Rojava büyük çatışmaların yaşandığı devrimsel bir yılı geride bıraktı. Kobanê zaferi ile girilen yıla, askeri ve öz savunma alanlarındaki devasa gelişmelerin yanı sıra, siyasi, sosyal, ekonomik ve eğitimde de büyük gelişmeler sağlayan Rojava devrimi tarihsel yürüyüşüne devam etti.
Türk devletinin desteklediği DAİŞ çetelerinin Kobanê’ne karşı 2015 yılına girerken başlattığı büyük saldırı dalgası YPG öncülüğündeki direniş güçleri tarafından kırıldı. Kobanê’nin özgürleştirilmesi hamlesinin başlaması, 26 Ocak’ta Kobanê’nin çetelerde temizlemesi ve YPG’nin zaferini ilan etmesi sonucunda Kürtler ve Ortadoğu halkları 2015’e zaferle başladı. Kobanê’deki bu askeri ve ideolojik zaferi yıl boyunca Til Hemis, Tilberak, Kızwan Dağı, Girê Spî, Hesekê ve QSD’nin Hol zaferi izledi. Yılı bitirmemize günler kala ise Rakka, Cerablus hattında QSD hamlesi başladı. YPG öncülüğünde yaşanan bu askeri başarılar, Rojava devriminin bölgesel ve uluslararası alanda meşruiyet kazanmasına, halkların direniş ve özgürlük umudu olmasını da getirdi. Kobanê’de Arin Mirkan’ların temsil ettiği YPJ’nin direniş geleneği dünya özgür kadın hareketinin direniş sembolü ve yaşayan efsanesi olma özelliğine kavuştu.
2015 yılında büyük direniş ve askeri başarıların yanında yeniden inşa çalışmalarını yürüten Rojava devrimi, siyasal, uluslararası alanda meşruiyet kazanarak diplomatik birçok gelişmeyi yaratarak direniş ve çözümün da yolunu açığa çıkardı. Siyasal alandaki bu gelişmeler inşa sürecindeki Rojava devriminde kültürel, sosyal, ekonomik ve eğitim alanları başta olmak üzere birçok gelişmeye de imza attı.
TARİH KOBANÊ ÖNCESİ VE KOBANÊ SONRASI OLARAK YAZILACAK
Tarihe damgasını vuran Kobanê direnişi ve YPG’nin Kobanê zaferi, tüm Rojava devrimi için tarihi bir eşik oldu. Kobanê zaferinden sonra Kürdistan’da tarih yazılırken Kobanê öncesi ile Kobanê sonrası olarak anılmaya başlandı. YPG öncülüğündeki Koberê zaferini 21 Şubat’ta Til Hemis ve Til Berak hamleleri izledi. YPG, DAİŞ çetelerinin 23 Şubat’ta Til Temir köylerine saldırılarına karşı başlattığı direnişi 6 Mayıs Komutan Rubar Qamişlo Hamle ile devam etti.
Girê Spi’nin özgürleşmesi ile büyük darbe alan çetelerin 24 Haziran Hesekê saldırısında Baas rejiminin kırılması ile birlikte Hesekê halkının talebi doğrultusunda YPG, YPJ 26 Haziran’da çetelere karşı hamle başlatarak 1 Ağustos’da Hesekê’yi çetelerden temizleyerek başarılarına bir yenisini ekledi. Ve böylece Hesekê halklarının kurtuluş umudu olduğunu göstermiş oldu.
Tüm bu askeri hamlelerin Kobanê direnişi sonrasında gelişmesi tesadüfi değildir. Zira çeteler Rojava devriminin ilk kantonu olan Kobanê’ye saldırarak buradan devrimi boğmaya çalışmıştı. Türk devletin desteğini alan çeteler, ağır silahlarla donatılarak üç koldan Kobanê’ye saldırıldı. Türk devleti ve Erdoğan’ın vesayet savaşını veren DAİŞ çeteleri elde ettikleri silah üstünlüğüne dayanarak kısa sürede Kobanê’yi düşüreceklerini ve ‘bayram namazlarını’ Kobanê’de kılacaklarına dair çok iddialı açıklamalarda bulunuyordu. Ancak DAİŞ çeteleri ve onun arkasındaki güçlerin unuttukları bir şey vardı. Ancak, felsefesini Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’dan alan Kobanê direniş güçleri gericiliğe, teslimiyete ve ihanete geçit vermeyeceğini gözler önüne serdi.
