TJA'nın Mart planlaması açıklandı

Tevgera Jinên Azad (TJA), 9 Şubat'ta Amed'de yaptığı 8 Mart planlama toplantısına ilişkin bugün yazılı açıklamada bulundu.

TJA, geçtiğimiz günlerdeki toplantısının ardından Mart ayındaki planlamasını açıkladı. Açıklamada, 'Öcalan’ın özgürlüğünü esas alan demokratik ulusun cumhuriyetini sağlama mücadelesinin hayati olduğu' belirtilerek, kadın direnişinin kazanacağı mesajı verildi.

Tevgera Jinên Azad (TJA), 9 Şubat'ta Amed'de yaptığı 8 Mart planlama toplantısına ilişkin bugün yazılı açıklamada bulundu.

"Mevcut anayasa ve başkanlık rejimi Kürt halkının, kadın mücadelesinin ve demokrasi güçlerinin yeni bir istibdat ve yeni bir milli cephe sistemi ile imha edilmesi amacı ile ortaya çıkmıştır" vurgusunun yapıldığı açıklamada, şunlar belirtildi:

"AKP faşizminin Tek Adam ve Tek Partisi ile halklara soykırım rejimi uygulayacak otoriter devlet restorasyonuna gidilmektedir. Başkanlık sistemi ile otoriter devlet sistemini yeniden restore etmek isteyen faşizmin, Yenikapı buluşması, OHAL ilanları, Kürdistan belediyelerine atanan kayyımlar, vekillerin tutuklanması ve on binlerce gözaltı ve tutuklanmaların gerçekleştirilmesi ile tahkim edildiği belirlemelerinde bulunan toplantı bileşenlerimiz, Türkiye demokrasi güçlerinin, akademi dünyasının, basın mensuplarının, kadın aktivistlerin yoğun bir sindirme sürecine alınarak referandum ile finale gitmek istediğini belirtmiştir. Halkların, kültürlerin, kadınların, emekçilerin, aydınların, sanatçıların, inançların demokratik ulusunu kendisi için tehdit gören iktidar tekellerinin bölgesel yayılma hayallerini ifade eden yeni Osmanlıcılığın bir kadın kırımı olduğu ve buna karşı kadın mücadelesinin yükseltilmesi kararlılığı toplantımızda ön plana çıkmıştır.

'KADIN KIYIMI ARTAR'

Diktatörlük rejimi olan başkanlık sistemi, söylenenin tam tersine Türkiye’nin iç bölünmelerinin çoğaltılmasıdır, iç savaşa ve her tür müdahaleye açık bir ülkeye hazırlıktır. Bu şartlarda yaşanacak olan bir kadın kıyımı olacaktır. 15 Temmuz süreci ile başlayan darbeler süreci OHAL ile yönetilmekte ve asıl darbe referandum ile tamamlanmak istenmektedir. Bu süreç içinde kentlerin yıkımı ile yüzbinlerce Kürt kadını göçertilmiş, binlerce kadın emekçi işten atılmış, kayyımlar ile kadın seçilmişler ve yüzlerce kadın kurumu kapatılmış, barış için mücadele eden kadın akademisyen ve aydınlar, kadın parlamenterler ve binlerce kadın gözaltında taciz, işkenceye uğramış ve tutuklanmıştır. Kadınların infaz görüntülerini yayınlayarak cinsel saldırı ahlaksızca sergilenmekte, kadın katliamlarında yükseliş yaşanmakta, organizeli biçimde kadınların yaşam tarzına yönelik saldırılar gerçekleştirilmektedir. Faşizm aile ve sosyal yaşamın her alanında saldırgan ataerkil kültürü egemen kılmadan, egemen erkekliği cinsellikte yüceltmeden ve tahrik etmeden savaşın ideolojisi olan milliyetçiliği geliştiremez. Toplumun her alanında militarize edilmiş erkeklik ile işgal, talan ve gasp mümkündür. Bu anlamda faşizm kadın katliamı demektir. Faşizm erkek iktidarının çılgınlık halinde delirmesidir. Kadın özgürlüğü ve kadın mücadelesi faşizmin durdurulmasının yegâne yolu olmaktadır.

