YPS Genel Koordinasyonu’ndan 15 Şubat açıklaması

YPS Genel Koordinasyonu: Tüm halkımızı Önder Apo’nun geliştirdiği direniş öncülüğünde kimliğini, özgürlüğünü ve toplumsallığını savunmaya çağırıyoruz.

15 Şubat Uluslararası Komplo’nun yıldönümüne ilişkin yazılı bir açıklama yapan YPS Genel Koordinasyonu, “Komplonun 20. yılında komploculara karşı ‘Önder Apo’nun esaretine alışmadık ve alışmayacağız’, ‘Önderliksiz yaşam olmaz’, ‘Önder Apo’nun özgürlüğü hepimizin özgürlüğüdür’ şiarlarının örgütlü kimliği, bilinci ve eylemi olma temelinde mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz” dedi.

YPS Genel Koordinasyonu açıklaması şöyle:

“15 Şubat komplosunun 20. yılında komplocu güçleri lanetlerken, ‘Güneşimizi Karartamazsınız’ sloganı altında Önder Apo etrafında ateşten bir çember oluşturan başta Halit Oral, Selamet Menteş, Aynur Artan ve Hatice Ana şahsında tüm devrim şehitlerini minnetle anıyor, anılarına bağlılığın gereğini Önder Apo ile özgür toplum temelinde özgür vatanda buluşarak yerine getireceğimiz temelindeki sözümüzü yineleyerek bir kez daha veriyoruz.

9 Ekim 1998’de başlayıp 15 Şubat 1999’da Önder Apo’nun fiziki esareti ile zirveye çıkan ve günümüzde ‘İmralı’ denen sistemle oldukça köklü bir temelde inşa edilerek sürdürülmek istenen uluslararası komplo gerçeği, Önder Apo şahsında çağın tüm direniş dinamiklerine karşı geliştirilen bir komplo olmuştur. Böylesi bir komploya karşı Önder Apo’nun kendi gerçeğinde başlattığı direniş ise toplumsal tarihin tüm direniş dinamiklerinin toplam cevabı şeklinde gelişmiştir. Komplocular, Önder Apo’nun direnişiyle köklü bir yenilgi yaşamış, yenilen komplo gerçeği halkımızın öncülüğünde tüm Ortadoğu halkları ve insanlığın zaferi olma yolunda oldukça güçlü bir yürüyüşe dönüşmüştür. ‘Büyük Toplum Yalanı’ na dayalı olarak insanın en temel gerçeğinin çarpıtılarak insana kabul ettirilmesi olan ve tamamen hileye, aldatmaya, adaletsizliğe, zulme ve de zorbalığa dayalı bir komplo sistemi olan uygarlık sistemi karşısında doğanın ve toplumun en sade gerçeğine dayanarak gerçekleştirilmiş olan bu zafer aynı zamanda insanlığın en büyük zaferi de olacaktır. Önder Apo’nun toplumsal hakikate kimlik kazandırarak yarattığı özgürlük bilinci, bu büyük komplonun temsilcileri olan uygarlıkçı güçler karşısındaki zafer temelli direnişin de en büyük ifadesidir.

20. yüzyılın başında halkımıza karşı geliştirilen uluslararası komploda sınır bekçiliği rolü oynayan TC’nin, 20. yüzyılın sonunda Önder Apo şahsında halkımıza karşı geliştirilen komploda da uluslararası gardiyanlık rolünü üstlenmesi Türk egemenlik sisteminin lanetli gerçeğinin ifadesi olmaktadır. Güncelde AKP- MHP ittifakı ile dincilik ve milliyetçiliğin en kötüsünden bir buluşmasını sergileyen bu lanetli sistem her şekliyle ve her yönüyle yok edilmeyi hak etmektedir. Çünkü bu lanetli gerçeklik, varlığını Kürt halkının fiziki ve de siyasi soykırımına dayalı olarak inşa etmiştir. Soykırımcılık, komploculuğun en zalim ve de en çirkin yüzü olarak Kürt halk gerçekliği karşısındaki tek ve biricik yöntemidir.

Ancak 20. yüzyılın başında ‘ulus- devlet’ temelli uluslararası sömürgecilik cenderesine alınan halkımızın mahkum edildiği bu uluslararası ittifaka dayalı soykırımcı komplo, bugün artık komplocuların yenilgiye uğradığı bir çelişkiler sarmalından başka bir şey değildir. Önder Apo’nun yarattığı özgürlük bilincine dayalı öz savunma duruşu ile kendisini esaret altına almaya çalışan tüm komploları boşa çıkaran halkımız, komplocu güçleri maskesiz bırakarak çıplak bir yenilgiye de mahkum etmiştir. Özgürlük bilincine dayalı öz savunma duruşuyla yarım yüzyıla yaklaşan onurlu bir mücadeleyle kaderini eline almış ve kaderim budur diyerek yürümüş savaşan bir halk gerçekliği açığa çıkarmıştır.

Dün Cizre’de, Sur’da, Şırnak’ta, Gever’de, Nusaybin’de, Hezex’te soykırımcı komploya karşı yaratılış destanları yaratan bu duruş ve bu gerçeklik bugün Afrin’de bu yaratılış destanının zafer bölümünü yaşayarak yaratmaktadır. Özgürlük bilincini kuşanmış Afrin halkının öncülüğünde Kürt halkı ve dostları, daha bugünden sergiledikleri direniş ile komplocu ittifakı yerle bir etmiştir. Bu anlamıyla Afrin, zamanı ve de mekanıyla komplocuların mahşeri olmuştur- olacaktır.

Böylesi bir mahşer savaşında tüm halkımız ve özellikle de yiğit Kürt gençliği bugüne kadar olduğu gibi rolünü oynamalı ve direnişteki yerini almalıdır. Unutulmamalıdır ki bugün Afrin’de sergilenen vahşi katliam, soykırımcı komploculuğun Kürt halkına karşı temel ve de tek yaklaşımıdır. Bu anlamıyla gün, uluslararası komplo karşısındaki ateşten duruşu ve öz yönetim direnişlerindeki çelikten iradeyi kuşanarak Afrin’de öz savunma temelli örgütlülüğü ve eylemliliği yaratma günüdür. Olacaksa yaşam bu temelde olmalıdır. Aksi, tarihin en kötü lanetine maruz kalmaktır.

Bundan böyle lanetli Türk egemen sistemine karşı ülkemizin her sokağında, her mahallesinde, her köyünde, her şehrinde kısacası Türk egemenlerine ait nerede ne varsa ona karşı direnişi örgütlemek ve yürütmek en başta gelen zafer görevi olacaktır. Lanetli Türk egemen sistemini yok etmenin ve giderek halkımızın dünya insanlık ailesi içindeki onurlu yerini alması için mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz. Tüm halkımızı Önder Apo’nun geliştirdiği direniş öncülüğünde kimliğini, özgürlüğünü ve toplumsallığını savunmaya çağırıyoruz. Toplumsallığa dayalı özgür kimlik savunması komplonun nihai yenilgisi olacaktır ve komplonun yenilgisi komploya yol açan yetersiz yoldaşlığımızın da en güçlü özeleştirisi olacaktır.

Komplonun 20. yılında komploculara karşı ‘Önder Apo’nun esaretine alışmadık ve alışmayacağız’, ‘Önderliksiz yaşam olmaz’, ‘Önder Apo’nun özgürlüğü hepimizin özgürlüğüdür’ şiarlarının örgütlü kimliği, bilinci ve eylemi olma temelinde mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz.”