KOBANÊ ZAFERİ HALKLARIN BİRLİKTE YAŞAM VE MÜCADELE KARARLIĞIDIR
2014 yılının son ayları ile 2015 yılının Ocak ayı arasında DAİŞ çeteleri ve onun arkasındaki gerici güçlere karşı tam 134 gün boyunca destansı direniş ortaya konuldu. Aralık ayının ortasından başlayan ve 2015 yılının Ocak ayının 26’sında YPG’nin zaferi ile sonuçlanan Kabonê zaferi irade ve inancın da zaferi olarak tarihe geçti.
Kobanê zaferi, bir kentin savaşının ötesinde, Rojava devrimi, Kürdistan, Ortadoğu ve ilerici insanlık değerlerinin yükseldiği bir ortak değer haline geldi. Çünkü Kabonê halklar, cinsler, kültürler, ideolojiler ve tarihin bir çatışması olma gibi büyük özellikleri bağrında taşıyordu. Tüm özelliklerinden dolayı Kobanê tarihsel bir dönemeç oluşturdu. Kobanê zaferi, aynı zamanda DAİŞ çetelerinin baş aşağı gidişinin önünü açtı. Faşist Türk devletinin inkâr ve imha planlarını boşa çıkarırken, halkların birlikte yaşam ve mücadele imkânlarını da ortaya çıkardı.
Kabonê direnişinin zaferle sonuçlanması bölge halklarının birlikte yaşam imkanlarını da açığa çıkarmış oldu. Zira Rojava devrimine karşı saldırı yapan çetelerin arkasındaki kirli güçlerin amaçlarından birisi de halklar ve kültürler arası bir çatışmayı yaratarak, ortaya çıkacak parçalanmışlık üzerinden egemenliklerini sürdürmeydi. Oysa Kobanê’de Kürt halkının farklı parçalarından ortak bir irade ortaya çıkmış, yine Suriye ve bölgeden birçok güç çetelere karşı ortak direniş içinde yer almıştı. Bu birliktelik aynı zamanda devrimin de ortak değerlerini oluşturmaya başlamış ve devrimin halklar arasında onaylanması anlamına da geliyordu.
Kobanê direnişinden sonra Rojava halklarının birlikte yaşama kararlığı daha da artarken, Rojava devrimi ve demokratik özerklik modeli çözüm yönünde daha fazla benimsenmeye başlandı.
TEMİZLİĞE KOBANÊ’DEN BAŞLADI
26 Ocak zaferi ile başlayan temizlik hareketi Kobanê’nin köylerinde de devam etti. Bu askeri hamle Rojava devrimini yeni bir merhaleye taşıdı. Rojava demokratik yönetimi uluslararası alanda meşruiyetini kazanırken, aynı zamanda bölge halkların ortak yaşamını temsil eden ortak bir değer haline de geldi.
Özellikle Rojava devrimini yalnızlaştırıp boğmaya çalışan Türk egemen güçlerinin başını çektiği faşist ve gerici güçlerin tüm hesapları yerle bir oldu. Rojava devrimi Kürt, Arap, Süryani-Asuri, Türkmen, Çeçen ve Ezidi başta olmak üzere tüm halklar ve inançların birlikte yeni bir yaşamın yaratıldığı bir devrim karakterine büründü.
DEVRİMİN TEMEL TAŞLARI KOMÜN-MECLİSLER
Kobanê zaferinin devam ettiği günlerde Rojava’nın diğer Kantonu Cizirê’de de devrimin inşa sürecinin en önemli ayaklarından biri olan komin ve halk meclis çalışmalar yürütüldü. Her köy ve mahallede örgütlenen kominler ile halkın doğrudan katıldığı demokratik bir süreç başlatıldı. Oluşturulan bu komilerin temsilcileri şehir meclislerinde yer aldı. Şehir meclislerinden çıkan delegeler de kanton meclisinde yer alması esas alındı. Böylece en ücra ya da şehrin herhangi bir yerindeki bir kişi kendi komünü aracılığı aldığı karar, görüş ve önerileri ile doğrudan hem kendi sorunlarını dile getirebiliyor, hem şehrin, hem de genel sorunlarda söz ve karar sahibi olabiliyor.
