Zelal Kartal'ı ailesi anlattı: Başımız dik; şeref yolundaydı

Lice'de özel harekat merkezine dönük fedai eylem yapan Zelal Kartal’ı (Tekoşin Amed) anlatan ailesi, kızlarının özgür dağlara gittiği için onur duyduklarını kaydetti.

Amed’in Lice ilçesinde bulunan özel harekat merkezine 10 Eylül'de fedai eylem gerçekleştiren Zelal Kartal (Tekoşin Amed), eylemini Sur’daki katliam ve yıkıma karşı yapmıştı.

Zelal Kartal'ın ailesi, '90’lı dönemlerde Silvan ilçesine bağlı Deyika köyünde yaşanan köy yakmaları ve korucu dayatmaları nedeniyle Amed'e göç eder. Göçün ardından Zelal, 28 Ağustos 1993 tarihinde Amed'de dünyaya gelir. Çocuk yaşta devletin baskı ve zulüm politikalarıyla tanışan Zelal, devlete karşı sürekli asi bir çocuk olarak ifade edilir. Asiliğinin getirdiği direngenlik ile gençlik çalışmalarına katılan Zelal, Kürt halkına uygulanan katliam ve asimilasyon politikalarına karşı ise öfkesini büyütür. Zelal'i anlatan ailesi, kızlarının çocuk yaştan itibaren gençlik çalışmaları içinde yer aldığını ve tüm baskılara rağmen asla geri adım atmadığını söyledi.

ANNE KARTAL: MÜCADELESİNİ BÜYÜTMEK İÇİN KATILIM YAPTI

Zelal'in, gördüğü baskı ve zulümlere dayanamayarak PKK'ye katıldığını belirten Anne Afife Kartal, "Kızım küçük olmasına rağmen yapılan tüm baskı ve zulümlerin farkındaydı. Köyümüz yakıldı, merkeze göç ettik. Göç hikayeleriyle büyüyen Zelal, önce merkezde çalışmalarını sürdürdü, ardından mücadelesini büyütmek için katılım yaptı” dedi.

Anne Kartal, kızının sürekli polis takibinde olduğunu, bu baskı, sindirme politikalarına karşı daha büyük bir hırsla çalışmalarını sürdürdüğünü söyledi. Anne Kartal, “Bir gün arkadaşları eve geldi ve polislerin Zelal'i mezarlıkta gözaltına aldıklarını söyledi. Polisler gözaltında fotoğrafını çekmiş, korkutup hakaret etmişler. Sonra liseye başladı ama bir türlü çalışmalarına ara vermiyordu. Sürekli oradan oraya gidiyordu. Kızıyordum, 'kızım, yapma etme, yerinde dur' diyordum, ama dinlemiyordu" ifadelerini kullandı.

Zelal'in liseyi bitirmeden PKK'ye katıldığını kaydeden annesi, katılımının 4’üncü ayında evlerinin polisler tarafından basıldığını şöyle anlattı: "Polisler, Tekoşin’in dağdaki fotoğrafını çıkarıp, 'burası Kandil Dağı, kızın kırsala gitmiş’ dedi ve üzerime bağırdı. Ben de 'benim evimde bana bağıramazsın, hakaret edemezsin' dedim. 'Kandil ise Kandil, ne yapalım yani orada binlerce kızım var, gitmişse gitmiş, kızım kimseden farklı değil' dedim. Sonra Selahattin Demirtaş'ın milletvekilim olup olmadığını sorunca, 'vekilimdir, başımın tacıdır' dedim. Polis dönüp, 'Selahattin Demirtaş madem başının tacı, o vakit gidip kızını Kandil'den getirsin' dedi. Ben de Selahattin kızımı göndermedi ki gidip kızımı alsın, dedim. Sinirlendim ve 'siz kızımı gözaltına aldınız, korkuttunuz, hakaret ettiniz; kızım küçüktü, bu kadar işkence yaşattınız. Burada dayanamadı gitti, dedim.”

GİTTİĞİ GÜN

Kızının, kendisini özgür hissettiği dağlara gittiğine vurgu yapan Anne Kartal, Zelal’in cezaevinde olmadığından, özgürlüğün hissedildiği dağlarda olduğundan dolayı mutluluk hissettiğini kaydetti. Zelal'in kilolu olduğunu, bir o kadar güçlü ve çok hızlı yürüdüğünü belirten annesi, kızının 19 Kasım 2011 tarihinde katılım yaptığını kaydetti. Sürekli gideceğini dile getirdiğini ve gideceği gün kendisine sarıldığını söyleyerek, "Babasıyla vedalaştı, anladım gideceğini. Ev anahtarımızı cebinde unutmuş, geri dönüp anahtarı bırakmış ve babasına bu gece eve gelmeyeceğini söylemiş, 'onun için anahtar bende kalmasın' demiş" diye belirtti.

'BAŞIMIZ DİK'

Kızının küçük olmasına rağmen çok olgun olduğunu ifade eden Anne Kartal, "Allah’ıma binlerce kez şükür olsun ki, bir gün pişman olmadım, bir ihaneti olmadı. MİT olmadı, ajan olmadı, büyük bir şehadetle yaşamını yitirdi. Bunun için başım dik, kahramandı, kendini halkı için, Önderliği için feda etti. Doyasıya kızıma bakamadım, yediremedim, giydiremedim, büyütemedim. Çocuklar bize gelince onları çok severdi. Evimize büyük birileri gelince yine saygı ve hürmet ederdi. Bizim binada 24 aile vardı. Ben nasıl ki üzülüyorsam, arkadaşları, arkadaşlarının ailesi ve 24 evde yaşayan herkes de benim gibi onun şehadetiyle üzüldü" dedi.

BABA KARTAL: BANA 'HEVAL' DERDİ...

Baba Sıddık Kartal ise şunları dile getirdi: "Zelal başarılı, hareketli, güler yüzlü bir kadındı. Zelal'in yanında olan insanlar onun yanından bir daha ayrılmak istemezdi. Zelal'le aramız çok iyiydi. Okuldan bir gün beni çağırdılar. Zelal'e sormuşlar, ‘anneni mi çağıralım, yoksa babanı mı’ diye, o da beni çağırmalarını istemiş. Okul yönetimi şaşırmış çünkü herkes annesini çağırmış. Hiçbir zaman birbirimizin kalbini kırmadık. Bana 'heval' diye seslenirdi, arkadaş gibiydik. Eylemlerde çok coşkuluydu. Kızım gittiğinde üzülmedim diyemem, üzüldüm ama Zelal şeref yolundaydı, onun için başımız her zaman diktir. Bütün Kürt halkının kalbindedir, biliyorum."