Kürt kadınlarına saldırı İsveç'in gündeminde

Rosa Kadın Derneği ve TJA aktivistleri İsveç Parlamentosu ve medyasının gündeminde.

Sosyalist Milletvekili Amineh Kakabaveh, ETC gazetesinde yayımlanan makalesinde ve İsveç Parlamentosu'na verdiği soru önergesinde, AKP-MHP iktidarının kadınlar ve kadın örgütlerine yönelik baskı ve saldırılarını gündeme getirdi.
İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde'ye, tutuklanan Rosa Kadın Derneği ve TJA (Tevgera Jinên Azad-Özgür Kadın Hareketi) aktivistlerinin serbest bırakılması için talepte bulunup bulunmayacağını sordu.

LİNDE: SALDIRILAR ÖZELLİKLE HDP'YE KARŞI

Linde, soru önergesine önceki gün verdiği cevapta  İsveç hükümetinin  Avrupa Birliği üyesi ülkelerin Türkiye'nin insan haklarına saygı göstermesi, demokrasi ve hukuk devleti ilkelerini uygulaması için çaba gösterdiğini belirterek, "Bu, siyasi aktif ve Türkiye'de kadınların siyasi temsiliyetleri için çalışan kadınların desteklenmesini de içeriyor” dedi.  
İsveç hükümetinin insan hakları, demokrasi ve hukuk devleti ilkeleri açısından Türkiye'deki gelişmeleri kaygıyla izlediğini söyledi.
Muhalefet partilerine mensup politikacı kadın ve erkeklerin, insan hakları savunucularının ve sendika yöneticilerinin keyfi gerekçelerle tutuklanmalarının kabul edilemeyeceğini belirten Ann Linde, Türk devletinin baskı ve saldırılarından özellikle muhalefet partisi HDP'nin zarar gördüğüne dikkat çekti.

'TÜRK YÖNETİCİLERİNE SÖYLÜYORUZ...'

Linde, gönüllü kuruluşlarda, kadın ve feminist örgütlerde mücadele eden politik aktif kadınların eşitliğin sağlanması, kadınların insan haklarını kullanmaları için tayin edici bir rol oynadıklarına vurgu yaptıktan sonra şunları kaydetti:
”İfade ve düşünce özgürlüğü, özgür muhalefet çoğulcu ve demokratik bir toplumun ön koşullarıdır. Bunu fırsat bulduğumuz her durumda Türk yöneticilerine söylüyoruz. Diplomatik görevlerinin önemli bir parçası olarak İsveç kurumları, Türkiye'de tutuklu muhalifler ve halkın seçtiği temsilcilerin duruşmalarında gözlemci olarak katılıyor. Bu HDP Eşbaşkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş için de geçerli. Biz, değişik ortamlarda onların serbest bırakılmalarını talep ettik...”
Linde, İsveç Hükümetinin uluslararası platformlarda Türkiye'deki insan ve kadın hakları ihlallerini gündeme getirdiğine vurgu yaptı.
Kakabeveh, günlük yayımlananan ETC gazetesindeki makalesinde ve parlamentoya verdiği soru önergesinde Mayıs ayında Türk polisinin kadın hareketlerine yönelik baskın ve saldırıları hakkında ayrıntılı açıklamalarda bulundu.

'ERDOĞAN'A KARŞI ELEŞTİRİ TERÖRİZM SAYILIYOR'

Türk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve rejimine yönelik her türden eleştirinin terörizmle suçlandığını vurgulayan Kakabaveh, ülkede bulunan demokratik güçleri korkutmak ve sindirmek için tutuklamaların aralıksız sürdürüldüğüne dikkat çekti.
Muhalefetin en güçlü olduğu ve HDP'nin en fazla halk desteğine sahip olduğu Amed'e yönelik baskı ve saldırıların HDP ile sınırlı kalmadığını ve tüm kadın hareketinin hedef alındığını belirterek, 22 Mayıs'ta gerçekleşen polis baskınına değindi.
Kadınların haklarını savunan ve kadınlara yönelik şiddet ve baskılara karşı mücadele eden tüm kadın örgütlerinin saldırıya uğradıklarının altını çizen Kakabaveh, 26 Haziran günü de 7 ilde gerçekleşen operasyonlarda 42 kişinin gözaltına alındığını ve tutuklandığını belirtti.
Her iki operasyonda da siyasi aktif kadınların hedef alındığını ve Edremit'te gözaltına alınan ve işkenceden geçirilen  kadınlardan Sevil Rojbin Çetin'in polislerin köpekli saldırıları sonucu yaralandığını söyledi.

'ASIL TERÖR EYLEMİNİ KENDİSİ YAPIYOR'

Türk rejiminin insan ve kadın haklarını savunan örgütleri terörist olmakla suçladığını hatırlatan Kakabaveh, önergesinin devamında ”Kendisi terör eylemleri gerçekleştiriyor, insan hakları ve uluslararası hukuka karşı suç işliyor” dedi.
Türk devletinin kadın hareketi ve kadın örgütlerini rejimin düşmanları olarak ilan ettiğini belirten Kakabaveh, feminist bir dış politika uyguladığını öne süren İsveç'in feminist dış politikanın ruhuna uygun davranarak Türkiye'de kadın hareketine yönelik baskı ve saldırılara karşı çıkması gerektiğini söyledi.

'KENDİ GÜÇLERİNE GÜVENMELİLER'

ANF'ye Linde'nin yanıtlarıyla ilgili değerlendirmeler yapan Kakavbaveh, İsveç hükümetinin her zaman olduğu gibi Türk devletini açıktan protesto etmekten ve tutuklanan kadınların serbest bırakılmalarını talep etmekten kaçındığını söyledi.
Linde ve diğer bakanların soru önergelerine verdikleri cevaplarda, "Türkiye'deki gelişmeleri kaygıyla izlediklerini ve ülkedeki insan hakları ihlallerini gündeme getirdiklerini” tekrarladıklarına dikkat çeken Kakabaveh, "Sorulara doğrudan cevap vermekten ve Türk devletinin gerçekleştirdiği ihlalleri ve katliamları kınamaktan kaçınıyorlar” dedi.
Sadece İsveç'in değil tüm Avrupa ülkelerinin Türkiye konusunda iki yüzlü ve kaypak bir politika izlediklerinin altını çizen Kakabaveh, ”HDP, Kürt Kadın Hareketi ve feminist hareket İsveç ve diğer Avrupa ülkelerine değil kendi gücüne güvenmeli. Hakların kazanılması, tutsak HDP ve kadınların serbest bırakılmaları ancak ve ancak ülkede gelişecek ve güçlenecek mücadele sonucu mümkün olacaktır. Hiçbirimizin bu gerçeği unutmaması gerekiyor” şeklinde konuştu.