmence, Azerice benzeri bir Türkçe ile konuşuyordu. O polis kesinlikle Türkiyeli değildi. Sesi bize geliyordu. Yanındaki diğer polisler de onun gibiydi. Bu onlarla konuştuğuna göre başları bu kişiydi. Kadınla anlaşamayınca başka birini çağırdılar o kişi tercümanlık yapmaya başladı. Kırık Türkçesiyle kadına 'Siz, birlikte çıktınız, ben seni bilerek vurmadım' dediğini duyduk. Sonra bir kadını daha yakaladılar. O bölgenin hepsi polisin denetiminde olan bir bölge."
Söz konusu durum; Türkiye'nin organik bağ içerisinde olduğu DAİŞ, El Nusra Cephesi ve Ehrar El-Şam çeteleri içerisindeki Türkmen grupların sıkıyönetim saldırılarında kullanıldığı iddialarını akıllara getirdi.