'ÖCALAN YAŞATMAYI, AKP ÖLDÜRMEYİ HEDEFLİYOR'

İçinde bulunduğumuz bu süreç, Kürt Halk Önderliği Sayın Abdullah Öcalan’a dönük İmralı tecrit sisteminin devreye sokulması, Kürt kentlerinin yıkılması ve katliamlar ile başlatılmıştır. Sayın Abdullah Öcalan’ın mimarı olduğu Demokratik Çözüm Müzakere sürecinin ortaya koyduğu umutlu, başarılı, ahlaki, kardeşlik dolu demokratik Türkiye tablosuna ve yaşa-yaşat felsefesinin halklar nezdinde yarattığı ikna ediciliğe karşı bir savaş verilmektedir. Demokratik çözüme karşı verilen savaşın enkazı siyasi, ekonomik, sosyal krizler, kan ve gözyaşı, öl ve öldür kültürünün yozlaşmaları ve en önemlisi de toplumun büyük bir umutsuzluğa sürüklenmesidir. Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın yürüttüğü müzakere süreci Türkiye’nin bölünmemesinin tek çözümünün demokratik cumhuriyet ve barışın en büyük istiklal mücadelesi olduğunu kanıtlamıştır. Anaların ağlamadığı, gençlerin umutlu olduğu, kadınların cesurca yaşadığı ve halkların gönül bağı kurduğu bu süreç AKP hükümeti tarafından katledilmiştir. Tükenen İktidar ömürlerini dayandırdıkları ‘bölüneceğiz’ yalanı ile uzatmaya çalışmaktadırlar. Bir yandan varlığını tek bir kişinin kanı dökülmesin diye büyük ahlaki çözüme yani barışa adamış Sayın Abdullah Öcalan, diğer yandan iktidarını diktatörlük ile kurtarmak için tabur tabur gençleri ölüme adayan bir hükümet gerçeği bulunmaktadır. Bu temelde toplantı bileşenimiz Kürt sorununun demokratik çözümü temelinde Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü esas alan demokratik ulusun cumhuriyetini sağlama mücadelesinin hayati olduğu sonucuna varmıştır."

PLANLAMALAR

TJA, toplantıdaki değerlendirmeler sonucundaki planlamalarını ise şöyle açıkladı:

"Önderlikle Mutlaka Kazanacağız’ kampanyamız doğrultusunda 8 Mart etkinliklerimizi ‘Bi Berxwedana Jinê Wê Azadî Serkeve-Kadın Direnişi ile Özgürlük Kazanacak’ şiarı ile yürüteceğiz. Bu temelde tüm kadın kurumları ve aktivistleri bir kadın mücadele seferberliği ile hareket edecektir.

1 Mart'ta Mart programımızın startı Cizre’de kadın buluşması ile verilecek. 4 Mart’ta Batman, 5 Mart’ta Amed, 8 Mart’ta Van ve Dersim’de büyük kadın mitingleri gerçekleştirilecek. İstanbul, İzmir, Ankara, İzmir, Mersin ve Adana kentlerinde kadın platformları ile ortak hareket edilecek ve planlanacak miting, yürüyüş ve buluşmalara en güçlü katılım sağlanacaktır. Ağrı, Muş, Iğdır, Urfa, Mardin, Hakkâri, Antep ve Siirt kentlerinde büyük kadın şölenleri gerçekleştirilecektir. Kürdistan ilçelerinde kadın şölenleri ve buluşmaları yapılacaktır."

'KADIN DİRENİŞİ KAZANACAK'

TJA, açıklamasının sonunda ise şu mesajları verdi:

"Tek dil, tek ulus, tek din sisteminin tek adamlığa gittiği bu tarihi süreçte kadınların, halkların, sanatçıların, aydınların, emekçilerin, vicdan ve ahlakın dünyası olan demokratik cumhuriyet mücadelesinin mutlaka ama mutlaka kazanacağına inanıyoruz. 2017 8 Mart’ı bu anlamda kadın mücadele tarihinde önemli bir yıl olacaktır. Bu onurlu mücadelede yer alan ve yer alacak olan herkesi selamlıyor ve ‘Kadın Direnişi İle Özgürlük Kazanacak’ diyoruz."