‘Gün Önder Apo’nun direniş çizgisinde geleceği kazanma günüdür’

KCK Yürütme Konseyi Üyesi Rotinda Engin, Önder “Apo’nun yoldaşı, Hareketin özgürlük militanları olarak her zamankinden daha fazla tarihi öncülük rolümüzü oynayarak Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü, özgürlüğümüzü çok yakında sağlayacağız” dedi.

Kürt halk önderi Abdullah Öcalan’ın İmralı’daki duruşunu, Ortadoğu halklarının özgürlüğü için öngördüğü projeleri, projelerinin nasıl hayat bulduğunu ve Öcalan’ın özgürlüğü için yapılan eylemlilikleri KCK yürütme konseyi üyesi Rotinda Engin’e sorduk.

Engin değerlendirmelerinde Sayın Öcalan’ın direnişinin hem Kürt halkının hem de Ortadoğu halklarının direnişi olduğunu söyledi.

Rotinda Engin, Öcalan’ın üçüncü çizgi olarak Ortadoğu’nun tüm toplumsal değerlerini birleştiren, güçlendiren ve yeni bir yaşam sistemine kavuşturan ve her iki çizginin saldırılarına karşı savunan bir gerçekliğe sahip olduğunu dile getirdi.

3. Dünya Savaşına Öcalan’ın büyük öngörüsü, analiz ve tespitleriyle en hazırlıklı olarak girenin Özgürlük Hareketi olduğunu belirterek; “bugün PKK, sistem karşıtı güçlerle fikir-zikir-eylem birliğini oluşturmak, buna öncülük yapabilmek ve üçüncü bir çizgi olarak yeni bir çağın doğuşunu Ortadoğu halklarıyla gerçekleştirmek için tarihsel bir mücadele yürütmektedir” dedi.

Kürt halk önderi Abdullah Öcalan 2011 yılından bu yana avukatlarıyla görüştürülmüyor. Sayın Öcalan’ın üzerinde ağırlaştırılmış tecrit politikası uygulanıyor. Faşist Türk devletinin bu ağırlaştırılmış tecrit koşullarında Sayın Öcalan’ın İmralı adasında geliştirdiği büyük bir irade ve direniş savaşını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Önder Apo’nun direnişi, Kürt halkının direnişidir, Ortadoğu halklarının direnişidir. Önder Apo ile öz irademize, kimliğimize ve kendi topraklarımızda özgürce yaşama arayışımıza kavuşan bir halkız. Kürt halkı, kadınları olarak bizi tarihimizle, toplumsal değerlerimizle, direniş kültürümüzle buluşturan bir Önderlik gerçekliğine sahibiz. Bizler, Önder Apo’nun düşünceleri ile bilincimizi ve yüreğimizi özgür kılmakta ve geliştirmekteyiz. Önder Apo, bu tarihi sürecin, günlerin faşist ulus devletlerin ‘barış, müzakere, çözüm demagojileriyle heba edilmeyecek kadar kıymetli olduğunu, halkımızın, Ortadoğu halklarının öz güçleri ve iradeleriyle özgür yaşam sistemlerini yaratabileceklerini ve savunabilecekleri bir dönemden geçtiğini ifade etmiştir. Gün, Önder Apo’nun direniş çizgisinde günü, geleceği kazanma günüdür. Önder Apo’nun yoldaşları olarak, bizlere kara kışı yaşatanlara halkların baharının artık geldiğini destansı direnişimizle, pratik hamlelerimizle bugün herkese göstermekteyiz. Finans kapitalist güçler, tüm faşist ulus devletler ne yaparsa yapsın, ezilen, özgürlük arayan tüm insanlığa yeni bir çağın, demokratik modernite çağın müjdesini vermiş ve bunun doğuşunu Mezopotamya da gerçekleştirmiş Önderliksel bir Hareketiz. İrademiz, kimliğimiz ve özgür yaşam geleceğimiz olan Önder Apo’nun halklar adına geliştirdiği bu tarihi direniş gerçeğini, yoldaşları olarak zaferle taçlandıracağız.