HALK HPC İLE ÖZ SAVUNMA GÜCÜNE KAVUŞTU
Kominler sosyal, siyasal ve kültürel alanda olduğu kadar öz savunma da aktif bir rol aldı. Çevre sorununa karşı duyarlılıktan tutalım da geliştirilen saldırı ve tehditlere karşı da komünler aktif bir şekilde sorumluluk üstlendi.
Komünlerin öncülük ettiği ve tamamen sivil halktan oluşturulan Hêzên Parastina Ciwaki (HPC-Halk Savunma Güçleri) DAİŞ çetelerine karşı geliştirilen hamlelerde YPG, YPJ’nin yanında aktif rol aldı. Ayrıca, kendi mahalle ve şehirlerini korumada da aktif bir şekilde görev üstlenmeye başlandı.
HPC’de yer alan bir kadın ya da erkek, toplumdan herhangi bir kişi gündüz işindeyken akşamları kurulan kontrol noktaları ya da nöbet yerinde kendi mahalle ve semtini korudu, koruyor. İhtiyaç duyulması halinde ise YPG, YPJ ya da QSD içinde yer alarak öz savunmada aktif rol alabilir. Böylece, doğrudan saldırılara karşı halkın kendi kendini koruma mekanizması da sağlanmış oldu. 2015 yılı içinde belki de devrimin en önemli ayaklarından birisi de bu şekilde tamamlanmış oldu.
TİL HEMİS VE TİL BERAK HAMLELERİ DEVRİMİN HALKLAR AYAĞINI TAMAMLIYOR
2015 yılına Kobanê zaferi ile giren Rojava devrimi, bir yandan Türkiye destekli DAİŞ çetelerine karşı öz savunmayı en aktif bir düzeyde yürütürken, diğer yandan da inşa sürecine devam etti. Kobanê’de büyük darbe alan çeteleri Rojava ve oradan tüm Suriye topraklarından atmak için YPG, YPJ güçleri 21 Şubat’ta Til Hemis hamlesini başlattı. Hamle ile çetelerin önemli merkezlerinden olan Til Hemis’ten sonra Til Berak da özgürleştirilerek temizlendi. Özgürleştirilen bu alanlarda şimdi çoğunluğu Arap olan halklar kendi komin ve meclislerini kurarak, öz savunmasını da gerçekleştirerek ilk defa kendi kendini yönetmeye başladı.
Halkların ortak iradesine dayanan demokratik özerklik yönetimi içinde Kürt, Arap, Asuri-Süryani, Çeçen ve Ezidi gibi halklar, dinler ve kültürler özgür bir şekilde yer alıyor. Til Hemis ve Til Berak’ın özgürleştirilmesi ile Rojava devriminin bir halklar devrimi olduğu, her halkın kendini özgür bir şekilde ifade edebileceği ve yönetebileceği bir kez daha ortaya çıktı. Daha sonra bu adım Hol ve güney Hesekê kırsalında da devam etti.
TİL TEMİR KOBANÊ’DEN DİRENİŞİ DEVRALIYOR
Kobanê’de YPG öncülüğündeki direniş güçlerinden büyük darbeler alarak baş aşağı giden çeteler, YPG, YPJ’nin Til Hemis, Til Berak hamlesi karşısında duramayacağını ve büyük kayıplar vereceğini bildiğinden dolayı Til Hemis hamlesinin başlamasından iki gün sonra Til Temir ve Habur havzasındaki Asuri köylerine saldırarak, geniş bir işgal hareketi başlattı. İşgal hareketinde DAİŞ çeteleri 30’un üzerinde Asuri köyünü işgal ederek, yüzlerce Asuri’yi katletti, ya da esir aldı.
