Xalid: Türk devletinin büyük korkusu kadın zihniyeti

Efrîn bölgesi Kongra Star Yönetim Üyesi Wehide Xalid, Türk devletinin insanlık dışı uygulamalarını, kadınların da direnişini büyüttüğünü belirtti. Xalid, "İşgalcilerin korkusu kadın zihniyetiyle eğitilmiş bir toplumdur" vurgusunda bulundu.

Efrîn bölgesi Kongra Star Yönetim Üyesi Wehide Xalid, son iki yılda mülteci koşullarında Şehba’da Efrîn halkının yürüttüğü mücadeleyi ve kadınların bu mücadeledeki öncü rolünü, yine Türk devletinin Efrîn ve Kuzey-Doğu Suriye'de kadına yönelik saldırılarını ANF'ye değerlendirdi.

'KADINLAR BÜYÜK ROL OYNADI'

Efrîn halkının, Türk devleti ve çetelerine karşı büyük bir direniş sergilediğini ve bu direnişin öncülüğünü kadınların yaptığını belirten Xalid, şunları ifade etti;
"İşgalci Türk devleti ve çetelerinin Efrîn’i işgal etmesinin üzerinden iki yıl geçti. Bundan iki yıl önce Efrîn halkı tarihin en büyük işgal saldırısına karşı 58 gün boyunca büyük bir direniş gösterdi. Kadın, yaşlı, çocuk demeden tüm Efrîn halkı bu direnişte birlikte yer aldı. Ancak, diyebiliriz ki bu direnişte en büyük öncülüğü kadın yaptı. Bu büyük direnişten sonra halk zorla topraklarında göç ettirilip Şehba alanına geçmek zorunda bırakıldı. Elbette bu durum karşısında halk hem psikolojik anlamda hem de manevi anlamda derin etkilendi. Çünkü kendi yerinden, topraklarından ayrılmak çok zor ve acı bir durum. Özellikle bu durum kadın için çok daha ağır. Çünkü kadın her zaman kendi yurduna ve toprağına daha fazla bağlıdır. Bunun yanında kadınlar kendi ciğerinden parçaları feda ettiler bu toprakların özgürlüğü için. Bu anlamda işgal kadın açısından iki kat daha ağırdı. Ancak, Şehba alanına geçtikten sonra, zaten daha önce bir örgütlülüğe sahip olan kadın, bu örgütlülüğünden taviz vermedi. Halkın tekrardan toparlanması ve örgütlülüğünün oluşturulması için hemen genel çalışmalar içinde yerini aldı. Kadın ve erkek birlikte hareket ederek, halkın ziyaretlerini gerçekleştirerek, tekrardan toparlanmayı, komünlerin oluşturulması ve halkın bu alanda kalarak kendi örgütlülüğünü kurmasını sağladı. Çünkü, halkın bu alanda kalarak, kendi örgütlülüğünü oluşturması ve mücadelesine devam ettirmesi aynı zamanda Efrîn'in özgürleşmesinin kesinleşmesiydi. Zaten halkın da istediği direnişin devam etmesi ve Efrîn'in özgürleşmesi için mücadelenin yükseltilmesiydi. Bu anlamda örgütlülüğü tekrardan oluşturmada kadın büyük bir rol oynadı. Efrîn döneminde kadın çalışmalarında yer alan tüm kadınlar bir araya gelerek tek tek evler ziyaret edildi ve tartışmalar yürütüldü. Kadının bu tarz çalışması aynı zamanda düşmanın özel savaş politikaları da boşa çıkartıldı.

'KADINLAR ACİLEN ÖRGÜTLÜLÜĞÜNÜ OLUŞTURDU'

Şehba’da mülteci koşullarında yaşayan halkın ihtiyaçlarının karşılanması için kadınlar acil toplantılar gerçekleştirip, koordinasyonlarını oluşturdular. Tüm komün, komisyon ve komitelerde yer aldılar. Tüm ilçelerde Kongra Star merkezleri ve kadın evleri kuruldu. Buralarda çalışmalar yürütüldü. Acil bir şekilde savaş ve göç koşullarına göre boyutlarını oluşturdu. Eğitim, sağlık, belediye, ekonomi ve savunma komiteleri oluşturuldu. İlk etapta eğitim komitesi oluşturularak, başta kendi yönetim ve üyelerini eğitimden geçirdi. Fakat, sadece yönetim ve üyelerin eğitilmesi yeterli değildi ve asıl mücadele eden ve direnen halkın da eğitilmesi gerekiyordu. Çünkü, düşman asıl özel savaş politikalarını halk üzerinden yürütüyordu ve halkın kendi tarihini, özel savaş politikalarını tanıyabilmesi ve öz savunmasını oluşturabilmesi gerekiyordu. Bu temelde tüm eğitim komiteleri halkın içine dağılarak eğitimler vermeye başladı. Burada asıl amaç, devrimci halk gerçeği çerçevesinde bir savunma bilincini oluşturmaktı. Yine, ekonomi komiteleri oluşturularak bunun içinde dikim, su ve ziraat kooperatifleri oluşturularak halkın göç şartlarında kendine yetebilmesi için ekonomik imkanlar sağlanmaya çalışıldı. Savunma komiteleri oluşturularak, halkın öz savunma çerçevesinde kendi evini, mahallesini savunması kapsamında öz savunma komiteleri oluşturuldu.
Yine özel savaş politikalarına karşı halkı daha duyarlı kılabilmek, kadına yönelik özel savaş politikalarını boşa çıkartmak kapsamında toplumsal adalet komiteleri kuruldu. Bu komitede kadın da yer alıyor. Özellikle son iki yılda kadına karşı çok fazla saldırılar gerçekleştirildi. Kadın kanunlarına özel savaş politikalarıyla saldırmak ve kadını karalama politikaları yürütüldü. Tüm bunlar verilen eğitimler çerçevesinde büyük oranda aşıldı ve özel savaş politikaları büyük oranda boşa çıkarıldı.
Sağlık ve belediye boyutunda yine komiteler oluşturuldu. Sağlık boyutunda seminerler verildi. Yine belediyede kadınlar birebir yer aldı, bu alanda kadının disiplinli çalışması ve halkın ekolojik anlamda bilinçlendirilmesi oldukça büyük bir rol oynadı.
Kadın konferansları yapıldı, bu konferanslarda kadının toplum içine girmesi ve toplumu bilinçlendirmesine yönelik tartışmalar yürütülerek, yine yüzyılın direnişinin ikinci aşamasında kadın daha iyi nasıl yer alabilir ve direnişi yükseltebilir üzerinden tartışmalar yapıldı ve planlamalar çıkarıldı."

