‘Kayyumun hedefi kadınların iradesi’

Şiddete de kayyuma da karşı çıkan kadınların mücadelesinin ortak olduğunu söyleyen TJA aktivistlerinden Cemile Çelik, kayyumun öncelikli hedefinin kadın iradesi olduğuna vurgu yapıyor.

Amed, Van ve Mardin Belediyelerine atanan kayyumun önceki kayyum deneyimi gibi ilk hedefi kadınlar. Bugün kadınlar da hem eş başkanlık hem de kadın kazanımlarına karşı yapılan bu darbeye tepkilerini dile getirmek için bu illerde ve birçok yerde sokakları terk etmiyor. Kadınlar siyasal alanda devlet baskısına maruz kalırken toplumsal yaşam alanlarında da gün geçtikçe daha çok erkek şiddetin hedefi haline geliyor. Sokakta öldürülen kadınlar, taciz, tecavüz gün geçtikçe daha da artıyor… Sadece ağustos ayı verilerine göre 49 kadın, erkekler tarafından öldürüldü. Peki kadınların bu iki mücadelesi birbirinden ayrı mı yoksa ortak bir alanda buluşabilir mi?

KAYYUM DEĞİL GASPTIR

Anadolu Yakınlarını Kaybedenlerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (ANYAKAY-DER) üyelerinden ve aynı zamanda TJA aktivisti olan Cemile Çelik öncelikle belediyelere atanan kayyumu, AKP’nin kendisi seçilemeyince halkın sandığa giderek ortaya koyduğu iradeyi tanımayıp burayı gasp etmesi olarak tanımlıyor. Çelik, devletin asıl zoruna giden şeyin ise ortaya çıkan kadın iradesi olduğunu söylüyor: “Bir halkın iradesini ortaya koyması işlerine gelmiyor. Ama asıl onların canını sıkan, acıtan şey Kürt kadının iradesidir. Aslında genelde de kadının faşizme karşı durması, ayağa kalkması, dirilişi zaten canlarını sıkarken özelde bu Kürt kadının dirilişine denk düşüyor.”

KADIN DEMEK İRADE DEMEK

Devletin eş başkanlık sistemini hedef almasının diğer bir gerekçesinin saldıracak bir şey bulamamalarına bağlayan Çelik şunları dile getiriyor: “Çünkü saldıracak başka hiçbir şeyleri kalmadı. Bunun adı kayyum değil, darbedir. Ama bu darbeye karşı biz kadınlar, eş başkanlık sistemini savunacağız çünkü eş başkanlık bir kazanımdır. Kürt kadınının iradesidir. Eş başkanlık dünyanın neresinde olursa olsun kadının iradesini yok sayan, tüm sistemlere verilmiş önemli bir adım ve kazanımdır. Eşitlik, barış ve demokrasi demektir aynı zamanda. Bu kazanımı öyle kolay kolay vermeyiz. Çünkü biz bunu almadık. Mücadele ederek kazandık. Kazandığımız hiçbir şeyi de erkek devlet ya da şiddetine teslim etmeye niyetimiz yok. Biz kadınlar dağda, ovada, evde, sokakta, işyerinde ve daha birçok alanda mücadele veriyoruz. Ne istiyor bu sistem kadından; evde otursun, çocuk doğursun, sokağa çıkmasın ve erkeğin boyunduruğu altına girsin. Kadınlar bunu kabul etmeyecek. Çünkü kadın demek irade demektir. Kadınlar özgür olmadıkça toplum da özgür olmayacaktır. O yüzden bizler kayyumları tanımıyoruz.”

ŞİDDETE KARŞI OLAN DA KAYYUMA KARŞI OLAN DA AYNI SAFTA

“Kadın cinayetleri ve kadına uygulanan şiddet, taciz, tecavüzü yapılan kayyum ya da siyasi irade gaspından ayırmak mümkün değil” diyen Cemile Çelik “Bugün kadın cinayetlerindeki rakam da bunu gösteriyor bize zaten. Bir yandan eş başkanlık ve kadın iradesi gasp edilirken öte yandan sadece ağustos ayında 49 kadın erkek şiddetinden dolayı öldürülüyor. Acı olan ise bu kadınlar sevdikleri tarafından öldürülüyor. Kim bunlar, eski eş, sevgili, baba ya da oğul! Devletin de bu şiddette payı var çünkü kadını eve hapsediyor. Bu zihniyeti cesaretlendiriyor. Caydırıcı hiçbir önlem alınmadığı gibi kadınları koruyan kanunlar ya da sözleşmeler bugün tam anlamıyla uygulanmıyor. İşte bu yüzden bugün sokakta kadına karşı şiddete dur diyen kadınlarla kayyuma dur diyen kadınlar aynı safta olmalı. Ancak bizi ayıran önyargıyı kırdıktan sonra ortak mücadele alanları yaratabiliriz” şeklinde konuşuyor.

Barışı ya da toplumsal uzlaşıyı kadın olmadan sağlamak imkânsız diyen Çelik şunları ekliyor: “Kadın olmadan barış konuşamayız, demokrasi konuşamayız. O yüzden ortak mücadele alanlarına daha çok önem vermek zorundayız. Sokakta öldürülen kadınla iradesine kayyum atanan kadının yazgısı da mücadelesi de ortaktır. Erkekler bunu anlamak zorunda, biz olmadan barış da olmaz uzlaşı da…”