DAİŞ çetelerinin bu işgal hareketi Til Temir’e varmadan YPG ve YPJ güçleri arasında yaşanan şiaddetli çatışmalarla durduruldu. 23 Şubat’tan 20 Mayıs’a kadar DAİŞ çetelerinin Til Temir köylerine yönelik işgal hareketine karşı bölgede yaşan Kürtler başta olmak üzere, Arap, Asuri-Süryani halkları 7’den 70’e bir seferberlik ruhu ile direndi. YPG, YPJ’nin 6 Mayıs’ta çetelere karşı Til Mecdel köyünden başlattığı Komutan Rubar Qamişlo Hamlesi’nin 14. gününde Alya ve Hesekê hattından iki koldan ilerleyen YPG, YPJ güçleri El Huda ve Em ul Mesamir köylerinde birleşerek çetelerin konumlandığı 23 köyü ablukaya aldı. Büyük bir panik halinde kaçan çetelerden yüzlercesi vuruldu. Çetelerin işgal hareketine karşı direnen Til Temir özgürlüğüne kavuştu. Ancak çeteler her yerde olduğu gibi arkalarında mayın, patlayıcılarla yüklü yaşanılmaz bir yer bıraktı.
KOMUTAN RUBAR QAMİŞLO HAMLESİ YENİ BİR SÜRECİ BAŞLATTI
2015 yılında Rojava ve tüm bölgeye damgasını vuran şüphesiz 6 Mayıs’ta başlayan Kızwan Dağı, Mebruka, Silûk ve Girê Spî’nin özgürleşmesi ile somutlaşan Komutan Rubar Qamişlo Hamlesi oldu. Çetelerin bu önemli stratejik merkezlerinin YPG’nin eline geçmesi salt bir askeri başarının ötesinde, siyasi ve diplomatik alanda Rojava devriminin gücünü de dünyaya gösterdi.
Başta Türk devleti olmak üzere DAİŞ çeteleri üzerinde kirli hesapları olan güçler, YPG’nin bu tarihi hamlesi karşısında panik ile saldırmaya başlasa da, dünya ilerici insanlığı bu hamle ve başarılı sonuçları ile artık Rojava’yı ve sistemsel yönetimini kabul etmeye ve destek sunmaya başladı. Bu hamle ile Rojava’da çetelere karşı yürütülen başarılar ile aynı zamanda demokratik Suriye’ye giden yol da açılmış oldu. Zira bir kaos ve krizi yaşayan Suriye’de Rojava devrimi salt çeteleri temizleyip atmakla kalmıyor, aynı zamanda halkların ortak geleceğini de yaratıyordu.
Komutan Rubar Qamişlo Hamlesi ile Hesekê-Til Temir arasındaki Habur havzasındaki Asuri köyleri başta olmak üzere, çetelerin önemli merkezlerinden Kızwan Dağı, Mebruka, Silûk, Eyn İsa ve Giri Spî olmak üzere yüzlerce köy ve mezra özgürleştirilirken, yüzlerce çete de öldürüldü. Özgürleştirilen alanlar çetelerin geride bıraktıkları mayın, patlayıcılardan temizlendi, TEVDEM ve demokratik özerklik yönetiminin yardımı ile yaşam yeniden inşa edilerek, yöre halkının topraklarına dönmesi sağlandı.
ÇETELER KOBANÊ VE HESEKÊ’YE EŞ ZAMANLI SALDIRI DÜZENLİYOR
Çeteler, Hesekê doğusundan başlayarak Habur havzası ile Kizwan Dağı dahil Til Temir, Alya, Mebruka, Silûk, Eyn İsa, Sirîn ve Girê Spî olmak üzere büyük bir alanı kaybetti, yüzlerce ölü verdi. Büyük darbeler alan çeteler baş aşağı gidişin önü almak için bir yandan rejimin elinde bulunan Hesekê şehrine saldırı hazırlığı yaparken diğer yandan da Kobanê’de bir sivil katliam gerçekleştirdi.
Türk devletinin desteği ile Kobanê’ye saldıran çeteler yüzlerce kadın, çocuk, yaşlı insanı katletti. Plana göre çeteler Kobanê de büyük bir katliama girişecek, Kobanê dışından müdahaleye gelecek olan YPG’ye saldırılacak ve Kobanê yeniden işgal edilecekti.
Kobanê’de YPG’nin müdahalesi ile saldırı ve katliam yapan çeteler imha edildi. YPG dışarıdan gelen saldırılara da sert karşılık vererek, bu işgal planını boşa çıkardı.