Önder Apo’nun uluslararası komplo ile esaret altına alınmasıyla 3. Dünya Savaşının startı verildi. Kürt halk önderi Sayın Abdullah Öcalan manifesto niteliğinde birçok kitap ve 5 savunma hazırladı. Sayın Öcalan savunmalarında hem Kürdistan hem de Ortadoğu için çok güçlü tespitler yapmış. Eğer Sayın Öcalan’ın tespit ve analizlerini günümüzde yaşanmakta olan 3. Dünya savaşı ile ele alırsak bu tezlerin an be an doğrulandığını söyleyebilir miyiz?

Kapitalist modernitenin 400 yıllık ideolojik gerçeği, ulus devlet sistemi ve ekonomi dışı politikasının yol açtığı savaşlar bilinmektedir. Özellikle Ortadoğu’nun tüm toplumsal değerleriyle birlikte paylaşılması için 1.Dünya Savaşı sonucu 100 yılı aşkındır uluslararası sermaye güçlerinin bölgedeki savaşı sürmektedir. Bölgenin yeraltı, yerüstü ekonomik kaynaklarının kontrol altında tutulması için hiçbir mantığı ve meşruluğu olmayan yapay ulus devlet sınırları çizilmiştir. Ortadoğu’daki bu ulus devletler kuruldukları günden itibaren darbe mekaniğinin sürekliliği ile ayakta tutulmaya çalışılmakta ve halklar kültürel, fiziki soykırım kıskacına alınmaktadır.

2. Dünya Savaşı ardından 1970’li yıllarla finans kapital çağın yani ‘para’nın giderek tek değer haline gelmesiyle birlikte Ortadoğu’daki kaos 1990 sonrası derinleşmiştir. 1999 Önder Apo’nun uluslararası komplo ile esaret altına alınmasıyla birlikte 3. Dünya Savaşının stardı verilmiştir. 2001 Afganistan, 2003 Irak, daha sonra Yemen, Tunus, Mısır, Suriye’ye vs. olan müdahalelerle 3. Dünya Savaşı kesintisiz bir şekilde sürdürülmüştür. Önder Apo’nun esaretinden 2013 yılına kadar sürdürülen 14 yıllık Dünya Savaşı’nın, Ortadoğu’nun kadim kültürel değerleri, tarihsel toplumsal gerçeğinin yarattığı direnişler nedeniyle finans kapital güçler açısından yürütülen savaş istenilen sonuca yol açmamıştır. Bir de buna paranın özel şirketlerle serbest piyasada dolaşımına ayak bağı olan faşist ulus devletlerin ‘kamulaştırma’ adıyla gerici dirençleri eklenince Kapitalist Modernite yapısal krize girerek sürdürülemez duruma gelmiştir.

ÖNDERLİĞİMİZİN PARADİGMASIYLA  HAREKET EDİYORUZ

Finans kapitalin sermaye güçleri kendi yarattıkları çöplükte DAİŞ adıyla hiç bir insani, tarihsel-toplumsal değeri gözetmeyecek bir savaş türü ile Ortadoğu’nun tüm tarihsel-toplumsal kültürel değerlerine 2013 yılında Irak ve Suriye başta olmak üzere saldırılarını başlatmıştır. Zaten bölgede finans kapital güçlerin ve ulus devletlerin vekalet savaşını yürütecek irili-ufaklı birçok gerici çeteci güçler örgütlenerek hareketlendirilmiş ve Ortadoğu’nun tarihsel toplumsal dokusu tahrip edilmeye başlanmıştı. Kürdistan merkezinde gelişen tüm bu saldırılara karşı, tarihsel çıkışını gerçekleştirerek Ortadoğu devriminin kapısını ardına kadar açan, dolayısıyla 3. Dünya Savaşına Önder Apo’nun büyük öngörüsü, analiz ve tespitleriyle en hazırlıklı giren Özgürlük Hareketimiz olmuştur.

