KJK: 8 Mart’ı ‘Kadın direnişi özgürleştirir’ şiarı ile karşılıyor

KJK Koordinasyonu: Türkiye’de barışın, huzurun, halklar arasındaki kardeşliğin, toplumsal özgürlük ve demokrasinin yolu Önder Apo üzerindeki tecridin kırılması ve Kürt düşmanlığının sonlandırmasından geçmektedir.

8 Mart’a ilişkin yazılı bir açıklama yapan KJK Koordinasyonu, “AKP-MHP faşist iktidarı savaşla, kanla, şiddetle, erkek egemen zihniyetin tahrik ve teşviki ile ayakta kalmaktadır” dedi.

“2019 8 Mart’ını kadınların büyük direnişiyle karşılıyoruz. Kadınlar, yıllardır yürüttükleri mücadelenin yarattığı tarihsel deneyimlerini ortaklaştırarak direnişlerini büyütüyorlar. Kürt kadını, kadınlar ve halkların özgür geleceği uğruna ağır bedeller pahasına verdiği mücadeleyi 8 Mart’ta zirveye dönüştürecektir.

DTK Eşbaşkanı Leyla Güven öncülüğünde onlarca kadın yoldaşımız Önder Apo etrafında kenetlenerek ‘Tecridi kıracağız, faşizmi yıkacağız, Önder Apo’yla özgür yaşayacağız’ diyerek hepimizi direnişi büyütmeye çağırmaktadır. DTK Eşbaşkanı ve Kürt halkının vekili Leyla Güven öncülüğünde zindanlarda ve alanlarda direnen yoldaşlarımızı sevgiyle selamlıyoruz, 8 Mart direniş gününü kutluyoruz. Eşsiz bir direnişe öncülük eden Kürt kadınlarının, analarımızın ve özgürlük için mücadele eden tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyoruz. Kadın özgürlük mücadelesinde yaşamlarını ortaya koyan özgürlük şehitlerini saygı ve minnetle anıyor, özgür yaşamı yaratarak anılarını yaşatacağımızın sözünü yineliyoruz.

Kadınlar Kürdistan, Ortadoğu ve dünyada bir araya gelerek ataerkilliğe, cinsiyetçiliğe, faşizme, işgale ve sömürgeciliğe karşı ortak mücadeleyi yükseltiyor. Kapitalist sistemin yarattığı kaosa karşı kadınlar; demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü yaşamın inşasıyla halkların direnişine öncülük ediyor. Erkek-devlet zihniyeti, uyguladığı politikalar, yasalar, taciz, tecavüz, her türlü şiddet yöntemi ile kadın kırımını geliştirerek kadınların özgürlük mücadelesini geriletmek istemektedir. Her yerde kadınlar buna karşı direnmektedir. Kadınların bilinçlenme, örgütlenme, ortak mücadele etme düzeyi her dönemden daha fazla oluşmuştur. Bu örgütlenme ve mücadele düzeyimiz ile 21. yüzyılın kadın yüzyılı olmasını sağlayacak ve kadın direnişiyle özgürleşeceğiz.

Kürt kadınları Önder Apo’nun armağan ettiği kadın özgürlük ideolojisi ile kadın konfederal sistemini Rojhilat, Rojava, Başur Kürdistan ve yurtdışı alanlarında örgütleyerek, halkının özgürlük mücadelesine öncülük etmektedir. Kürt kadınları, ulusal kimliği ve cins kimliğinden dolayı erkek-devlet sisteminin çok yönlü saldırısı karşındaki görkemli direnişiyle kadın özgürlük mücadelesinin mirasını büyütmektedir.

Rojava’da ve Şengal’de DAİŞ vahşetine karşı tarihi bir kahramanlıkla savaşmış, DAİŞ’i yenilgiye uğratmada öncülük yapmış, binlerce şehidin kanıyla demokratik toplumsal devrimi inşa etmeyi başarmıştır. Başur Kürdistan’da yıllardır kadına yönelik saldırılara direnişiyle karşılık vermiş, ulusal birlik ruhu ile işgale karşı çıkmıştır. Rojhilat Kürdistan’ında kadınlar erkek egemen sistemin, toplumsal cinsiyetçiliğin tüm saldırılarına karşı örgütlenmeye, özgürlüğü için mücadele etmeye çalışmış, Şirin Elamhuli yoldaşın direniş tutumunu büyütmeyi esas almıştır.