Kobanê ile eş zamanlı Hesekê’ye saldıran çeteler rejimin elinde bulunan çocuk cezaevi, Panorama kavşağı, Kırmızı Kiremitler ve Neşve gibi birçok yeri ele geçirdi. Savaşın şehir içinde gelişmesi ve Hesekê halkının çağırısı ile YPG, Hesekê’nin Azizîyê mahallesinden çetelere karşı operasyona başladı. Çetelerin Baas rejiminden ele geçirdiği yerleri YPG operasyonları ile birlikte özgürleştirdi.
Bu operasyonlarda da yüzlerce çete öldürülürken, cephanelerine el konuldu. Çeteleri Hesekê merkezinden atan YPG ve YPJ güçleri Kızwan Dağı batısı ile Hesekê doğusundaki alanlarda konumlanmış olan çetelere karşı operasyonlarını sürdürerek birçok yeri özgürleştirdi.
DEMOKRATİK BİR SURİYE’NİN İNŞASI İÇİN QSD KURULUYOR
YPG ve YPJ’nin askeri alanda gerçekleştirdiği başarılara paralel olarak sosyal ve siyasal alanda da birçok gelişme yaşandı. Rojava devriminin başarılarından sonra bölge ve uluslararası alanda birçok çevre Rojava modelini ve çetelere karşı elde edilen başarıları dikkatle izledi. Çözümün yegane yolu olarak demokratik özerklik yönetimi ciddi bir şekilde destek gördü.
Rojava’nın bu başarılarını ve çözüm gücünü tüm Suriye halklarına mal etmek için 10 Ekim’de Kürt, Arap, Asuri-Süryani ve Türkmen halklarından oluşan 13 örgüt bir araya gelerek Demokratik Suriye Güçleri (QSD) çatısı altında ortaklaştı.
Kuruluşundan 20 gün sonra yani 30 Ekim’de QSD Hesekê’nin güney kırsalını DAİŞ çetelerinden temizlemek amacıyla ilk hamlesini başlattı.
Kuruluş bildirgesinde demokratik bir Suriye’nin inşası için mücadele edeceğini ilan eden QSD başlattığı hamlenin 17 gününde çetelerin önemli merkezlerinden birisi olan Xatunîyê ve Gola Xatuniyê ile Hol kasabasını özgürleştirdi. QSD’nin bu başarısı hem Suriye halkların birlikte yaşam ve demokratikleşmesi hem de bölgenin çetelerden temizlenmesi için önemli bir gelişme sağladı.
İNŞA ÇALIŞMALARI DEVAM ETTİ
2015 yılında Rojava’nın büyük devrimsel gelişmeleri bir yandan askeri ve öz savunma, diğer yandan da yeniden inşa çalışmaları olmak üzere iki koldan devam etti. YPG’nin çetelerden temizlediği alanlar başta olmak üzere Rojava’nın tümünde yaşam yeniden örgütlenerek devrimin sosyal, kültürel, ekonomik alanda olmak üzere inşa çalışmaları devam etti.
Kurulan askeri akademilerde uzmanlaşma çalışmaları yürütüldü. Böylece YPG, YPJ ve Asayiş güçleri nitel bir yapıya da kavuşturuldu. Yine sosyal alanda halkın temel sorunları olan elektrik, su, yol ve alt yapı, sağlık, eğitim ve kültür alanında pek çok çalışma yürütülerek toplumun yeniden ve kendi kendini yönetme imkan ve olanakları geliştirildi.
Komün ve kooperatifler bir yandan ortak iradi güç ve manevi bir oluşumun gelişmesini sağlarken, diğer yandan kendi kendine yönetim geliştirilmeye başlandı.
KOBANÊ’NİN YENİDEN İNŞASI ROJAVA DEVRİMİNİN GELİŞİMİ OLDU
İnşa çalışmalarının başında şüphesiz yıl içinde Kobanê’nin yeniden inşa çalışmaları geldi. Türk devletinin desteğiyle ağır silahlarla saldıran DAİŞ çeteleri her yerde olduğu gibi Kobanê’de büyük yıkımlara sebep oldu. Çetelerin patlayıcı yüklü araçlarla yaptığı saldırılarda Kobanê’nin büyük bir kısmı tahrip oldu. Kobanê’yi yeniden inşa etmek ve göç eden halkını yeniden gelmesi için inşa çalışmaları birçok açıdan devam etti.
