DBP Yerel Yönetimler Kadın Konferansı başladı
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Yerel Yönetimler Kadın Konferansı, HDP (Halkların Demokratik Partisi) il binasında bulunan Vedat Aydın Konferans Salonu’nda başladı.
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Yerel Yönetimler Kadın Konferansı, HDP (Halkların Demokratik Partisi) il binasında bulunan Vedat Aydın Konferans Salonu’nda başladı.
“Toprağımız, Önderliğimiz ve özgürlüğümüz için direniyoruz” ve “Faşizme karşı kadınlar direniyor” sloganıyla gerçekleştirilen konferansa HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, HDK (Halkların Demokratik Kongresi) Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, DBP eş genel başkan yardımcıları, DBP belediye eş başkanları ile çok sayıda kurum ve kuruluş temsilcisi kadın katıldı.
Konferans özgürlük ve demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenler için yapılan saygı duruşu ile başladı.
Açılış konuşmasını yapan DBP Eş Genel Başkan yardımcısı Hacer Özdemir, sözlerine tutuklu bulunan DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel’i hatırlatarak başladı.
İktidarların kadın mücadelesini hedef aldığını belirten Hacer Özdemir, “Faşizm kadınları kendi perspektifini hayata geçirmesinde engel olarak görüyor” dedi. Kürtlerin statüye sahibi olmaması için her alanda saldırıların hedefi haline getirildiğini ifade eden Özdemir, bunun ilk aşamasının ise Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik tecritle hayata geçirildiğini söyledi.
Konferansta tutuklu bulunan DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel’in gönderdiği mesaj da okudun.
SEBAHAT TUNCEL’İN MESAJI
Tuncel’in konferansa gönderdiği mesaj şöyle:
"Konferansımıza katılması gereken birçok belediye eş başkanı, milletvekili ve yönetici arkadaşlarımız siyasi soykırım operasyonları nedeniyle rehin alınmış olmasından kaynaklı ne yazık ki konferansımız eksik bir bileşenle toplanmak zorunda kalmıştır. Bu vesile ile tutsak olan kadın yoldaşları sizler şahsında saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Dışarıda hayat hızlı, içeride ise yavaş oluyor biliyorum. Sizler birçok işe yetişmeye çalışıyorsunuz. Ama günlük yaşamın kargaşasında yoğunluğunda içerideki yoldaşları da hatırlamanız, dışarıdaki mücadele ile içerideki mücadeleyi, direnişi birleştirmek, yaşamın tüm alanlarında kadın dayanışmasını geliştirmek ve mücadeleyi ortaklaştırmak kadın özgürlük çizgimizi daha da güçlendirecektir.
Türkiye'nin haksız hukuksuz bir şekilde Kürdistan halklarının kazanımlarının hedef aldığı Efrîn saldırıları bu konferansın temel noktası olmalıdır. Bizler içeride bulunan yoldaşlarınız olarak Efrîn'e yönelik saldırıları kınamak ve saldırıların derhal durdurulması için direnişe, mevcut koşullar çerçevesinde katılıyoruz. Ancak sizlerin dışarıda Efrîn ile dayanışmayı büyütmeniz, Efrîn halkının verdiği özgürlük mücadelesine, direnişine daha güçlü katılmanız, Efrînli kadınlarla dayanışmak için mücadeleyi yükseltmeniz çok daha önemli olacaktır. Efrîn sadece Efrîn değildir. Bugün dünyanın neresinde yaşanırsa yaşansın, tüm Kürdistan halkının demokrasiden, özgürlük ve barıştan yana olan halkların kalbi Efrîn'de atmaktadır. Efrîn'e yönelik saldırı tüm halkımıza, Kürdistan halklarına yönelik bir saldırıdır. Bu saldırıya karşı durmak, savaşa hayır demek tarihi bir sorumluluktur."
Sebahat, mektubun devamında, şu ifadelere yer verdi: "Kobanê direnişi tüm dünya halklarının geleceğe güvenle bakması insanlık değerlerinin korunması ve enternasyonalist dayanışma, DAİŞ'in yenilmesinin başlangıcı olmuştur. Kobanê'de başlayan bu direniş, bu özgürlük yürüyüşü şimdi Efrîn'de devam etmektedir. Tüm toplumsal muhalefetin baskı altına alındığı, en küçük bir itirazın, eleştirinin gözaltı, tutuklama ve linç politikalarıyla bastırılmaya çalışıldığı bir dönemde Efrîn operasyonuna hayır demek, savaşa hayır demek bir cesarettir. Bu cesareti gösteren herkesi selamlıyoruz.
Toplumsal muhalefetin sesinden korkan AKP-MHP faşist cephesi kendi zayıflığını, güçsüzlüğünü, haksızlığını zor politikalarını devreye koyarak gizlemeye çalışıyor. Onlar biliyor ki barış, özgürlük, eşitlik, demokrasi ve adalet diyenlerin sesi birbirine ulaşırsa sarayın sesi, savaş çığırtkanların sesi kısılacaktır. Bu nedenle var olan zulüm düzenini OHAL'e karş ses çıkararak halkların eşitliği ve kardeşliğinde ısrar eden savaşa 'hayır' diyen Efrîn halkıyla dayanışma içerisinde olan tüm cesur kadınları, insanları bir kez daha saygıyla selamlıyorum."
Kadın özgürlük çizgisinin güçlendirilmesi gerektiğini söyleyen Sebahat, "Eş başkanlık sistemimiz, kadın erkek eşitliğine dayalı siyaset ve yerel yönetim çizgimiz hizmetlerin ulaşılmasında eşitlik perspektifimizin esas alınması, özgün özerk ve bağımsız kadın örgütlenmesi bundan sonrası için de esas alacağımız örgütlenme önündeki engellerin kaldırılması için mücadele edeceğimiz temel alanlar olacaktır" dedi.
Sebahat mektubun sonunda konferansta güçlü kararlar alınarak döneme cevap olunacağına inandığını kaydetti.’’