Maxmur ve yurtdışı alanlarındaki Kürt kadınları sürgünde de olsa kendi ulusal kültürünü, dilini, tarihini ve var olma direnişini örgütlü ve kesintisiz mücadelesiyle büyütmüştür. Bakur Kürdistan’da Kürt kadınları tarihsel direniş ruhu ve bilinci ile özgürlük mücadelesine öncülük etmiştir. Kadınların ve Kürt halkının var olmadaki ısrarının en amansız savunucusu olmuştur. Kadın özgürlükçü demokratik ulusun inşasında eşsiz bir direniş sergilemiştir. Dört parça Kürdistan ve yurtdışı alanlarındaki Kürt kadınlarının bu tarihsel öncülüğünü ve görkemli direnişlerini selamlıyoruz.

FAŞİST AKP-MHP İKTİDARI KADINA YÖNELİK SOYKIRIM POLİTİKALARI İLE SONUÇ ALMAK İSTİYOR

AKP-MHP faşist iktidarı Kürt kadınları ve halkına karşı inkar-imhaya dayanan soykırım politikalarıyla sonuç almak istiyor. Bunun için Kürdistan’ın her parçasına yönelik işgal, gasp, talan saldırılarını meşrulaştırmaya çalışmaktadır. Direnen tüm kesimleri zindanlara doldurmakta, işkenceyi bir devlet politikasına dönüştürmektedir. Önder Apo’yu İmralı işkence sisteminde tutarak, mutlak tecridi Kürt kadınları ve halkının özgürlük iradesini kırmak üzerinden ısrarla sürdürmektedir.

AKP-MHP faşist iktidarının halkımıza karşı soykırım saldırılarının merkezinde Önder Apo’ya saldırı ve mutlak tecrit yer almaktadır. Bu soykırım saldırılarına karşı ağır tecrit koşullarında Önder Apo, 21 yıldır görkemli bir direniş içindedir. Önder Apo şahsında somutlaşan özgür Kürt’e düşman devlet siyaseti faşizmin insanlık dışı uygulamaları ile tüm Kürtlere ve kadınlara dayatılmaktadır. Kürtlere karşı soykırım saldırıları, Türkiye halklarına karşı tüm toplumsal muhalefet güçlerini tutuklama, baskı altına alarak ezme, açlığı-işsizliği- yoksulluğu reva görme, milliyetçilik ve cinsiyetçilikle toplumsal kutuplaşmayı tahrik ederek düşmanlığı geliştirme biçiminde yansımaktadır.

YALAN İLE İKTİDARINI TOPLUMA KABUL ETTİRMEYE ÇALIŞIYOR

Faşizmin kurumlaştırılması ile toplum militarize edilerek, ‘beka sorunumuz var’ yalanı ile faşist iktidarlarını topluma kabul ettirmeye çalışmaktadırlar. AKP-MHP faşist iktidarı döneminde kadın katliamları, tecavüz, taciz saldırıları artmış, bunları yapanlar devlet yasaları ile korunmuştur. AKP-MHP faşist iktidarı savaşla, kanla, şiddetle, erkek egemen zihniyetin tahrik ve teşviki ile ayakta kalmaktadır. Bu faşist rejime karşı Kürt kadınları ve halkı öncülüğünde Türkiye’deki sol, sosyalist, feminist, ekolojist, demokratik kesimler başta olmak üzere faşizme karşı olan herkes kendi cephesinde direnmektedir. Ancak Önder Apo üzerindeki tecrit sürdükçe, Kürt soykırımına karşı tüm kesimlerden ortak bir mücadele gelişmedikçe kadınların ve toplumsal kesimlerin parçalı mücadelesi faşizmi yıkmaya, herkese yönelen saldırıları durdurmaya yetmeyecektir.

Çünkü AKP-MHP faşist iktidarı Kürtlere karşı yürüttüğü savaş politikaları, milliyetçilik ve Önder Apo’ya uyguladığı mutlak tecride dayanarak ayakta kalmaktadır. Türkiye’de barışın, huzurun, halklar arasındaki kardeşliğin, toplumsal özgürlük ve demokrasinin yolu Önder Apo üzerindeki tecridin kırılması ve Kürt düşmanlığının sonlandırmasından geçmektedir. Önder Apo üzerindeki tecrit Kürtler kadar, Türkiye halklarının özgür geleceğine ve toplumsal barışa yönelik geliştirilen bir tecrittir. Buna karşı Kürt halkının yanında tüm Türkiyeli barışseverlerin, demokratik kesimlerin kadınlar öncülüğünde büyüyen direnişte yer alması özgürlüğe, demokrasiye, insan haklarına inanan herkesin sorumluluğudur.

