25 Kasım’da erkek zihniyeti ve tecrit protesto edilecek

25 Kasım’da hem erkek şiddetini hem de tecridi protesto edeceklerini dile getiren DBP Amed İl Eşbaşkanı Ruken Akça, Öcalan’ın özgürlüğünün toplumsal anlamda büyük değişimlere yol açacağına işaret etti.

Her yıl binlerce kadının sokağa çıkarak erkek ve devlet şiddetine karşı örgütlendiği 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’ne bir gün kala Amed’de kadınlar sokağa çıkmaya hazırlanıyor. AKP iktidarının ırkçı, cinsiyetçi, kadın düşmanı politikalarına karşı öfkeyi sokağa taşırmaya hazırlanan kadınlar, yarın Türkiye ve Kürdistan'da birçok noktada eş zamanlı olarak eylemler yapacak. Amed’de günlerdir ev ev, sokak sokak çalışma yürüten kadınlar, erkek ve devlet şiddetinin yanı sıra PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi de protesto edecek. Kentin bir çok noktasında toplanacak kadınlar, Sanat Sokağı’na yürüyerek şölen gerçekleştirecek. DBP Amed İl Eşbaşkanı Ruken Akça, öncelikli taleplerinin Öcalan’ın özgürlüğü olduğuna vurgu yaptı.  

‘NE DEVLETE NE ERKEĞE BOYUN EĞİYORUZ’

Bu günü anlamak için kadının tarihine inmek gerektiğine vurgu yapan Akça, 5 bin yıllık erkek egemen zihniyetin kadının kimliğini ve varlığını yok saydığını kaydetti. Akça, “Kadına düşen görev evde yemek yapan ve hizmet eden bir niteliktedir. Bu anlamda kadın bilinci açığa çıktıkça kadınlar daha çok kimliklerine ve haklarına sahip çıkmaya başladılar. Günümüzde hala kadınlar töre cinayeti adı altında katlediliyor. Bu yılki OHAL koşullarında 25 Kasım kadınlar için daha büyük bir  öneme sahiptir. Kadınlar olarak sadece 25 Kasım ya da 8 Mart’lar değil hayatın her alanını bir mücadele alanı olarak gelişmeye hazırlanıyor. Alanlara indiğimizde Amedli kadınlara 25 Kasım’ın kendileri için ne anlam ifade ettiğini sorduğumuzda ‘Biz başta bu sistemden, devlet şiddet görüyoruz’ diyorlar. Kadınlar artık ne devlete ne de erkeğe boyun eğmiyor. Boyun eğmeyen kadınlar da son zamanlarda KHK ile işlerinden ihraç edilerek ekonomik özgürlükleri ellerinden alınıyor. Bu sistemin kadına yaklaşımının somut göstergesidir. Bu sistem içerisinde adaleti aramak  yanlıştır. Adaleti aramıyoruz adaleti yaratacağız” diye konuştu.

‘SAYIN ÖCALAN İÇİN ALANLARDA OLACAĞIZ’

Şu anda toplumsal bozukluğun derinden yaşandığına vurgu yapan Akça, kadınlar öncülüğünde toplumun değişebileceğini, OHAL koşullarında kadınların örgütlenerek bu sürece öncülük ederek, kazanımlarına sahip çıkacağını dile getirdi. Toplumun yarısının kadınlardan oluştuğunu, diğer yarısının da kadınların yetiştirdiğini belirten Akça, toplumu değiştirmek için kadınların bir yerlerden başlaması gerektiğini, Kürt özgürlük hareketi ile kadınların güçlü mücadele ağı ile özgürlüğe yakın olduğunu dile getirdi. Amed’de kadınların güçlü talepler çerçevesinde 25 Kasım’da alanlarda olacağını dile getiren Akça, “Sayın Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecrit kadınları daha çok etkiliyor. Günlerdir 25 Kasım çalışması sokaklarda yürütüyoruz. Amed’de panel ve sinevizyon yaptık, bildiri dağıttık. Sokaktaki kadınların en büyük endişesi Sayın Öcalan’ın sağlık ve güvenlik durumudur. Kürt özgürlük hareketi ile birlikte kadına biçilen rol ve misyon değişti ve kadınlar kendini her alanda ifade etmeye başladı. Kadınlar bunun yanında eşit temsiliyet buldu. Bunun en önemli ayağı ise eş başkanlık sistemiydi. Eş başkanlık ilk olarak 2014 yılında DBP’nin yerel seçimleri ile oluştu ve tüm örgütlülük içinde yer almaya başladı. Bu da Sayın Öcalan’ın projesiydi. Kadınlar da bu projeyi sahiplendi. Kadının mücadelesi o kadar büyüdü ki sistemin ilk saldırdığı da kadın oldu. Onlarca kadın bu yüzden tutukludur. KHK’lerle ilk kadın kurumları kapatıldı. Biz bu saldırılara boyun eğmeyeceğiz. İşte bu yüzden de kadının bu kadar hedef aldığı bir süreçte kadını var eden Sayın Öcalan için bizler de 25 Kasım’da alanlara çıkacağız” diye konuştu.