Önder Apo’nun engin tarihsel hafızasının çok güçlü oluşu, temel çelişkinin ve mücadelenin toplum ile iktidar güçleri arasında olduğunu bilince çıkarması oldukça önemlidir. İktidar-devlet gerçeğini her yönüyle çözümlemek kadar, bu gerçekliğe karşı toplumun komünal-demokratik değerlerini anlam ve yorum gücü ile tanımlaması ve güncel olanla bağını kurması Savunmalarda kapsamlı ele alınmış uzun-orta ve kısa süreler olarak sosyolojik bakış açısını çarpıcı ortaya koymuştur. Önder Apo, 1970 yılı ardından içinden geçtiğimiz süreyi, Özgürlüğün Sosyolojisi, kuantum anı veya özürlük anları olarak değerlendirmiş ve bu sosyolojik gerçekliğin 2025 yılına kadar süreceğini belirtmiştir. Bu kaos aralığını hangi güç doğru değerlendirebilir, kendi yaşam sistemini yaratıp her yönüyle savunabilirse kalıcı olacağını belirtmiştir. Bu açıdan Önder Apo’nun Savunmalarında ortaya koyduğu güncel, güncel olduğu kadar tarihsel tespit ve analizler gün ben gün doğrulanmaktadır. Önderliğin paradigması temelinde mücadele eden bir Hareket olarak Önderliğin tüm ön görüsünü, tarihsel tespit ve analizlerini esas alarak çok yönlü mücadelemizi hamlelerimizle geliştirmekteyiz.

3. ÇİZGİ YAŞAM VE DİRENİŞ GERÇEĞİNİN ÖZÜDÜR

Ortadoğu’da yaşanan 3. Dünya savaşı 3 çizgi üzerinden gelişiyor. 3. Çizgi Kürt halkının öncülüğünde ve diğer halkların birleşimiyle Öcalan’ın paradigmasıyla günden güne gelişiyor. 3. Çizgi, Ortadoğu’yu kendi özüyle buluşturabilir mi?

Önder Apo, bu kadim toprakların tarihsel toplumsal hafızasını, kültürel birikimini, değerlerini, özgür yaşam arayışlarını, destansı direniş mirasının tümünü bilince çıkaran bir Önderliktir. Önder Apo, Ortadoğu uygarlığının kimliğini, bu coğrafyanın kadim kültürel mirasını ve dünya insanlık tarihindeki yerini doğru tanımlayan bir Önderliktir. Savunmalarında bunu çok net görmek mümkündür. Önder Apo’nun savunmalarında ortaya koyduğu özgürlüğün sosyolojisi tezi ile güncel olanın tarihsel olduğu, tarihi doğru değerlendirenlerin de güncel olanın geleceğin birer mihenk taşı olabileceğini değerlendirmektedir. Savunmalarda ortaya konulduğu gibi 1970’li yıllar finans kapitalin geliştirilmeye çalışıldığı yıllar olmakla birlikte sistem karşıtı tüm direniş güçlerinde geliştiği yıllar olmaktadır. Başta dünya gençlik hareketleri, feminist, ekolojist, anarşist, barış hareketleri, devrimci direniş örgütleri bu yıllarla birlikte daha fazla gelişmiştir. PKK hareketinin çıkışı da böylesi tarihsel süreçte ve bu koşullarla birlikte gelişmiştir. Bugün PKK, sistem karşıtı bu güçlerle fikir-zikir-eylem birliğini oluşturmak ve buna öncülük yapabilmek ve üçüncü bir çizgi olarak yeni bir çağın doğuşunu Ortadoğu halklarıyla gerçekleştirmek için tarihsel bir mücadele yürütmektedir.