Bir yandan enkaz kaldırma çalışmaları yürütülürken diğer yandan da yıkılan yerler yeniden inşa edildi. Çetelerin saldırısından sonra yerlerini terk eden Rojavalılar, askeri operasyondan sonra geri döndü. Özellikle yeniden inşanın sürdüğü Kobanê’ye yıl içinde hemen her hafta binlerce kişi kafileler halinde döndü. Evlerinin bir bölümü sağlam kalanlar evlerine, evleri olmayanlar da çadırlarda yaşamlarını sürdürerek, yeniden inşa çalışmaları içinde yer aldı.
İnşa çalışmaları çerçevesinde komün, kooperatifler başta olmak üzere, siyasal, sosyal ve kültürel olmak üzere birçok alanda devrimin önemli temel taşları atılarak devrimin 5. yılında yenilmezliği de kanıtlandı. Rojava’nın bu çok yönlü çalışmaları giderek bölgesel uluslararası alanda da birçok kesimin ilgisini çekmeye ve çözüm tek adresi olarak görülmeye başlandı.
Eğitim alanında da Rojava’da ilk defa tüm halklar kendi ana dilleriyle okullarda eğitim almaya başladı. Kimliği de inkar edilen ve yok sayılan Rojava halkları eğitim ile ana dil eğitimi alarak devrimin önemli bir ayağını tamamlamış oldu.
TEŞRİN BARAJI İLE HALKLAR BİRLEŞTİ
10 Ekim’de kurulan QSD, 30 Ekim’de Hesekê’nin güney kırsalına bir hamle başlattı. Hamlenin 14. gününde çetelerin önemli merkezlerinden olan Hatunîyê ve Hol kasabalarını özgürleştirdi. QSD 17 Kasım’da bir basın açıklaması ile Hol hamlesini sonuçlandığını açıkladı.
QSD, 2015 yılının sonlarına doğru giderken Rojava ve Suriye devriminde önemli gelişme daha ekledi. QSD 23 Aralık akşamı yaptığı basın açıklamasıyla Kobanê’nin güney kırsalında bölge halkının talebi doğrultusunda ikinci hamlesini başlattığını duyurdu. QSD güçlerinin Kobanê’nin güneyinde başlattığı hamle 4’üncü gününde Teşrin Barajı ve onlarca köyü özgürleştirerek Fırat’ın ötesini de DAİŞ çetelerinden temizledi.
Rojava devrim savunma güçlerinin de içinde bulunduğu QSD’nin bu zaferi Rojava devriminin başarısı ve demokratik Suriye’nin geleceği açısından tarihi gelişmelere de kapıyı aralamış oldu. Zira QSD’nin Teşrin Barajı ve köylerinin özgürleşmesi hamlesinde Kürt, Arap, Süryani ve Türkmen halklarının yanı sıra Türkiyeli devrimci hareketlerden de savaşçılar yerlerini aldı. 6 gün gibi kısa bir süre içerisin de DAİŞ çetelerinin işgali altında bulunan Teşrin Barajı’nın yanı sıra onlarca köy ve mezra özgürleştirildi.
QSD hamlesine damgasını vuran şüphesiz Teşrîn Barajı’nda yaşanan zaferdir. İki yıla yakın süredir çetelerin işgali altında bulunan Teşrin barajı, Münbiç ve Cerablus hattını Rakka’ya bağlayan güzergahta bulunuyor. Bu stratejik öneminden dolayı DAİŞ çetelerinin nefes borusu konumunda oldu. Bu borunun kesilmesi demek Demokratik Suriye devrimine bir adım daha yakınlaşmış olmak demektir.
QSD’nin Teşrin baraj ve köylerindeki tarihi zaferi ile de Kobanê kantonu 11 ay aradan sonra tümden özgürlüğüne kavuştu. Rojava bu başarılar altında 2016’ya daha güçlü bir şekilde giriyor…