‘Şakran cezaevindeki ayrımcı ve keyfi uygulamalara derhal son verilmeli’

Şakran Kadın Kapalı Cezaevi'ndeki hak ihlalleri tepki gösteren hukuk ve insan hakları örgütleri, “Hapishanelerde uygulanan ayrımcı ve keyfi uygulamalara derhal son verilmelidir” çağrısında bulundu.

Şakran Kadın Kapalı Cezaevi'nde yaşanan hak ihlallerini protesto etmek için cezaevi önünde bir açıklama yapıldı. 

Açıklama İzmir’de Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), İnsan Hakları Derneği (İHD), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (THİV),  Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ile Ege Tutuklu ve Hükümlü Aileleri ile Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (EGETUHAYDER) tarafından gerçekleştirildi. 

Ancak açıklama öncesi İHD ve ÖHD temsilcilerinden oluşan bir heyet, disiplin cezası verilen kadın tutsakları ziyaret etti. 

Açıklama sırasında ise “Hapishanelerde hak ihlallerine ve keyfi uygulamalara son verilsin" pankartı açıldı. 

"Bijî berxwedana zindanan", "Jin, jiyan, azadî", "Siyasi tutsaklar yalnız değildir" ve "İnsanlık onuru işkenceyi yenecek" sloganları atıldığı eyleme Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) il yöneticileri, Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA), Barış Anneleri, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda kişi katıldı. 

Açıklamayı yapan EGETUHAYDER Eşbaşkanı Ayfer Yıldırım, insan hakları ihlallerinin yaygın, yerleşik ve sistematik bir hale geldiği tepkisinde bulunurken, özellikle Şakran Cezaevi'nde ihlallerin her geçen gün arttığını kaydetti. 

Ayfer Yıldırım, "Mahpusların en temel haklarını kullanmalarının dahi engellendiği tespit edilmiştir” dedi. 

 

Ayfer Yıldırım, şunları ifade etti:

“Kadın mahpusların açık görüşte ziyaretçilerine sarılmaları yasaklanarak yakınlarına sarılan mahpuslar hakkında İzmir Kadın Kapalı Hapishanesi idaresi tarafından disiplin cezasına hükmedilmiş olup bu durumun her açık görüşte tekrar ettiği tarafımıza iletilmiştir. Yine açık görüş sırasında zılgıt çeken mahpuslar hakkında da tutanak tutulup disiplin cezasına hükmedildiği, zılgıtın slogan olarak değerlendirildiği belirtilmiştir. Bunun hastane sevklerinin yapılmadığı, tedavilerinin aksatıldığı veya yapılmadığı, hastaneye sevklerde çift kelepçe dayatmasının olduğu ve hastanede kelepçeli tutuldukları, takı takmanın, şort, askılı, diz üstü etek ve kapişonlu kıyafetleri giymenin yasaklandığı, el örgüsü hiçbir eşyanın kendilerine verilmediği, saç kesimlerinin ensenin açık olmayacağı şekilde yapılmasının dayatıldığı, koğuş aramalarında her şeyin yere atıldığı ve koğuşun talan edilircesine arama yapıldığı, keyfi olarak birçok not, defter ve eşyaya el konulduğu tespit edildi." 

Ayfer Yıldırım, şöyle devam etti: "Bugün Türkiye'de barışçıl çözüm yollarının önünü açmak, toplumun tüm kesimlerinin eşit yurttaşlık temelinde bir arada yaşamasını sağlamak ve hukukun üstünlüğünü yeniden inşa etmek için, hapishaneler başta olmak üzere tüm kamu kurumlarında insan haklarına saygılı bir reform süreci başlatılmalıdır. Hapishanelerde uygulanan ayrımcı ve keyfi uygulamalara derhal son verilmelidir. Tüm bu değerlendirmeler ışığında; hapishanelerde yaşanan hak ihlallerine son verilerek, kişi onuruna yaraşır muamele yapılması, mahpuslara yönelik hak ihlallerinin ve keyfi uygulamaların ortadan kaldırılması hususunda Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Kamu Denetçiliği Kurumu ve ilgili tüm kurum ve kuruluşları görevlerini yapmaya çağırıyoruz. Hapishanelerde yaşanan hak ihlallerinin giderilmesine ilişkin çalışmalarımız, ihlaller son bulana dek devam edecek olup ihlallerin ortadan kalkması için her düzlemde çözüm arayışımızı sürdürmeye devam edeceğiz."