Finans kapital güçlerin Ortadoğu’nun tüm ortak değerlerini parçalayarak, birbirine düşman ederek çelişki ve çatışmaları derinleştirirken, ikinci çizgi, yapısal olarak faşist olan ve zorla Ortadoğu’ya dayatılan ulus devletler ise finans kapital güçlere Ortadoğu’nun toplumsal değerlerini peşkeş çekerek pay kapma derdindedir. İktidarı temsil eden bu her iki çizgiye karşı Önder Apo üçüncü çizgi olarak Ortadoğu’nun tüm toplumsal değerlerini birleştiren, güçlendiren ve yeni bir yaşam sistemine kavuşturan ve her iki çizginin saldırılarına karşı savunan bir gerçekliğe sahiptir. 3. çizgi Ortadoğu’nun tarihsel dokusunun, kültürünün, yaşam ve direniş gerçeğinin özüdür. Çünkü üçüncü çizgi, demokratik ulus çizgisidir. Demokratik modernite çağının ruhu, fikri, felsefesi demokratik ulus iken, Kürt halkı öncülüğünde Ortadoğu halklarının bedene kavuşturduğu demokratik özerklik sistemi ise üçüncü çizginin yaşam bulduğu sistemdir. Ortadoğu’nun tüm farklı renklerinin değerleri kendini demokratik ulus çizgisinde ifade edebilir, özgürce yaşayabilir. Rojava, Şengal devrimi bunun somut kanıtı olmaktadır ve giderek devrim tüm Ortadoğu’ya yayılmakta, hatta dünyanın her yerinden özgürce yaşamak isteyen ve devrimsel doğuşu savunmak isteyen onlarca enternasyonal Kürdistan’da mücadele yürütmektedir. Kürdistan’da yeniden filizlenen demokratik değerler yeni bir dünya sisteminin halklar lehine gelişebileceğinin umudu olmaktadır.  

DEMOKRATİK ULUS DEVRİMİ ROJAVA VE ŞENGAL’DE YAŞAM BULUYOR

Sayın Öcalan’ın önemli projelerinden biride bu gün Kürt halkının gündeminde olan ulusal birlik temelindeki ulusal kongre çalışmaları. Sizce Sayın Öcalan hangi ihtiyaçları görerek böyle bir proje sundu? Öcalan’ın bu projesi nasıl hayat bulacak?

Her insan, her etnik, kültürel kimlik farklılığıyla kendini tanımlar, tanımlamak ister. Ulus olmak toplumsal kimliği, farklılık içinde zenginliği ifade eder. Tarihte her toplumsal kimlik klan, kabile, kavim, aşiret ve ulus olarak yaşadığı coğrafyada, kültürel değerleriyle var olmaya, varlığını sürdürerek korumaya çalışır. Toplumsal kimliği tanımlamak için mutlak iktidar erkine, devlet aracına ihtiyaç yoktur. Halk olarak iktidar olmuşsan, devletin varsa ‘ulus’ olabilirsin anlayışı en büyük tarihi yalandır. Toplumsal tarihin komünal değerlerinin özü demokratiktir. Komünal yaşam, demokratik yaşamın kendisidir. Her komün kendi özerkliğiyle demokratik değerleri oluşturur. Dünya tarihinin en kadim halklarından biri olan Kürtlerin, tüm kültürel değerleriyle kendilerini Kürt ulusu olarak tanımlaması ve bilince kavuşması doğal olandır. Ortadoğu’da Kürt uluslaşmasının gelişim sürecinde Kürdistan’ın önce Kasr-ı Şirin’le ikiye, ardından Sykes Picot anlaşmasıyla dörde bölünmesi, milliyetçilik ve dincilik başta olmak üzere soykırım kıskacına alınması sonucu Kürt halkı kimliğini tanımlayamaz konuma getirilmişti. Kürtlere sunulan bir ulus devletin olmaması 20. yüzyılda en dezavantajlı konumda olan bir halk olarak tanımlanmasına neden olmuştu.

Önder Apo,  özgürlük mücadelesiyle birey olarak, halk olarak kendini tanımlayamayan Kürt halkının dirilişi ve kurtuluşunun yolunu ardına kadar açmıştır. Yine Önder Apo, 20. yüzyılda ulus devleti olmayan bir halk olarak dezavantajlı konumda sayılan Kürtlerin, özünde demokratik ulusun gelişiminde en avantajlı konumu yaşadığını, Kürt toplumunun ulus devlet anlayışının derinliğine yaşamaması, milliyetçiliğin gelişim koşullarını bulamamasının tarihsel şansı olduğunu değerlendirmesi tarihi bir tez olmaktadır. Önder Apo, 400 yılık ulus devlet sistemine karşı alternatifini geliştirerek Kürtlerin demokratik ulus zihniyetiyle demokratik özerk sisteme kavuşmasını ve Ortadoğu’daki farklılıkların özerklik temelinde bin yıllardır yaşadığını, ancak farklı kimliklerin demokratik özerk bir sisteme kavuşturamadığını belirtmektedir. Bu açıdan Kürtlerin ulusal birliğini demokratik ulus temelinde yaratması, Kürt halkının tüm farklı zenginliklerini özerk yapılar temelinde kendini ulusal birlik içerisinde ifade etmesi, örgütlemesi ve savunmasının Ortadoğu’da tarihi bir çıkışa vesile olacağını Önder Apo ifade etmektedir.

