Yüksek: Belediye Başkanlarımız tekrardan görevlerinin başına gelecek

Bakurê Kürdistan’da Halk Meclislerinin ilan ettiği ‘Öz Yönetim’ modeline sahip çıktıkları gerekçesiyle 23 BDP’li Belediye Eşbaşkanlarına yönelik görevden alınma operasyonları devam ediyor.

‘Öz Yönetim’ ilanını destekledikleri gerekçesiyle görevden alınan ve tutuklanan 23 DBP’li Belediye Eşbaşkanlarına yönelik siyasi soykırım operasyonları ile ilgili konuşan DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, Belediye Başkanlarının tutuklanması hukuk dışı bir uygulama olduğuna söyledi. Yüksek, “Kürtlerin toplumsal taleplerini bastıran hiçbir iktidarın başarılı olamadığı ortadadır. Bugün tüzüğümüzde de bulunan Demokratik Özerklik modelini esas alan herkesi de destekleyeceğiz. Ayrıca Belediye Eşbaşkanlarımız tekrardan görevlerinin başına gelecekler” diye konuştu.

Bakurê Kürdistan’da Halk Meclislerinin ilan ettiği ‘Öz Yönetim’ modeline sahip çıktıkları gerekçesiyle DBP'li Belediye Eşbaşkanlarına yönelik görevden alınma operasyonları devam ediyor. DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, konuya ilişkin ANF’nin sorularını yanıtladı.

23 BELEDİYE BAŞKANI GÖREVDEN UZAKLAŞTIRILDI

Şuana kadar kaç Belediye Eşbaşkanınız görevden alındı?

Şuana kadar 23 Belediye Başkanı görevden alındı. 20’si tutukludur zaten. Bazı Belediye Başkanlarımızı denetimli serbestlik ile serbest bıraktılar. Bunların içerisinde ev hapsine tabii olanlarda var. İmzaya tabi tutulan da var. Genel yapılan bu uygulama, Serhat bölgesinde Belediye Başkanlarımıza yönelik baskıları daha da artırmak ve orada önümüzü kesmeye yönelik bir tutum da söz konusudur.

Belediye Başkanlarına yönelik operasyonlara karşı yeterli tepki verilmediğine dair izlenim de var….Bu konuda ne söylemek istersiniz?

Belediye Başkanlarımızın tutuklanması ve görevden alınması asla kabul edilir bir durum değildir. Görevden alınan bütün arkadaşlarımızın tüm icraatları ortak kararlarımızdır. Bu Belediye Başkanlarımız görevlerinin başına tekrar gelecekler ve halka hizmet etmeyi sürdürecekler. Şuan Belediye Başkanlarımıza yönelik alınan kararı kabul etmiyoruz, tanımıyoruz böyle kararları. Belediye Başkanlarımıza yönelik alınan kararların hiç biri hukuki değildir, meşru değildir. Bu konuda arkadaşlarımız tekrardan görevlerine devam edecekler.

KÜRT HAREKETİNE KARŞI SAVAŞ KONSEPTİ DEVREDE

Belediye başkanların tutuklanması 1 Kasım ile bir ilgisi var mı?

Şuan ki Belediyelerimize yönelik tüm saldırıların seçimle de bağlantısı var, ama seçim dışında da mücadelemize dönük bir savaş startı söz konusudur. Kürt halkının kazanımlarının tamamına yönelik köklü bir yönelimdir. Sadece seçimle izah edemeyiz. Bize dönük başlattıkları bir süreç var, bununla bağlantılı Belediye Başkanlarımıza da saldırılar gerçekleşiyor.

ÖZ YÖNETİM MODELİNİ TOPLUMLA TARTIŞIYORUZ

Öz yönetim modelinin yeterince anlatıldığını düşünüyor musunuz?  

Öz Yönetim ile ilgili çalışmalar yürütülüyor. Demokratik Özerklik bizim parti tüzüğümüzde yer alıyor. Demokratik Özerklik projesinin toplumsal sorunların çözümünde çok iyi bir model olduğuna inanıyoruz. Bu projeyi kim geliştirse geliştirsin biz destekleriz. Bu konuda destek sunan, katkı sunan hatta öncülük yapacak konumda olacağız. Bu modeli tartışmak için, belediyelerimiz öncülüğünde bir takım panel ve konferanslar yapılıyor. Sosyal, ekonomik vb. sorunlarını nasıl çözebiliriz. Bunları tartışıyoruz. Bu bir süreç olayıdır. Bu süreçte daha fazla anlatmaya çalışacağız. Çeşitli planlamalarla bunu hayata geçireceğiz.

KCK adı altında düzenlenen siyasi soykırım operasyonlarından sonra en kapsamlı tutuklama furyası başlatıldığını görüyoruz. Toplumsal yönetim talebine yönelik tutuklama politikalarını nasıl ele alıyorsunuz?

Demokrasi ve özgürlük mücadelesinin bedelleri elbette ağırdır. Partimize ve halkımıza yönelik baskıları kabul etmemiz söz konusu değildir. Buna karşı siyasal mücadelemizi de, hukuki mücadelemizi de vereceğiz. Gözaltı, tutuklama, görevden alınma bir çözüm değil. Neticede yerel demokrasi isteyen bir halk var, dolayısıyla bunu görmek, bunu tartışmak en doğru olandır. Talepleri bastırarak şimdiye kadar hiçbir sonuç alınmamıştır. Devlet birçok güç tarafından yönetildi, her başa gelen savaş aygıtını Kürtlere karşı kullandı. Bunların hiçbiri çözüm bulamadı. Son olarak bilindiği gibi KCK davalarında da amansız bir tutuklama furyası başlatıldı. Ama aradan kısa süre geçtikten sonra, bizi tutuklayanların kendisi tutuklanmaya başladı. Devlet yetkisi, hukuk ve demokrasi çerçevesinde kullanılmalıdır. Bu güç, bu erk, farklı bir şekilde kullanılmamalıdır. Herkesin örgütlenebileceği bir demokratik ortam olmalıdır. Aksi takdirde, siyasi iktidarlara göre demokrasi, hukuk değiştirildiği zaman kendi muhaliflerini tutuklarsın, yarın muhaliflerin iktidara geldiğinde senin yaptığının aynısını sana yapacaktır. Hukuk böyle bir araca dönüşmeye başlar. Bu hukuksuzluğu yapmaya devam ederlerse, günü geldiğinde kendileri yargılanacak ve cezaevine konulacaklardı.