‘ÖCALAN’IN ÖZGÜRLÜĞÜ BÜYÜK DEĞİŞİM YARATACAK’

Kadın örgütlülüğünün zirvede olduğu bir süreçte baskılara karşı sokakta olmaya devam edeceklerini dile getiren Akça, günde ortalama 5 kadının öldürüldüğü bir süreçte devlet ve erkek politikalarını deşifre etmeye ve ölümlere “dur” demek için alanlarda olacaklarını aktardı. Türkiye ve Kürdistan’daki kadınlar arasında bir bağ kurulduğuna işaret eden Akça, Ankara’da şiddet gören bir kadının Amed’in sorunu, Amed’de katledilen bir kadının ise Ankara’daki kadınların sorunu haline geldiğini, dil, din, ırk fark etmeksizin kadınların erkek ve devlete karşı bir olduğunu söyledi. İktidarlar değişse de kadına yönelik şiddet ve ayrımcı politikanın değişmediğini dile getiren Akça, kadınların sürekli ezildiği ve öldürüldüğü yıllarda kadının tek dostu olan Öcalan’ın özgürlüğünün büyük bir önem arz ettiğini ve özgürlüğü ile kadınlar açısından yaşamsal açıdan büyük değişimlerin yaşayacağına vurgu yaptı.

‘KÜRTLERİN SABRI SINANMASIN’

Kadınların özgürlüğünün İmralı’dan geçtiğine dikkat çeken Akça, Kürdistan’da Öcalan’ın yol haritası ile aşılan engellerin onun özgürlüğü ile zafere ulaşacağını dile getirdi. 25 Kasım’da İmralı tecridini kırmak için alanlara çıkacaklarını belirten Akça, “Ortadoğu’da, özelde ise Türkiye’deki şiddetin ve ölümlerin son bulması için bir ana, bir kadın ve bir birey olarak Sayın Öcalan’ın özgürlüğünü istiyoruz. Artık kadınlar olarak ne ölmek ne de öldürülen çocuklarımızın cenazelerine gitmek istemiyoruz. Bu yüzden de devletin artık Sayın Öcalan ile görüşmesi ve müzakere etmesini istiyoruz. 40 milyon insanın önder olarak benimsediği şahıs olan Sayın Öcalan’ın sağlık ve güvenlik durumu başta biz kadınlar olarak tüm halkı etkilemektedir. Unutulmasın ki 1999 yılında Sayın Öcalan’ın tutuklanarak İmralı Cezaevi’ne getirildiği zaman yüzlerce kişi bedenini ateş verdi. Bu yüzden bu süreçte hiç Kürt halkının sabrını sınamasın” ifadelerini kullandı.

‘TECRİDİ KIRMAK İÇİN SOKAKTA OLACAĞIZ’

Öcalan’ın kadınların kırmızı çizgisi olduğunu ifade eden Akça, kadınları var eden Öcalan’ın durumu konusunda adım atılmasını isteyerek, kadınların Öcalan için yapamayacağı hiç bir şey olmadığına vurgu yaptı. Amedli kadınların temel talebinin Öcalan’ın özgürlüğü olduğunu söyleyen Akça, 25 Kasım için yaptıkları çalışma boyunca kadınların Öcalan’ın sağlığını ve güvenliğini merak ettiğini, Öcalan’ın üzerindeki tecridin son bulmasını istedi. 25 Kasım’da Amed’e 7’den 70’e kadınlarla birlikte sokakta olacaklarını söyleyen Akça, “25 Kasım’da Amed’in Sanat Sokağı’nda şölen yapacağız. Kendi kimliğini sahip çıkan tüm kadınlarla, şiddette, soykırıma ve Sayın Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecridi kırmak için sokaklarda olacağız. Tüm zorluklara rağmen kadınlar olarak örgütlülüğümüzü büyütüp devlet ve erkek şiddetine karşı mücadele alanı olan sokakları terk etmeyeceğiz. 25 Kasım’da Amed sokakları kadınların direniş alanı olacaktır” diye konuştu.