OHAL kadına şiddeti arttırdı

Özgür Hukukçular Platformu (ÖHP) üyelerinden Avukat Sevda Aydın, OHAL sürecinde kadınlara yönelik şiddetin ciddi oranlarda arttığını söyledi.

OHAL’in ilan edilmesiyle zaten ağır aksak işleyen hukukun tamamen askıya alındığını kaydeden Avukat Sevda Aydın, demokrasinin can çekiştiği OHAL sürecinden en fazla kadınların etkilendiğini kaydetti.

ÖHP'li avukatlardan Sevda Aydın, OHAL sürecinde kadına yönelik şiddeti ANF’ye değerlendirdi. Kürdistan'dan OHAL öncesi de devlet kaynaklı şiddete işaret eden Avukat Aydın, Taybet Ana'nın cansız bedeninin günlerce sokak ortasında bekletilmesi, Ekin Wan’ın çıplak bedeninin teşhir edilmesi gibi birçok örnekte görüldüğü gibi kuralsız şiddetin varlığını hatırlattı. Fakat OHAL ile birlikte kadına yönelik şiddette ciddi bir artış meydana geldiğini ifade eden Av. Sevda Aydın, AKP hükümetinin baskı altında tutmak ve yükselen gücüne engel olmak istediği kadını da OHAL aracılığıyla tamamen susturmak istediğini söyledi.

KAZANIMLAR GASP EDİLDİ

Kadına şiddeti dar bir kalıpla ele almamak gerektiğini; nitekim OHAL sürecinde kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet arttığı gibi doğrudan erkek eliyle gerçekleştirilen şiddetin dışında erk zihniyete sahip hükümetin de şiddetinin arttığını kaydeden Av. Aydın, buna son dönemde kadın cezaevlerinde artış gösteren işkence ve baskı örneklerini gösterdi. Kürt kadını açısından muazzam bir kazanım olan yerel yönetimlerde eşbaşkanlık sisteminin bir gecede gasp edildiğini belirten Av. Aydın, "Kadın yaşam merkezleri ve sığınma evleri kapatıldı kimisine erkek müdürler atandı. Hükümet, OHAL ile sesinizi fazla yükseltmeyin, diye gözdağı vermeye çalışıp kazanımları gasp ederek kadının yükselişinin önüne geçmeye çalışmakta" dedi.

YASAL DÜZENLEMELER YETMİYOR

Kadına yönelik şiddete ilişkin Anayasa, TCK, Medeni Kanun, Ailenin Korunması Hakkındaki Kanun gibi kimi düzenlemelerin mevcudiyetini hatırlatan Avukat Sevda Aydın, bunların çoğunun önleyici olmadığını, sadece bu düzenlemelerin mücadele etmeye yetmediğini ifade etti. Kadına yönelik şiddetin fitilini ateşleyen zihniyetle kapsamlı bir mücadele etmek gerektiğinin altını çizen Avukat Aydın, şunları vurguladı: "Devlet erkanı kadını aşağılayan söylemlerini bangır bangır duyururken Türk hukukunun bu şiddetin önüne geçebileceğini sanmıyorum. Bir zihniyet olarak ‘erk’in hükümet aracılığıyla Kürt kadınını yok etme çabasını engellemek için hangi hukuk mekanizmasını devreye sokacağız? Bunun, Türk hukuk sisteminde yanıtı yok.”

ZİHNİYETE KARŞI MÜCADELE

Hem erkek egemen hem de devlet erki zihniyetine karşı mücadelenin önemine dikkat çeken Av. Aydın, şöyle devam etti: "Bu zihniyeti yok edecek bir mücadele vermek ve kadın dayanışmasını artırmak gerekir. Yani bu zihniyetten yana olan tek tek erkeklerle mücadelenin yanında topyekun olarak bu zihniyetle de mücadele etmeli. Bunlara ek olarak uygulamada daha işlevsel hukuki düzenlemeler; kadın istihdamı, eğitimi gibi alanlarda da ciddi değişiklikler yaparak kadını topyekun olarak güçlendirmek gerek. Kadın ekonomik anlamda güçlü olmadıkça şiddet uygulayan erkeğe bağımlı kalacak ve hukuk mekanizmalarını devreye sokamayacak ya da yeteri eğitim alamayınca haklarından haberdar dahi olamayacaktır. Dolayısıyla soruna bütüncül olarak yaklaşıp mücadeleyi de o hat üzerinde sürdürmek önemlidir.