Yoleri: Yüksekdağ'a verilen cezalar kadın iradesine saldırıdır

Avukat Gülseren Yoleri, Yüksekdağ hakkında açılan soruşturma ve verilen cezaların kadın iradesine bir saldırı olduğunu belirtti.

HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ hakkında açılan soruşturma ve verilen cezaların Yüksekdağ şahsında kadın iradesine bir saldırı olduğunu belirten avukat Gülseren Yoleri, " Ayrıca Yüksekdağ'a yapılan bu uygulama Kürtlerle dayanışma içinde olan diğer güçlerin caydırılması amaçlanıyor" dedi.

Yargıtay tarafından parti üyeliği düşürülen Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ'ın avukatlığını yapan İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkan Yardımcısı Gülseren Yoleri, Yüksekdağ hakkında açılan soruşturma ve cezalara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Yüksekdağ’ın tutuklu olduğu dosyaya dikkat çeken Yoleri, dosyanın Diyarbakır’da başlatılmış bir soruşturma olduğunu ve daha sonra yetkisizlikle Ankara’ya gönderildiğini söyledi. Dosyanın Ankara’dan da yetkisizlikle tekrar Diyarbakır’a dosyanın gönderildiğini kaydeden Yoleri, Diyarbakır'ın bunu Yargıtay'a yolladığını, Yargıtay'ın ise 4 Temmuz 2016'da ilk duruşma gününü Ankara 16’ıncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmesine karar verdiğini belirtti.

'YARGILANAN VEKİLLİKTİR'

Yüksekdağ hakkında açılan çok sayıda davanın olduğunu dile getiren Yoleri, “Aslında milletvekilliği faaliyetleri çerçevesinde gittiği ya da gittiği yerde yaptığı konuşmalar, dava konusu yapılmış.Yani, yargılanan şey aslında milletvekilliği faaliyetidir” dedi.

Yoleri, Yüksekdağ’ın gittiği Ankara Urfa, Mersin, Adana gibi yerlerde yaptığı konuşmaların içeriğinde geçen cümleler üzerinden savcının soruşturma başlattığını belirtti. Davaların “Cumhurbaşkanına hakaret”, “Örgüt üyeliği”, Örgüt propagandası” ve “Devlet yetkililerine hakaret”  gerekçesi ile açıldığını ifade eden Yoleri, “Bu suçlamalarla ilgili en dikkat çekici şey, örneğin yaptığı bir konuşmadan dolayı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası dahi istenen 2 dosyası var” şeklinde konuştu.

‘KONUŞMADAN SUÇ YARATILMIŞ’

Bölgede yaşanan sokağa çıkma yasakları dönemine ilişkin Yüksekdağ'ın yaptığı konuşmalardan yola çıkılarak açılan davalara dikkat çeken Yoleri, “Bu operasyona ya da devletin ve iktidarın bu süreçteki tutumuna ilişkin yapılan eleştiriler, örneğin; orada görev yapan ‘devlet güçlerine hakaret ve aşağılama’ ve ‘terör propagandası’ gibi değerlendirilmiş. Yine konuşmanın içinde eğer bir örgüt ismi geçiyorsa hemen o örgütün üyesi olmakla suçlanıyorlar. Bu operasyon döneminde, konuşmada, halkın direnişi, karşı koyması, muhalefeti öne çıkarılmış ise o zaman da bunu halkı devleti sanki yıkmaya teşvik ediyormuş gibi değerlendirerek, bu sefer de 302 dediğimiz yani 'ağırlaştırılmış müebbet' veriliyor” diyerek konuşmalardan suç yaratıldığını söyledi.

'DAVALARDA HEMEN SAVCININ MÜTAALA VERMESİ TALEP EDİLİYOR'

Her gün yeni davaların açıldığını vurgulayan Yoleri, şunları ifade etti: “Normalde biz ne kadar olay varsa hepsine ilişkin bir soruşturma vardır ve onlar bir anda davaya dönüşecek diye düşündük; ama böyle olmadı. Daha yeni 4 tane dava açıldı Figen Hanım hakkında. Dolayısıyla yeni yeni davalar ekleniyor ve her davadan cezalar isteniyor. Bu dava süreçleri de çok hızlı işletiliyor. Henüz sorgusunun yapıldığı, ne diyorsunuz dedikleri ve onun da bu suçlamalar karşısında ilk beyanında bulunduğu dosyalarda bile hemen savcının mütalaa vermesi talep ediliyor.”

‘YÜKSEKDAĞ ÖZELİNDE KADINA ÖZEL YÖNELİM'

Yüksekdağ'ın suçlandığı konuşmaların çoğunun dosyada olmadığını ifade eden Yoleri, “Suçun dayanak edilen konuşma metni dosyaya gelmeden savcı mütalaa veriyor ve ne kadar ceza istediğini söylüyor. Delil toplanmamış, suçlamanın dayanağı ortada yok; ama hemen bir ceza verilmesi eğilimi var. Hukuku yok sayarak ceza vermek istiyorlar. Bunu hızlı bir şekilde yapmak istiyorlar. Bunu aslında tüm vekillere de yapmak istiyorlar; ama Figen Hanım'a yönelik biraz  daha yoğun bir eğilim içinde olduklarını gözlemliyoruz” diye konuştu. 

Milletvekillerine yaptığı konuşmalardan kaynaklı soruşturma açıldığını ve bunun Anayasa'ya aykırı olduğunu söyleyen Yoleri, Türkiye’de hukukun bir nebzede olsa yerine oturması ile bu soruşturmaları ve yargılamaları yapanların cezalandırılması gerekeceğinin altını çizdi.

Yargının iktidara bağımlı olduğuna işaret eden Yoleri, bu yargılamaların hukuki değil, siyasi yargılamalar olduğunu belirtti.  Yüksekdağ’ın daha ilk tutuklandığında kendisine yönelecek baskının daha özel bir şekil olacağını bildiğini ifade eden Yoleri, “Çünkü devletin Kürtlerle dayanışma içerisinde olanlara yönelik daha bir saldırgan tutum içerinde olacağına da dair bir öngörü vardı ve bu gerçekleşiyor. Bu dayanışmayı kırmak, içinde özellikle Kürtlerle dayanışma içinde olan diğer güçlerin caydırılması ve kadınların siyasette geriletilmesi... Devletin bu iki açıdan özel bir yönelimi olabileceğini ön görmüştür. Nitekim bu gerçekleşti. Şimdi, özellikle, kadın vekiller ve Figen Yüksekdağ şahsında kadınların siyasete, özellikle HDP üzerinden siyasete yoğun katılımının kırılmaya çalışıldığını düşünüyoruz. Tablo bunu gösteriyor” dedi.

‘BARIŞA KARŞI BİR SALDIRIDIR’

Yoleri, bütün vekillerin tutukluluk durumlarına ilişkin, “Onlar bu sürecin atlatılabileceğine de inanıyorlar. Kendilerinin bugün tutsak edilmiş olmalarını, devletin aslında barışa ve bir arada yaşamaya karşı bir saldırısı, bir direnci olarak değerlendiriyorlar. Muhalefeti ve halkın susturulmaya çalışması olarak yorumluyorlar” diye konuştu. Yoleri, son olarak, “Devletin saldırısı çok yoğun. Bu saldırı karşısında muhalefetin daha programlı, daha planlı bir örgütlülükle dayanışma ile karşılamaları gerektiğinin altını sürekli özenle çiziyorlar” ifadelerini kullandı.