Humlegården Parkı'nda saat 13.00 sularında bir araya gelen Kürdistanlılar ve dostları, PKK kurucularından Sakine Cansız, Kürdistan Ulusal Kongresi (KNK) Paris Temsilcisi Fidan Doğan ve Gençlik Hareketi aktivisti Leyla Şaylamez'i katleden Türk devleti ve katliamı karartan Fransa'yı protesto için bir miting ve yürüyüş düzenledi.

Kralın Bahçesi olarak bilinen Kungsträdgården Parkı'na doğru yürüyüşe geçen eylemciler, yürüyüş süresince katliamı teşhir eden konuşmalar yaptı. “Jin, jiyan, azadi”, “Sara, Rojbin, Ronahi”, “Adalet istiyoruz” sloganlarını attı.

Eylemciler, Paris’te katledilen 3 Kürt kadının yanı sıra 5 Ocak 2016'da Kuzey Kürdistan'da katlettiği DBP PM Üyesi Sêvê Demir, Kongreya Jînên Azad aktivisti Fatma Uyar ve Silopi Halk Meclisi Eşbaşkanı Pakize Nayır'ın fotoğraflarını taşıdı.

FRANSA KATLİAMIN SUÇ ORTAĞI

Sara Kadın Birliği adına bir konuşma yapan Ayşe Göktepe, Paris katliamının üzerinden 7 yıl geçmesine rağmen Kürdistanlılar ve dostlarının adalet taleplerinin karşılanmadığını ve gerçek katillerin yargı karşısına çıkarılmadığını söyledi.

Ortaya çıkan belgelerin 3 Kürt kadının Türk devleti tarafından katledildiğini gösterdiğini söyleyen Göktepe, “Buradan bir kez daha Fransa Hükümeti'ne sesleniyorsunuz. Eğer bu katliamın faillerini ortaya çıkarmıyorsanız siz de suç ortağısınız. Sizin suskunluğunun katliama ortak olduğunuzu gösteriyor” dedi.

Kadın Barış İnsiyatifi'nden Latife Fegan, ortaya çıkan belgelerin Paris katliamının Türk devletinin istihbarat teşkilatı MİT tarafından işlendiğini gösterdiğini söyledi.

Kadınlara yönelik şiddetin arttığına somut örnekler vererek dikkat çeken Fegan, “Cansız, Fidan ve Şaylamez'in katledilmeleri diktatör Erdoğan'ın kadın düşmanı politikasının bir parçasıdır. Erdoğan kadınlara yönelik savaş sürdürüyor” şeklinde konuştu.

KATLİAMLAR AYDNLATILMALI, FAİLLER YARGILANMALI

Paris ve Silopi'de Türk devletinin gerçekleştirdiği kadın katliamlarının aydınlatılmasını ve suçluların adalet karşısına çıkarılmasını talep etti.

Sol Parti'nin Gävle Belediye Meclis Üyesi Jin Hajo Akgül, Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez'in Kürt halkı ve kadınların hakları için mücadelelerinden dolayı Türk devleti tarafından katledildiklerini söyledi.

Feminizmi ve Kürt halkının çıkarlarını savunan kadınların Türk devletinin saldırılarına uğradıklarını belirten Akgül, “Kadınların kapitalizme ve patriarkal sisteme karşı mücadelelerinin uluslararası olduğunu unutmamalıyız. Kadınların siyaset yapması yaşam için gerekli olduğu kadar da tehlikeli. Bu nedenle faşizme ve baskılara karşı seslerini yükselten tüm kız kardeşlerimizle dayanışmayı güçlendirmemiz gerekli” dedi.

Rojava'da kadınların adil bir sistemin kurulmasına öncülük ettiklerini ve başka bir dünyanın kurulmasının mümkün olduğunu gösterdiklerini belirten Akgül, Türk devletinin işgaline karşı direnen Rojava halkının mücadelesinin desteklenmesi çağrısı yaptı.

Gösteriye katılan İsveç ve Kürdistanlı kadınlar, ANF'ye yaptıkları açıklamalarda Paris'te gerçekleşen katliamın sorumlularının yargı karşısına çıkarılmasını talep etti.

Kendi yazdığı 'Jin jiyan azadi” pankartıyla gösteriye katılan Johanna Suh, 3 Kürt kadının Paris'te katledilmesini tüm kadınlara yönelik bir tehdit olarak gördüğünü belirterek “Ben bir feminist olarak kadınlara yönelik baskılara karşı çıkıyorum” dedi.

GÖREVİMİZ ŞEHİTLERİN ANILARINI YAŞATMAK

3 Kürt kadının katledilmelerinin unutulmaması gerektiğini söyleyen Skatta Ericsson da “Türk devleti bir Avrupa ülkesinde korkunç bir katliam gerçekleştirdi. Kürt özgürlük savaşçılarını katletti. Bizim görevimiz şehitlerin anılarını yaşatmak ve Türk devletinin gerçekleştirdiği katliamı hatırlatmak” şeklinde konuştu.

Moderat (Muhafazakar) Parti Belediye Meclis Üyesi Makbule Çolak, Türk devletinin Paris'te 3 Kürt kadının katlederek Kürt kadınlarını korkutmayı amaçladığını söyledi. “Bizlerin iradesini kırmaya ve yıldırmaya çalıştılar. Ama bunu beceremeyecekler. Mücadelemizi daha güçlü bir biçimde sürdürüyoruz” dedi.