Demokratik ulus devrimi bugün Rojava’da, Şengal’de yaşam bulmuştur ve her gün biraz daha fazla gelişmektedir. Güney Kürdistan’da ise Kürtlerin bir devlete kavuşma özlemi bulunmaktadır. Önder Apo, son 5. Savunmasında Kürdistan’da ikili bir sistem olarak demokratik ulus ve ulus devlet sisteminin temel ilkelerde uzlaşmasına dayalı bir sürecin gelişebileceğini belirtmektedir. Ulusal birliğin sağlanması, Kürt halkının Ortadoğu’da statüsünün Kürt halkının kendi öz iradesi ve mücadelesiyle belirlenmesi açısından çok önemli olmaktadır. Kürtler var olmak, kendi iradesiyle yaşam sistemini geliştirmek ve her koşul altında korumak istiyorsa mutlaka ulusal birlik temelinde mücadelesini geliştirmelidir. Kürt halkı olarak ulusal birliğimizi sağlayabilirsek stratejik ve kalıcı olarak sürecin kazananı biz oluruz. Başta Ortadoğu halkları olmak üzere yeni bir dünya sisteminin öncülüğünü daha güçlü oynayabiliriz. Bu açıdan mutlaka ulusal birlik çalışmalarını geliştirmeli ve ortak örgütlenme, mücadele zeminlerini yaratmalıyız.

KADININ ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ HALKLARIN ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİDİR

3. dünya savaşı en çok kadınların kırımının savaşı oldu. Kadınlar her zamankinden daha fazla ezildi, emeği sömürüldü ve katledildi. Kadınların buna karşı verdiği mücadele ve Sayın Öcalan’ın faşist sisteme karşı verdiği mücadele aynı noktada buluşuyor diyebilir miyiz?

Kürdistan tarihi, Ortadoğu tarihi kadının hem özgürlük hem de kölelik tarihidir. Önder Apo, bu nedenle Ortadoğu’yu kadim, yaşlı bir anaya benzetmektedir. Ana, her şeyin yaratıcısı, besleyeni, koruyucusu iken, günümüzde tanınmayan, tanımlanamayan, hor görülen, kadın kırımı kıskacında tutulan, yok sayılan bir gerçekliği derinliğine yaşamaktadır. Ortadoğu’da, Kürdistan’da kadının kölelik tarihi iktidar ve devletin, ulus devletlerin tarihidir. Komünal, özgürce yaşamı yaratan kadın, kendi yaşam sistemini egemen, iktidarcı erkeğin zor kullanarak kaybetmesi ardından bu coğrafyada kadın kıyımı kat bekat arttı. Kürt kadının kültür taşıyıcıları olması, kimliğini, dilini ve varlığını çok ağır bedeller vermesine rağmen direnişçi yapısıyla bu yüzyıla taşıması çok cılız da olsa mümkün olmuştur. Kürt kadının tarihinde verdiği bu mücadele sayesinde birçok yazılı ve sözlü destanlara konu olmuştur. PKK’nin tüm cinsiyetçi kalıpları aşarak kendisini bir kadın partisi olarak tanımlaması, kadın eksenli yaşam sistemini gün be gün geliştirmesi Kürt kadının özgürlük tarihini açığa çıkarmasına, bunun tarihsel komünal değerlerle bütünleştirmesine ve geleceğe taşırmasına vesile olmuştur. Bugün Kürt kadınlarının öncülüğünde Ortadoğu’nun tüm milliyetçi, dinci, cinsiyetçi ve bilimci-pozitif zihniyet ve yapılanmalarına karşı, demokratik-ekolojik-kadın özgürlükçü paradigmasını ve konfederal yaşama sistemini ve öz savunmasını geliştirmektedir.