'TÜRK DEVLETİ KADINLARA İNSANLIK DIŞI UYGULAMADA BULUNDU'

Türk devletinin özel savaş uygulamaları ve saldırılarla halkın iradesini kırmaya çalıştığını ve bu şekilde halkların demokratik ulus projesini yok edeceğini sandığını dile getiren Xalid, şöyle devam etti:
"Ancak, işgalci ve eril zihniyet halkların birlik olmasının önüne geçmek ve halkları sindirme sadırıları devam ediyor. Özellikle Önder Apo’nun tüm halklar için ön gördüğü demokratik ulus projesnin gerçekleşmemesi, halkların bu projede yer almaması ve özellikle kadının özgür bir bilince ulaşmaması için her türlü politikayı uyguluyor. İşgalci güçlerin en çok korktukları şey, kadın zihniyetiyle kendini eğitmiş ve örgütlemiş bir halktır. Bu nedenle sadece Şehba’ya yönelik değil tüm Kuzey-Doğu Suriye'ye yönelik saldırıları devam ediyor. Bu şekilde demokratik ulus projesini boşa çıkartmak ve Osmanlıcılık hayallerini gerçekleştirmek istiyor. Ancak onlar saldırılarını arttıkça halkın direnişi de büyüyor. Her gün köyleri bombalıyor, son olarak Tıl Rıfat ve Aqibe'de katliamlar gerçekleştirdi. Yine Kuzey-Doğu Suriye'ye yönelik saldırılarını devam ediyor. Bu şekilde halkın iradesini kırabileceğini düşünüyor. Ancak her geçen gün direniş daha da büyüyor ve onlar saldırılarını çoğalttıkça direnişte büyüyerek devam ediyor. Halk 24 saat boyunca sokaklarda, yürüyüşlerdedir, bu direnişin öncülüğünü de yine kadın yapmaktadır. En son Hevrin Xelef şahsında kadın iradesini kırmak istediler. Çünkü kadın beyninden ve iradesinden korkuyorlar. Hevrin Xelef bu nedenle hedef alındı. Her yerde kadına karşı saldırılar devam ediyor, kadınlar katlediliyor, kaçırılıyor, tecavüz ediliyor ve katledilen kadınların bedenleriyle oynanılıyor.
İşgal edilen alanlarda kadına yönelik saldırılar devam ediyor. Türk devleti ve çetelerinin Efrîn kantonunda son iki yılda kadına karşı uygulamalarda elimizdeki verilere göre, -tabii bu veriler daha fazla olabilir çünkü her gün tekrarlanıyor-1200 kadın Efrîn’de farklı farklı uygulamalara maruz kalmış. Bu 1200 kadın içinde, 1000 kadın kaçırılmış, 100 kadın katledilmiş, 60 kadın tecavüze uğramış ve 5 kadın ise intihar etmiştir. Geri kalanlar ise farklı farklı uygulamalara maruz kalmıştır. Bunun içinde işkence edilen ve daha farklı durumlar var. Elbette bu sadece Efrîn’de yapılanlar. Bunun yanında Kuzey-Doğu Suriye'de, Serêkaniyê'de ve diğer yerlerde de bu tür uygulamalar devam ediyor."

'ÖNDER APO'NUN FELSEFESİYLE BUGÜNE GELİNDİ'

Efrîn bölgesi Kongra Star Yönetim Üyesi Wehide Xalid, son olarak şu mesajları verdi:
"Önder Apo’nun felsefesi ve binlerce kendini feda eden kadınla bugüne kadar direnişini sürdüren kadın, direnişine devam edecektir. Kadın hiçbir zaman direnişinden taviz vermeyecek ve direniş devam edecektir. Kadınlar, Arap, Süryani, Kürt ve tüm kadınlarla birlikte karar almıştır. Demokratik ulus projesine sahip çıkmak ve Suriye’nin bütünlüğü çerçevesinde, Suriye’nin geleceğine birlikte karar verecek ve burada kadının sesi ve iradesi ile yer alacaktır."