Yazılı bir açıklama yapan NAV-DEM, kapitalist modernitenin kendi sistemini kadın üzerinde dizayn etme çabasının, yaşamın tüm alanlarında kendisini gösterdiğini belirtti. Özellikle Avrupa ve Amerika’da son yıllarda faşist ve muhafazakar partilerin iktidara getirilmesiyle kadınların yüzyıllardır verdiği mücadele ile elde ettiği hakların gasp edildiğini ve kadınların siyasal yaşamın dışına atıldığını vurguladı.

Diğer taraftan hegemon güçlerin Ortadoğu’da AKP ve DAİŞ gibi güçlere göz yumarak, sessiz kalarak ya da dönem dönem destekleyerek, daha sonra kontrol edilemez bir hale gelmelerine neden olduğu da ifade edilen NAV-DEM açıklamasında şunları belirtti:

“Bu bağlamda AKP’nin kadın düşmanı politikaları, son birkaç yıldır sınır tanımadan devlet politikaları etkisinde olan tüm kesimlere benimsetilmiş durumdadır. Kadın düşmanı politikalar sadece kadını kamusal ve siyasal yaşamının dışına atmak ile kalmamakta, kadının tüm sosyal yaşamına kadar inmekte, kadınların kaç çocuk doğuracakları, nasıl giyineceklerine, nasıl konuşup yürüyeceklerine kadar DAİŞ şeriat yasalarını aratmayacak bir düzeye gelmiş bulunmaktadır. Buna seyirce kalan ve sesini yükseltmeyen kadınlar ve erkekler bu sistemin esiri olmakta ve sonsuz bir sömürü yaşamaktadırlar. AKP hükümetinin erkek egemenliğini destekleyen yasaları kadına karşı katliamları, tecavüzleri ve şiddeti erkek lehine tolere etmektedir. Tüm bunlar erkeğe hukuksal ve yasal alanda meşruluk verirken, doğallaştırılan cinsiyetçi bir anlayış toplumun içinde geliştirilmektedir.

Kadınların mücadelesi ile yarattığı özgür alanlara saldırarak kadınların hukuksal ve yasal kazanımlarına el atarak, kadın mücadelesini kırmayı ve toplumu kadın üzerinden denetime almayı hedeflemektedirler. Devletler kadınları ırk ve sınıflara göre ayrıştırıp, örgütlenmesinin ve ortaklaşarak dayanışmasının önünü almak istemektedir

Tüm bu saldırılara rağmen Kürt Kadın Hareketi özelde Ortadoğu’da ama aynı zamanda tüm dünyada kadın dayanışmasını geliştirerek, dünyada gelişen faşist, kadın düşmanı ırkçı devlet politikalarını kırmak için her yerde mücadelesini yükseltmektedir. Kürt kadını yıllarca hem kendi toplumu içindeki hem de dışındaki erkek egemen anlayışlara karşı yürüttüğü mücadeleyle elde ettiği özgür alanlarla özgür kadın iradesini yaratmıştır. Bu bağlamda Kürt Kadın Hareketi sosyal, siyasal ve kültürel alanlarda toplumsal değişim ve dönüşümü geliştiren güce sahiptir. Bugün Kuzey Suriye, Şengal, Güney Kürdistan başta olmak üzere kadın ve insanlık düşmanı barbar DAİŞ çetelerine, yine dünyanın faşist ve kadın düşmanı devlet politikalarına karşı umut haline gelmişlerdir. Bugün Ortadoğu’da ve dünya direnişinin sembolü haline gelen Kürt kadınları insanlık değerlerini savunurken bu geleneğin kırk yıllık Kürt Özgürlük Mücadelesi’nden bağımsız ele alınamayacağı açıktır. Bu anlamda özgür bir yaşamı yaratma yolunda yaşamını ortaya koyan Beritanlar, Viyanlar, Asyalar, Sakineler, Rojbinler, Ronahiler ve Zilanları anmadan geçilemez.

Kürt kadınları için bir manifesto olarak görülen Zeynep Kınacı’nın (Zilan anısına geçen yıllarda olduğu gibi bu yılda 13. Zilan Uluslararası Kadın Festivali düzenlenmektedir. Kapitalist modernitenin ve onun uzantılarının saldırılarına karşı kadınların her yerde kendilerini örgütleyerek verdikleri mücadelenin bir parçası olan Zilan Festivaline başta NAV-DEM Meclis kadın eşbaşkanlarımız, kadın yöneticilerimiz ve kadın üyelerimiz aktif yer alarak katılacaklardır. Bu bağlamda başta kadın kitlemiz, genç kadınlarımız ve erkek egemen sisteme karşı olan tüm demokratik güçleri Zilan Festivalini sahiplenmeye ve katılmaya çağırıyoruz.”