PAJK ve KJK öncülüğünde geliştirilen özgürlük mücadelesi bugün Ortadoğu’da kadın devriminin gerçekleşmesini sağlamıştır. YPJ’nin Rojava’da, Suriye’de yürüttüğü özgürlük mücadelesi tüm dünya da gıpta ile izlenmekte ve özgürlük umudu taşıyan tüm kadınlar, halklar için ilham kaynağı, mücadele gerekçesi olmaktadır. KJK sisteminin kurmay öncü partisi olan PAJK, demokratik ulus bilincinin Ortadoğu’da gelişmesi ve KJK ile kadının konfederal sistemine kavuşması için büyük bir mücadele yürütmektedir. Ortadoğu’da kadın özgürleştikçe ve özgürlüğünü her koşulda savundukça Ortadoğu devriminin teminatı olmakta ve yeni dünya sisteminin doğuşunu gerçekleştirmektedir. Kürt kadınlarının mücadelesi Sümer Rahip Devletinde esaret altına alınan ve cennette bile bir meta olarak sunulmaya çalışılan Huri (proto-Kürt) kadınlarının tarihsel intikamını almaktadır. Kürt kadınları, tarihin günümüzde gizli ve bizlerin tarihin başlangıcında olduğu bilinciyle Ortadoğu kadın devrimini gerçekleştirmektedir. Bu açıdan kadının özgürlük mücadelesi aynı zamanda Önderliğimizin de belirttiği gibi halkların özgürlük mücadelesidir.

ÖNDER APO’NUN ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN GELİŞTİRİLEN EYLEMLİLİKLERİ SELAMLIYORUZ

Son olarak Sayın Öcalan’ın özgürlüğü için Strasburg’da yapılan eylem 5. yılına girdi. Geliştirilen eylemlilikleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Öncellikle Avrupa’da halkımızın öncülüğünde Önder Apo’nun özgürlüğü için geliştirilen Strasburg eylemini selamlıyoruz. Kürdistan’ın tüm parçalarında, Avrupa’da Önderliğin özgürlüğü için geliştirilen eylemlerin kesintisiz sürdürülmesi önemlidir. Ancak bundan sonra gelişecek eylemselliklerin daha zengin ve kitlesel olması gerekmektedir. Önderliğin paradigmasını, mücadelesini tüm Avrupa ve Ortadoğu toplumuna ulaştırarak, özellikle sistem karşıtı tüm güçlere, ezilen halklara kavratabilecek zengin yöntemleri bularak, Önder Apo’nun fikirlerini, yaşam felsefesini tüm dünya halklarına ulaştırabilmeyiz. Önderliğin özgürlüğü etrafında geliştireceğimiz halk diplomasisini, ittifak anlayışını güçlendirmeliyiz. Demokratik tüm Avrupa kurumlarına, sivil toplum örgütlerine, yazar-akademisyen çevrelerine, bilim insanlarına, esnafı-işçisine, kadını-gencine kadar Avrupa halklarına Önder Apo’nun özgürlüğünün ne anlama geldiğini kavratabilmeyiz. Asrın en büyük davası olan Önder Apo’nun esaret koşullarına dikkat çekecek bir organizasyonla, dünyanın her yerinden yüzlerce avukatın bu davayı sahiplenebilmesini sağlayabilmeliyiz. Önder Apo’nun kadın özgürlük mücadelesindeki yerini, dünyanın ekolojik sorunlarına bakış açısını, demokratik sistem modelini, ekonomiden, eğitime, spordan kültüre, öz savunma anlayışına kadar binlerce panel, sempozyum vs. yapabilmeli, demokratik modernite çağının zihniyeti ve sistemini bir dünya sistemi olarak halklara sunabilmeliyiz.

