Son Dakika: PKK sonuç bildirisi açıklandı: PKK adıyla yürütülen çalışmalar sonlandırıldı

Yeğin: Saldırılara en iyi cevap öz yönetim

Metin Yeğin, “Dünya da birçok toprak reformu oldu, Kürdistan’daki öz yönetimlerde, toprakların kadınlara dağıtılması durumunda ilk defa toprağın da kadınlaştırılmasının gerçekleşmiş olacağını” söyledi.

Metin Yeğin, Kürdistan’daki saldırılara verilecek en iyi cevabın öz yönetim ilanı olduğuna dikkat çekti.

Yeğin, “Dünya da birçok toprak reformu oldu, Kürdistan’daki öz yönetimlerde, toprakların kadınlara dağıtılması durumunda ilk defa toprağın da kadınlaştırılmasının gerçekleşmiş olacağını” söyledi.

Gazeteci, yazar Metin Yeğin, ANF’ye konuştu.

‘TOPRAĞIN DEMOKRATİZE EDİLMESİ TOPLUMSALLAŞTIRILMASIDIR’

AKP Hükümeti’nin Kürdistan’daki illerde gerçekleştirdiği, saldırı ve katliamların amacının halkı çaresiz hissettirip, yılgınlık yaratmak olduğuna dikkat çeken Yeğin, bu saldırılara verilecek en iyi cevabın da özyönetim olduğunu belirtti. Yeğin, şunları aktardı:

“Özyönetim yani radikal katılımcı bir demokrasi sadece öz savunmadan ibaret değildir. Hatta öz savunmanın meşruiyeti de sadece hendeklerden ibaret değil toplumsal bir dönüşüm taleplerden meydana gelir. Mesela İspanya devrimi gibi toprakların, özellikle kent topraklarının yoksullara, evsizlere ve özellikle de neredeyse hepsi evsiz olan kadınlara dağıtılması öz yönetimleri ihtiyaçtan doğan bir toplumsal dinamik kazandırabilirdi ve hala kazandırabilir. Düşünsenize özyönetim doğrudan ev sorununu çözecek, barınma hakkını hayata geçirmiş olacaktır. Bu toprağın demokratize edilmesi, toplumsallaştırılmasıdır.”

Dünya da birçok toprak reformu olduğunu dile getiren Yeğin, Kürdistan’daki öz yönetimlerde, toprakların kadınlara dağıtılması durumunda ilk defa toprağında kadınlaştırılmasının gerçekleşmiş olacağını söyledi. Yeğin, “Bunun kadının hiçe sayıldığı bir coğrafyada, Ortadoğu da gerçekleşmesinin dünyadaki etkilerini çok büyük olur. Hatta devrimdir” diye konuştu.

‘BAŞKANLIĞIN HALKLARA GETİRİSİ YOK’

Türkiye’de de tartışılmaya başlanan başkanlık sisteminin, Latin Amerika ülkelerindeki halklar açısından bakıldığında bir başarı olmadığını kaydeden Yeğin, şunları söyledi: “Belki Venezüella halkının, Chavez nedeniyle kazanımları olduğu ya da biraz Evo Morales ile diyebiliriz gerisi neresi başarı? Hatta egemenler içinde böyle. Neredeyse herkes ya da çok büyük çoğunluk diyelim Latin Amerika ya ilişkin bilmeden konuşuyor. Başkanlıkta ama Latin Amerika'daki hangi başkanlık? Mesela Brezilya da Lula'nın ilk döneminde Lula başkandı ama parlamento ve senato da sağcılar çoğunluktaydı ve neredeyse hareket edemiyordu ya da Evo Morales başkan ama referandum ile bile kabul edilen anayasal zorunluluk toprak reformu için açlık grevi yapmaktan başka bir şey yapamadı. Bolivya tarım bakanı benim yanında Topraksızlar Hareketinin lideri arkadaşıma eğilerek toprak reformu için silahlanmanızdan başka çare yok diyordu. Başkanlık da hangisi? Bir ara Meksika’daki başkanlığı gösterdiler ama uyuşturucu gruplarının kartellerin başkanları ya da kendisi bunların lideri olduğu eyalet valileri, başkanlarla dolu. Yolsuzluk başkanları hepsi. Nerede temerküz varsa orada ona karşı çıkmamız gerekir.” 

‘ÖZYÖNETİM DE BAŞKANLIK GÖNÜLDE OLUR’

Egemenlerin ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın radikal katılımcı bir demokrasi ve özyönetime karşı oldukları için başkanlık sisteminde ısrar ettiklerini belirten Yeğin, “Ne yazık ki devrim yapamadık ve başka bir hukuk sistemi içinde bu radikal katılımcı demokrasiyi, özyönetimi gerçekleştirmek durumundayız ama bu böyle bir başkanlığın payandası olmak zorunda bırakmaz ve öz yönetimin temel yapısına aykırıdır. Mesela Tayyip Erdoğan neden radikal katılımcı demokrasiye evet desin eğer kabul eder diyorsanız neden neredeyse her şeyin elinde olduğu bir sistemde daha fazlasını istiyor? Öz yönetimde başkanlık ancak gönülde olabilir ki öyle bir başkan aramaya gerek var mı ” diye ifade etti.

‘YOKSULLAR İHTİYAÇ ÜZERİNDEN ÖRGÜTLENİR’

Latin Amerika ülkelerinde askeri darbelerden sonra sol ve sosyalistlerin bir şekilde iktidarı ele geçirdiğini ama Türkiye’de bunun başarılamamasını değerlendiren Yeğin, söyle konuştu: “Latin Amerika'ya ilişkin genel cevaplar vermek çok mümkün değildir. Aslında ama buna rağmen çok genel olarak söylersek, bu 'ihtiyaç üzerinden örgütlenen toplumsal hareketlerin' etkili muhalifinin sonucudur. Toplumsal hareketler bunu başardı ya da bir ötesini gerçekleştiremedi. Türkiye de sol, devrimcilerin yaygın bir kitlesellik Kazandığı 1980 öncesi de böyledir aslında. Barınma hakkını savunduğu için, gecekondu hareketini örgütlediği için bu kadar yaygındı. Yine Kürt hareketi de böyledir keza çünkü kimliğe ilişkin bir ölüm kalım mücadelesi ile çok yaygın bir kitleselliğe kavuşmuştur. Yoksullar sadece ihtiyaç üzerinden örgütlenir çünkü.”