Öcalan’a yönelik tecridi Türkiye siyasetini altüst edebilecek bir müdahale olarak tanımlayan Yüksekdağ, tecridi devreye sokan siyasal iktidarın kaosun düğmesine bastığını belirtti.

“Sayın Öcalan’ı tecrit etmek demek halklara karşı savaş, çözümsüzlük, anti-demokratik dayatmaların artması ve en ufak demokratik kazanımların dahi geri alınması demektir” diyen Yüksekdağ, müzakere masasına derhal dönülmesi çağrısında bulundu.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecridin bir yılını dolduracağı 5 Nisan öncesi ANF’ye konuşan HDP Eşbaşkanı Figen Yüksekdağ, Öcalan’a uygulanan tecridin AKP’nin savaş konseptinden bağımsız olmadığını söyledi. 

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’a bir yıldan bu yana uygulanan tecridin ne anlama geldiğinin memleketin içinde bulunduğu duruma bakarak anlaşılabileceğini vurgulayan Yüksekdağ, “Sayın Öcalan’a tecrit uygulaması sadece bir siyasi tutsağa uygulanan tecrit meselesi değildir, Sayın Öcalan’a uygulanan tecrit Türkiye siyasetini altüst edebilecek bir müdahaledir” dedi. 

Tecrit uygulaması başladığından bu yana Türkiye’de siyasi iktidar tarafından çok sistematik bir şekilde savaşın piminin çekildiğine dikkat çeken Yüksekdağ, Öcalan’a dönük tecridin AKP’nin savaş konseptinden bağımsız olmadığını söyledi. Bir yıl önce devreye sokulan bu tecritle kaos politikasının düğmesine basıldığını belirten Yüksekdağ, AKP iktidarının bu politikayı 7 Haziran seçimlerinden çok daha önce hazırladığına ve seçim sonuçlarının ardından bu kaosu pratiğe döktüğüne işaret etti. 2014 yılında Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı tarafından hazırlanan “çökertme planı”nın bunun en büyük göstergesi olduğunu kaydeden Yüksekdağ, “Daha henüz görüşmeler devam ederken ve çözüm masası devrilmemişken AKP aslında Kürt hareketine ve halkına yönelik bir imha ve kaos planı yapmıştır. O nedenle 7 Haziran sonuçları ne olursa olsun bu değişmeyecekti, Türkiye’de büyük bir kaos ve savaş dönemini zaten başlatacaklardı” diye konuştu. 

‘TECRİT SÜRDÜKÇE KAOS BİTMEZ’

Öcalan’ın 5 Nisan 2015 tarihinden itibaren devre dışı bırakılıp çözüm sürecinin bitirilmesini Türkiye siyasetinde bir kırılma noktası olarak değerlendiren Yüksekdağ şunlara dikkat çekti: “Sayın Öcalan’ı tecrit etmek demek halklara karşı savaş, çözümsüzlük, anti-demokratik dayatmaların artması ve en ufak demokratik kazanımların dahi geri alınması demektir.”

Bu tecrit sürdükçe kaosun bitmeyeceğine işaret eden Yüksekdağ, “Biz Sayın Öcalan’a uygulanan tecridi siyasi bir sorun olarak görüyoruz ve bugün tecridin kaldırılması ve çözüm masasına dönülmesi hayati önem taşımaktadır" dedi.

5 Nisan’dan bu yana yüzlerce insanın hayatını kaybettiğine dikkat çeken Yüksekdağ, “Bu ölümlerin her biri aslında çözüm masasının devrilmesinin sonucudur. O nedenle bu savaşın, bu ölümlerin ortadan kaldırılabilmesi için derhal tecridin kaldırılması ve kalıcı barış için müzakere masasının kurulması gerekiyor” diye çağrıda bulundu.