Başta Kürt halkı olmak üzere Ortadoğu halklarına, Önderliklerine olan pozitivist, oryantalist bakış açıların aşılması, Avrupa değerlerinin Ortadoğu değerlerinin bir parçası olduğunu, bu değerlerin bir sentezi olarak Kürtler öncülüğündeki Ortadoğu devrimini çok yönlü Avrupa toplumuna anlatabilmeyiz. En önemlisi de Önder Apo’nun özgürlüğü için geliştirilecek tüm eylemselliklere Kürt halkı olarak ekmekten, sudan daha fazla ihtiyaç olduğu bilinciyle güçlü katılmalı, sahiplenmeliyiz. Önder Apo ile 24 saat yaşamasını bilen her yurtsever mutlaka onlarca, yüzlerce eylemin sahibi olmalıdır. Yurtsever Kürt gençliği yaratıcı yöntemlere Önderliğin özgürlüğü sağlanana dek kesintisiz eylem planın sahibi olmalıdır. Özgür kadın Hareketi gençlikle birlikte tüm eylemlerin öncüsü haline daha fazla gelebilmeli, eylemleriyle uluslararası güçlerin ve faşist Erdoğan’ın tüm özel savaş propagandalarını boşa çıkarmalıdır. Bu açıdan hamle düzeyinde, herkesin seferber olduğu kesintisiz bir eylem planı için stard verilmeli ve görkemli bir şekilde katılımlar sağlanmalıdır. Gerekirse bunun için yüzlerce, binlerce eylem komiteleri dünyanın her yerinde oluşturulabilir. Bu komiteler halk toplantılarıyla eylem hattına ilişkin görüşler alabilir ve tek bir yurtsever kalmayacak şekilde herkesi göreve davet edebilir. Çiyager yoldaşın dediği gibi muhteşem bir mücadele ile Önderliğin özgürlüğünü zaferle taçlandırabilir, Önder Apo ile birlikte özgür yaşamı hep birlikte inşa edebiliriz. Bu temelde bir kez daha Kürt halkının ve dostlarının Önderliğin özgürlüğü için geliştirdiği eylemsellikleri selamlıyor ve başarılar diliyoruz.

ÖNDER APO’NUN FİZİKİ ÖZGÜRLÜĞÜNÜ ÖZGÜRLÜĞÜMÜZÜ ÇOK YAKINDA SAĞLAYACAĞIZ

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması için nasıl bir mücadele yürütülmelidir?

Önder Apo’nun sağlığı, güvenliği ve özgürlüğü halkımızın, Kürt kadınlarının özgürlüğüdür. Önder Apo, Kürt halkının iradesidir. İradesi olmayan bir halk asla özgür olamaz. Bu açıdan devrimin tüm çalışmalarının merkezinde Önder Apo’nun özgürlüğü bizim için esastır. İdeolojik, siyasal, askeri, diplomatik tüm çalışmalarımızın merkezinde Önder Apo’nun, dolayısıyla Kürt halkının, kadınların özgürlüğü bulunmaktadır. Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünün sağlanması için Önder Aponun etrafında halk olarak, Kürt kadınları olarak kenetlenmemiz ve 24 saatimizi Önder Apo’nun özgürlüğü için değerlendirmemiz gerekmektedir. Kürt halkı ve özgürlüğünü her gün biraz daha fazla kazanan Kürt kadınları olarak Önder Apo’nun özgürlüğü için, gece-gündüz, yaz-kış demeden, yaşamın olduğu tüm mekanlarda direnişi yükseltmemiz, eylemlerimizi geliştirmeliyiz: Çok zengin yöntemlerle, tüm mücadele araçlarını kullanarak, örgütlü gücümüzle toplumun her kesimini katacak bir mücadele stratejisini daha fazla geliştirmeliyiz. Önder Apo, bugün Ortadoğu’da yaşanan tüm gelişmelerin halklar lehine sonuçlanması için paradigmasını belirleyerek mücadele araçlarını oluşturmuştur. Önder Apo’nun yoldaşı, Hareketin özgürlük militanları olarak her zamankinden daha fazla tarihi öncülük rolümüzü oynayarak Önder Apo’nun fiziki özgürlüğünü, özgürlüğümüzü çok yakında sağlayacağız.