Kadınlar eşitsizliği sporda aktifleşerek aşabilir mi?

Dünya genelinde kadınların eşitliği yakalamaya çalıştığı alanlardan birini spor oluştururken, kadınların sporda yakaladığı her ilerleme birçok alandaki haklarına sahip çıkmalarını da beraberinde getiriyor.

Nelson Mandela’nın “Dünyayı değiştirebilecek gücünün olduğunu” söylediği sporda kadınlar halen erkeklere oranla daha az görünür bir konumdalar. Özellikle medya aracılığıyla en çok takip edilen futbol olurken, birçok spor dalında kadınlara daha az yer verilmesine rağmen, spor özellikle kadınların eşitlik konusunda daha duyarlı ve güçlü kılınmasında rol oynuyor.

BM verilerine göre dünya genelinde kadınların aynı yetkinlik ve eğitim düzeyiyle aynı işi yaptıkları erkek çalışanlara oranla maaş düzeyleri dörtte üç oranında. Yani aynı iş için bir kadın emekçinin aldığı maaş erkek meslektaşının maaşının yüzde 77’ine denk geliyor.

EŞİTSİZLİK SPORDA GÖRÜNÜRLÜLÜKTE DE YAŞANIYOR

Aynı eşitsizlik ve ayrımcılıklar spor dünyasında da halen büyük oranda yaşanmaya devam ediyor. Birçok yarışma ve şampiyonaya katılan kadınlar hem daha az ücret veya ödüllere konu olurken, erkeklerin katıldığı yarışmalar sponsor konusunda da daha geniş ve zengin bir yelpazeye sahip.

Kadınlar her ne kadar atletizm gibi birçok dalda önde olsa da yine izlenilirlik veya ilgi oranı erkeklerin katıldığı müsabakalarda oluyor. Bunda elbette dünya genelindeki toplumsal değer yargılarının ve öğrenilmiş sterotiplerin etkisi büyük.

EN ÇOK GÖRÜNÜR OLDUKLARI FUTBOLDA BİLE DURUM AYNI

Kadınların 1990’lı yıllardan bu yana daha görünür olduğu futbolda dahi eşitsizlik dışarıya hemen yansıyor. Örneğin son Kadın Dünya Kupası’nın yapıldığı Fransa’da profesyonel kadın liginde oynayan bir futbolcunun ücreti 2 bin Euro civarında seyrederken, erkeklerde bu binlerce Eurodan milyonlara kadar çıkıyor.

Benzer şekilde izlenme oranları da bu eşitsizliği yansıtıyor. Erkeklerin oynadığı Rusya’daki 2018 Dünya Kupası’na 3 milyonu aşkın seyirci girişi olurken, Fransa’da yapılan 2019 Kadın Dünya Kupası’na medyadaki tüm ilgiye rağmen 1 milyon civarında katılım olmuştu. Kadın kupalarına maç başına seyirci sayısı 20 bin ila 25 bin arasında seyrederken, erkeklerin katıldığı dünya kupalarında bu sayı 50 binlerin üzerinde.

SPORDA AKTİFLEŞEREK EŞİTSİZLİĞİ YENEBİLİRLER

Birleşmiş Milletler (BM) Kadın Birimi (UN Women) yöneticilerinden Phumzile Mlambo-Ngcuka’ya göre, kadınların spora daha fazla yönlendirilmeleriyle birlikte cins eşitliğinin sağlanması daha kolay olacak. Mlambo-Ngcuka, kadının hem spor dünyasında hem de genel olarak yaşamda güçlendirilmeleri için çalışmalar oldukça önemli.

Mlambo-Ngcuka, geçtiğimiz yıl kaleme aldığı makalesinde UN Women tarafından Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) tarafından 2016’da Rio de Janeiro’da düzenlenen yaz olimpiyatları vesilesiyle gerçekleştirilen OWLA projesine dikkat çekmişti. Bu proje kapsamındaki eğitimlere katılan çok sayıda kadının birçok konuya daha duyarlı hale geldiği görüldü. Buna göre kadınlar hem kendi bedenlerini kavrama ve hükmetme konusunda hem de geleneksel kadın stereo tiplerine teslim olmama konusunda güçleniyor. Zira bugüne kadar var olagelen bu stereo tipler nedeniyle birçok kadın spordan da uzaklaşıyor.

KENDİNE GÜVEN ARTIYOR

IOC partnerliğiyle gerçekleştirilen projede yer alan kadınların önemli bir kısmında oluşan duyarlılıklara dair rakamlar da Mlambo-Ngcuka’nın görüşlerini destekliyor. Buna göre, spor eğitimlerine katılan genç kadınların yüzde 89’u artık kendilerini ‘lider’ olarak hissedecek konumda görüyorlardı. Eğitimlerden önce bu oran sadece yüzde 46 olmuştu.

Benzer şekilde her türlü şiddete karşı kendini savunma ve hangi yasal yollara başvurulması gerektiği konusunda da ciddi bir bilinçlenme görüldü. Eğitimlere katılan genç kadınların yüzde 93’ü şiddet durumunda nerelere başvurması gerektiği; yüzde 79’u ise erken yaşta anneliğin önlenmesi konusunda alınacak önlemleri bildiğini beyan etmişti. Bu oran spora yönelik eğitimler öncesinde sadece yüzde 25 idi.

Aynı eğitimler sonrasında cinsel yollarla bulaşan hastalıklara karşı bilinçlenme oranı yüzde 77’ye kadar yükselirken, öncesinde bu oranın yüzde 21’le sınırlı olduğu da sonuçlara yansıyan başka rakamlar.

Kadınların eşitlikte en çok geride kaldığı noktalardan biri olan iş dünyasına katılımın da sportif eğitimler sonrasında değişim gösteriyor. Katılımcı genç kadınların yüzde 99’u, yakın dönemde artık çalışma hayatına atılmasının mümkün olduğuna inanıyordu.