PAJK: Önderliğimiz için eylemleri büyütme zamanı!

PAJK, İmralı'da çıkan yangına karşı eylemleri büyütme, alanlarda olmaya çağırdı. PAJK, "Yangın tesadüf değil. Her saldırının hesabını soracağız" dedi.

PAJK Koordinasyonu, İmralı Adası'nda çıkan yangına ilişkin bugün yazılı açıklama yaptı.
PAJK'ın açıklaması şöyle:
"Uluslararası komplo ile birlikte 21 yıldır Önderliğimiz şahsında Kürt halkına, bölge halklarına ve kadınlara mutlak tecrit uygulanmaktadır. Önderliğimizin ve yoldaşlarının tutulduğu İmralı Adası'nda yangın çıktığı açıklandı.
1999 yılı 15 Şubat’ından beri İmralı Adası özel bir tutuk evine dönüştürülmüştür. İmralı Adası'nda yürütülen tüm politikalar uluslararası komplocu güçlerin ortak kararları sonucunda Türk devletinin eliyle yürürlüğe girmektedir.
Türk devleti bölgede çok tehlikeli oyunlara girmiştir. Bölgede nüfuzunu geliştirmek isterken merkezi hegemonik güçlerle ortaklıklar geliştirmiş, halk düşmanı HTŞ, El Nusra, El Qaide gibi güçlerle bu ortaklıkları dengede tutmaya çalışmıştır. Suriye’de, Libya’da savaşı derinleştirmiştir. NATO’nun koruması ve desteğiyle birçok paramileter grupla halkların cellatlığını yürüten Türk devleti, Kürtlere özel bir düşmanlık yürütmektedir.

'ÖNDERLİĞİMİZ ÖZGÜRLÜĞÜN, HUZURUN SEMBOLÜDÜR'

Önderliğimizin ortaya koyduğu onurlu barış, ortak yaşam ve kadın özgürlüğü perspektifi çerçevesinde geliştirdiği sistem günden güne dünya halklarının ilgisini çekmektedir. Ortadoğu halkları Önderliğimizi huzurun, barışın, özgürlüğün sembolü olarak görürken, Türk devleti, özgür iradeli halkların özgürlük talebini boğmak ve halkları tecride almak için Önderliğimizden intikâm almak istemektedir. Türk devletinin bu düşmanca tutumları demokrasi düşmanlığından, onurlu yaşam düşmanlığından ileri gelmektedir. Tam da bu nedenle İmralı’da tecridi derinleştirip her türlü saldırıyı gerçekleştirmektedir.

'YANGIN TESADÜF DEĞİL!'

Şimdi dünya sisteminin sağlık, savaş, ölüm, ekonomik kriz daha bir çok nedenle tehlike işareti verdiği bir süreçte İmralı Adası'nda yangın çıktığı açıklaması hiç de tesadüf değildir. Tüm olanakların ve ya olanaksızlıkların Türk devletinin denetiminde olduğu bir merkez olan İmralı Adası özel savaş merkezi tarafından yönetilirken bu yangını kim, neden, nasıl çıkarmıştır? Bu kış mevsiminde orada yangının çıkma gerekçeleri nedir? Oradaki tüm sistemden Türk devleti ve o sistemi kuran uluslararası güçler sorumludur.

'DERHAL GÖRÜŞME YAPILMALI'

Önderliğimizin sağlık durumu nedir, bu yangından nasıl etkilenmiştir? Daha birçok sorunun yanıtlanabilmesi için Önderliğimizin avukatlarının, ailesinin ve CPT’nin mutlaka Önderliğimizle görüşme yapması gerekmektedir.
Kürt halkına soykırım uygulayan, yirmi iki yılına giren bu sistemi yürüten faşist Türk devletinin yaptığı açıklamaların hiçbir karşılığı yoktur. Bu açıdan Önder Apo’nun avukatları derhal İmralı’ya gitmelidir. Gerçekleri halkımıza ve kamuoyuna açıklamalıdır.
Türk devleti yaşadığı büyük sıkışmayı aşmak için yine Kürt düşmanlığı kartını oynamaktadır. Yeni provokasyonlarla Önderliğimizi hedefine aldığı görülüyor. Hareketimizi, halkımızı Önderliğin sağlığı ve yaşamı tehlikeye sokarak farklı hazırlıklar içine girmiştir. Bu nedenle biz de 'Önderliksiz yaşam asla' şiarı etrafında duyarlı olmalıyız. Türk devletinin girişeceği her türlü saldırıya hazırlıklı ve eylemlilik içinde olmalıyız.

'KADIN PARTİSİ HESAP SORACAK!'

Önceki gün İmralı Adası'nda yangının çıktığı sıralarda Türk faşist İçişleri Bakanının yaptığı açıklamalarda partimiz terörize edilmeye çalışılmış, 8 Mart eylemleri terörize edilmek istenmektedir. PKK, bir kadın partisidir, tüm kadınların özgürlüğünü hedefine koymuştur. Önderliğimiz de bu kadın partisinin kurucusudur, 8 Mart Kürt kadın mücadelesinin sahiplenmesiyle birlikte daha bir anlamlı olmuş, Kürdistan, Türkiye, Ortadoğu ve dünya kadın özgürlük mücadelesini yeni bir mecraya taşımıştır. Biz de bunu Önderliğimize borçluyuz. Bir kadın partisi olarak Önderliğimize dair yapılan tüm saldırıların hesabını sormak boynumuzun borcudur. Tüm militan yapımız, halkımız zaten haberi alır almaz eyleme geçmiştir.

'EYLEMLERİ BÜYÜTME ZAMANI'

Şimdi eylemlerimizi büyütmenin tam zamanıdır. Önderliğimizin Avukatları ve aileler İmralı’ya gitmeden ve gelip açıklama yapmadan halkımız, dostlarımız, kadınlar ve gençler meydanları terk etmemelidir. Halkımız her yerde yediden yetmişe seferber olmalı, avukatlardan gerçekleri öğrenmeyene kadar meydanları bırakmamalıdır."