2019 yılı Kürdistan’ın Vietnamlılaşma yılıdır

2019 yılının en büyük kazanımı şudur: 2019 Kürdistan’ın Vietnamlılaşma yılıdır. Kürdistan tarihi boyunca yaşanan katliamlar karşısında verilen bedellerin evrenselleşmesi, bu mücadelenin kazanacağını bir kez daha gösterdi.

Yeni bir yıla giriyoruz. Tüm baskılara rağmen 2019 yılı insanlık tarihine demokratik ulus paradigmasının, demokratik modernitenin zemini, ilk nüvelerinin görüldüğü bir yıl olarak geçecektir. Bu yılın başarısı, bu yüzyılın da başarısıdır ve bunu sonraki kuşaklar daha iyi anlayacaktır. Siyasi atmosfer açısından da büyük değişimlerin yaşandığı bir yıl oldu. Yanılsamalı tartışmaların yanında hegemonyanın giderek daraldığı, giderek kapitalist modernitenin kaybetme korkusu yaşadığı ve giderek halklara dayanma maskesi altında, demokrasi söylemi ardında halkları sömürmenin yeni yollarına başvurduğu bir yıl oldu.

Tüm yayılmacı, işgalci, sınır ihlali saldırıların adı barış, demokrasi, kurtarma gibi kavramlarla maskelendi ve bu maskeler arkasında katliamlar gerçekleştirildi. Ama tüm bunlar karşısında direnişin de büyük olduğu bir yıldı. Direniş büyük olduğu kadar evrenselleşti. Tüm dünya insanları ilk kez dillerin, renklerin ötesinde aynı sözleri, aynı anlamları paylaştı. Aynı anlamı, aynı duyguyu başka dillerde söyledi. Dil bilmeyenlerin de anladığı büyük evrensel anlamlar oluştu. Bir zerre, insan özüne yaklaşılan duygular-anlamlar yaşandı. 2019 yılının en büyük kazanımı şudur: 2019 Kürdistan’ın Vietnamlılaşma yılıdır.

TÜM DÜNYA KÜRTLERİN ÖZGÜRLÜK ÇIĞLIĞINI DUYDU

Kürdistan tarihi boyunca yaşanan katliamlar, vahşetler karşısında yürütülen mücadelenin, direnişin ve verilen bedellerin evrenselleşmesi, bu mücadelenin kazanacağını bir kez daha gösterdi. Amed Zindanlarındaki büyük ölüm orucu direnişçilerinin çığlıklarının duyulduğu bir yıl oldu. Ve bu yıl, Rojava direnişiyle birlikte tüm dünya Kürt halkının varlık ve özgürlük çığlığını duydu, bu çığlığa sesini kattı. Ve bu çığlığı büyüttü.

Kürdistan Vietnamlılaştı. Bunda kökünü Kürdistan özgürlük mücadelesinden alan öz yönetim direnişlerinin, Nusaybin’in, Sur’un, Cizre’nin, Şırnak’ın rolü esas. Vietnamlılaşmak Kürdistan için çok anlamlı. Toplumsal varlığı, özgürlüğü için direnen halkın, bu halkın direniş çizgisinin ve direnen bireylerinin anlamının evrenselleşmesi, dünyanın bu sesi duyması var olmanın başlangıcı. Yine karşı taraftan da anlamı büyük.

Dünya devi denilen güç bir enkaz halinde Vietnam’dan çıkmıştı. Bugün de kendini dev gören, kendi ülkesinde tümden insanlığı bastırarak tüm özgür insan emarelerini ezerek ayakta durabilen ve ucube ellerini kollarını bölge insanlığı üzerine salan, lugatında mermiden, savaştan, sömürüden ve nihayetinde faşizmden başka bir zerre olmayan işgalci AKP-MHP hükümeti var karşımızda. Kendini dev sanıyor. Her yere saldırıyor. Kendi ülkesinde değil insanları, hayvanları dahi koruyamıyor ama Libya’ya asker göndermek istiyor. Başta Kürtler olmak üzere herkese uyguladığı metalaştırma derinleştikçe yayılma hevesleri artıyor. Ve koca bir yanılsama balonu gibi şiştikçe şişiyor. Ve her balonun bir şişme kapasitesi olduğu gibi, her faşizmin de bir zulüm kapasitesi vardır.

