TJA’lı Güldem Doğan: İnanılmaz heyecanlı ve moral dolu bir gün

Önder Apo’nun videolu çağrısının Kürt kadınları ve halkı için inanılmaz heyecanlı ve moral dolu bir gün olduğunu söyleyen TJA’lı Güldem Doğan, “Tarihi ana tanık olmak biz kadınlar açısından önemli ve değerli bir noktada” dedi.

Önder Apo’nun 27 Şubat’ta yaptığı tarihi çağrı sonrası başlayan süreç 27 yıl sonra Önder Apo’nun videolu çağrısının yayınlanması ile yeni bir eşiğe geldi. Önder Apo’nun videolu çağrısı kamuoyunda büyük bir ilgi ile karşılandı. 

27 yıl sonra yayınlanan videoyu ve çağrıyı ANF’ye değerlendiren TJA’lı Güldem Doğan, video için, “Halkların direniş tarihi içinde önemli bir eşik” dedi. 

‘KÜRT HALKI İÇİN MORAL DOLU BİR GÜN’

Videolu çağrının 27 yıllık mücadelenin bir sonucu olduğunu vurgulayan Güldem Doğan, “27 yıllık mutlak tecrit koşullarından sonra ilk kez sayın Abdullah Öcalan’ın görüntüsünü sesini duyuyor olmamız aynı zamanda Cumhuriyet tarihi içinde, halkların direniş tarihi içinde önemli bir eşiğe gelindiğini ve ciddi yaklaşıldığını gösteriyor. 27 yıllık bir direniş, mücadele ve inanç sonucu bugün Sayın Öcalan halkıyla buluştu. Kürt halkı için inanılmaz heyecan ve moral dolu tarihi bir gün” dedi. 

‘ÇOCUKKEN ANLATILAN HİKAYELERİN BAŞROLÜNDE HEP O VARDI’

1999 yılında 15 Şubat Uluslararası Komplo olduğunda 1 yaşında olduğunu ve anlatılan hikayelerin hep başrolünde Önder Apo’nun olduğunu söyleyen Doğan, duygularını şu sözlerle anlattı: 

“Ben henüz 1 yaşındayken 15 Şubat Uluslararası komplo yaşandı. Köyde büyüdüm ve 15 Şubat günü herkes siyah giyinir, oruç tutardı. Anlamaya çalışırdım fakat sesini duymadığım, görmediğim, sadece ismini bildiğim ama herkes tarafından inanılmaz sevilen, övülen ve dillerden düşmeyen bir kahramandı sayın Öcalan. Bize anlatılan hikayelerin hep başrolüydü. O nedenle bir çizgi roman kahramanı olarak tasavvur ederdim zihnimde. Zamanla anladıkça, anlamlandırdıkça, okudukça bir Kürt kadını olarak, bir halkın yeniden diriliş önderi olduğunu gördüm. Çeşitli görüntülerde sesini ve görüntüsünü görmüştüm fakat hepsi çok eskiydi ve ben de herkes gibi bugünün hayaliyle büyüdüm ve bekledim. Bugün o tarihi ana tanık olmak biz kadınlar açısından önemli ve değerli bir noktada.”

‘BİZLERE BÜYÜK BİR SORUMLULUK VE GÖREV DÜŞÜYOR’

Manevi olarak büyük bir sorumluluk içinde olacaklarını belirten Güldem Doğan,  şunları ifade etti: “Manevi olarak bizlere büyük sorumluluk ve görev düşüyor. 52 yıldır yürütülen mücadelede kadınlar her zaman vardılar ve en ön saflarda yer aldılar. Ortadoğu düzleminde Kürt kadın hareketinin etrafında onlarca kadın birleşti ve direndi. Bugün Kürt kadın hareketi tüm dünyaya yayılmış ve tanınmış durumda. 27 yıl sonra kadınların Sayın Öcalan’la buluşması yürüttüğümüz mücadelenin bir noktada sonucu olduğunu belirtmek gerekiyor. Sokaklarda, evlerde, savaş meydanlarında yılmadan, pes etmeden kadınlar direndi. Bu tarihi günün duygusunu da en çok kadınlar yaşıyor, yaşatıyor.”

‘DAHA ÇOK MÜCADELE, DAHA ÇOK DEMOKRATİK TOPLUM DİYORUZ’

Videolu çağrı ile mücadelenin bitmediğini, daha çok mücadele edileceğini belirten Güldem Doğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün Sayın Öcalan’ı gördük sesini duyduk artık mücadelenin sonucunu aldık demiyor kadınlar. Daha çok mücadele daha çok direniş ve demokratik toplum diyoruz. Bu yüzyılın Demokratik Modernite’ye ihtiyacı var. Sayın Öcalan ‘demokratik komünal örgütlenme döneminin kadınlar için bir Rönesans olduğunu ifade ediyor’. Biz bu rönesansın öncüleri ve örgütleyenleri olacağız. Bunun için de ilk olarak barışın sağlanması, demokratik siyasetin ve hukukun yollarının açılması gerekiyor. Sayın Öcalan onlarca çözüm perspektifi sunuyor bizlerde seferberlik ruhuyla sahip çıkmalı ve pratiğe geçirmeliyiz.”