Faşizme karşı olan herkesi Leyla Güven öncülüğünde tecride, faşizme karşı yüzlerce halk öncüsünün bedenlerini dirhem dirhem eriterek geliştirdiği direnişi büyütmeye çağırıyoruz.

ÖNDER APO TECRİT ALTINDA OLDUĞU SÜRECE KADINLAR DA MUTLAK TECRİT ALTINDA

Kürt kadınları olarak her zaman yaşamımızı ve özgürlüğümüzü Önder Apo’nun yaşamı ve özgürlüğü ile bir tuttuk. Önderliksiz bir yaşamı asla kabul etmeyeceğimizi her zaman söyledik. Bugün Önder Apo şahsında Kürt kadınları olarak bizler de mutlak tecrit altındayız. Kürt halkı, özgürlüğe ve demokrasiye inanan herkes tecrit altındadır. Leyla Güven öncülüğünde Türkiye Zindanları, Avrupa, Kanada, Güney Kürdistan ve Maxmur’da yüzlerce yoldaş mutlak tecridin kırılması, faşizmin yıkılması ve Önder Apo’nun özgürlüğü için tarihi bir direniş içindedirler. Türkiye zindanlarında olan binlerce tutsak, 1 Mart 2019 tarihinde süresiz ve dönüşümsüz açlık grevi başlayacağını açıklamışlardır. Onlarca direnişçi hayati tehlike sınırını çoktan aşmış durumdadırlar. Her an hayati risk yaşama ve sakat kalma tehlikesi ile karşı karşıyadırlar. Onların direnişleri Önder Apo’nun görkemli direnişini tamamlama temelinde kararlılıkla sürmektedir.

Kürt kadınları olarak bu eşsiz direnişi daha çok büyütme, amacına ulaştırma temelinde bu yılki 8 Mart direniş eylemlerini gerçekleştirmek tarihi bir sorumluluğumuzdur. Kürdistan’da ulusal birlik temelinde tecride ve faşizme karşı 8 Mart’ın direniş ruhu ile meydanlara çıkmalı, direnişi kadın öncülüğünde zirveleştirmeliyiz. Her Kürt kadını direniş ruhu ve kararlılığı ile eylem alanlarına akmalı, Önder Apo’nun özgürlüğünü haykırmalıdır. Sema Yüce, Rahşan Demirel, Zekiye Alkan’ların özgürlük iddiası ve ruhu ile 8 Mart’tan Newroz’a faşizme karşı direnişi büyütelim. Bütün kadınları ortak bir direnişle bu yılki 8 Mart’ı özgürlük, demokrasi ve barış için, ataerkilliğe, cinsiyetçiliğe, işgale, sömürgeciliğe, faşizme karşı küresel kadın mücadelesini yükseltmenin günü haline getirmeye çağırıyoruz.

31 Mart yerel yönetimler seçimlerinde HDP adaylarının kazanmasını sağlamak ve AKP-MHP faşist iktidarını yenilgiye uğratmak için tüm kadınları seferberlik halinde çalışmaya, iradesine sahip çıkmaya çağırıyoruz. Tüm kadın yoldaşlarımızı, 8 Mart’ta dünya çapında kadınların iş bırakma grevine güçlü katılmaya, hayatı kadın direnişi ile renklendirmeye davet ediyoruz.

Kadınların direnişi, özgürlük duruşu ve küresel mücadelesi özgür, demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü bir dünya ve yaşamı yaratacak, ataerkil sistemi yıkacak. DAİŞ’i yenen Kürt kadınları AKP-MHP faşizmini de yenecek, kadınların ve halkların baharını getirecek. Direnişimizle tecridi kıracak, faşizmi yıkacak, Önder Apo ile özgür yaşayacağız. Kadın dayanışması, birliği, ulusal ve küresel mücadelesi ile özgür bir dünyayı yaratacağız. Özgürlüğe ve direnişin gücüne olan inancımızla tekrardan tüm direnen kadınların ve çok değerli analarımızın 8 Mart direniş gününü kutluyor, mücadelelerinde üstün başarılar diliyoruz.

8 Mart’ı ‘Kadın direnişi özgürleştirir’ sloganı ile alanlarda karşılamaya çağırıyoruz.”