TÜM ARGÜMANLAR SARAYIN ÇIKARI İÇİN KULLANILIYOR

AKP-MHP hükümetinin Kürdistan üzerindeki vahşeti ve baskılarıyla tüm Türkiye halkları üzerinde uyguladığı faşizm, herkesi terörle tehdit eden siyaseti, Türkiye’yi kendi halkının ölümü, intiharı ve sefaleti pahasına giderek yayılıyor gibi görünmektedir. Ancak şunu bilmek gerekir, her yayılma adımı, AKP-MHP'nin biraz daha çıkmazda derinleştiğini göstermektedir. İçerideki sıkışmasını Suriye ile aşmaya çalışan AKP-MHP faşizmi, bugün de bu derinleşen çıkmazı Libya ile aşma çabasındadır.

Türkiye’de Kürtlere yapılan saldırıların boyutu arttıkça ve halk bu durum karşısında susturuldukça, tasfiye edilmeyen hiçbir grup-kesim kalmamıştır. Öyle ki dindar insanlar dahi ya sahte dinci olma ya da tasfiye olmakla karşı karşıya kalmış, iktidardaki yozlaşmanın aracı haline getirilmiştir. Tüm tarih ve tarihsel argümanların sarayın çıkarları için kullanıldığı, her şeyin bu temelde dizayn edildiği bir hükümetin, bu yozlaşmayı daha fazla içeride taşıyamayacağı görülmüştür.

2019 yılı, tüm bunlara rağmen Kürt halkı öncülüğünde direnişin yükseltildiği bir yıl oldu. Kürtler var olma ve özgür yaşama kararlılığını tüm Kürdistan parçalarında gösterdi, tüm dünyaya da bu anlamda öncülük etti. Büyük bedeller de verdi Kürt halkı. Başta Kürdistan dağlarında halkın fedaisi öncü gerillalar, gerilla komutanları olmak üzere çok değerli evlatlarını şehit verdi. Yine Rojava'da tüm Kürdistan’dan gelen ve direnişe katılan en değerli evlatlarını bedel verdi. Bu yılın kazanımlarının bu bedellerin sayesinde olduğunu, o bedeller olmadan bu kazanımların olmayacağını dost düşman herkesin bilmesi lazım. 2020 yılını belirleyen de bu direniş ve bu büyük tarihsel bedeller olacaktır.

KÜRDİSTAN İNSANI YAŞADIKLARINI UNUTMAYACAK KADAR BİLİNÇLENMİŞTİR

2020 yılı, bir önceki yılın kazanımlarının zirveleştirileceği bir yıl olacaktır. Bu anlamda Kürdistan halkının kazanacağı, Kürdistan özgürlük mücadelesinin verdiği yarım asırlık direnişin büyük ürünlerinin olacağı bir yıl olacaktır. İhanetçilerin ve işbirlikçilerin, kendilerini düşmanın gölgesinde düşmanın zihniyetiyle var eden, Kürdistan özgürlük mücadelesinin kazanımlarını kullanan ve düşman zihniyetini yaşayanların kaybedeceği bir yıl olacaktır. Yine düşmanın, Kürdistan’daki işgalci ve faşistlerin, her türlü sömürgeci kurum ve kuruluşlarda yer alanların büyük kaybedeceği, affedilmeyeceği bir yıl olacaktır. Bunun işaretleri görülmektedir. Zira, Kürdistan insanı, yaşadıklarını unutmayacak kadar bilinçlenmiştir. Ne dün yaşadıklarını unutmuştur ne de bugün yaşananları unutacaktır.

Sadece Kürdistan halkının değil, tüm dünya halklarının kazanacağı bir yıl olacaktır. Tüm dünya halklarının demokratik ulus paradigması etrafında devlet olma dışında kurumlaşma, örgütlenme alternatiflerini yaratacağı, bu anlamda yeni öz yönetim modelinin giderek sadece Kürtlerin değil tüm dünya halklarının sahipleneceği ve örnek alacağı bir model olarak inşasının yaygınlaşacağı bir yıl olacaktır.