Ordu tedirgin.
Genelkurmay kendi saflarındaki komutanların durumundan emin deðil.
Ýşte Genelkurmay Ýkinci Başkanı
Açmış telefonu; Kılıçdaroðluna soruyor: Afyontaki patlamanın yüzde 99 ihtimalle sabotaj olduðunu size hangi komutan söyledi? Bize ismini verin ki, biz de onunla konuşalım
Belli ki, Kılıçdaroðluna yüzde 99 sabotajdır diyen komutan da, aman, sorarlarsa sakın ismimi verme demiş olmalı. Öyle ya, Kılıçdaroðluna sana sabotaj ihtimalinden söz eden komutanın ismini söyle, biz de onunla konuşalım diyen Genelkurmay, hiç belli olmaz, o komutanı önce Hasdala, ardından emekliler bölüðüne, oradan da Silivriye gönderebilir.
Herkes soruyor: Afyondaki patlamanın sabotaj olma ihtimali neden AKPyi, Başbakanı, Orduyu, Genelkurmay Başkanını bu kadar tedirgin ediyor?
Çok basit.
Çünkü bu saydıklarımız, PKKye karşı yürüttükleri savaşı, bir tür maç gibi bir şey sanıyorlar. Geçen gün okudunuz. Genelkurmay yaptıðı bir açıklamada, bizden 80, PKKden yüzbin seksen gibi abes bir skor ortaya koydu. Eðer Afyondaki patlama PKK sabotajı ise, bu skor biraz deðişecek. O yüzden Başbakan ve Genelkurmay Başkanı, mahalle maçında mızıkçılık yapan topçular gibi, 25 kişilik skor sayılmaz demeye getiriyorlar.
Ordu yalnız tedirgin deðil. Kaynayan bir kazan. Genelkurmay karargahında bu kazanın fokurtusu duyulmakta. Muhtemelen karargah mensupları AKP hükümetini, siz bakmayın şu gurultulara, fokurtulara, bunlar kazan fokurtusu deðil, yan odada Genelkurmay Başkanı, kendisine hediye edilen nargileyi fokurdatıyor diyerek oyalamakta, zaman kazanmakta.
Bu tuhaf durum benim hayal ürünüm deðil. Cemaatin Türkiyedeki illegal sözcüsü ve Zaman Gazetesi yazarı Hüseyin Gülercenin yalancısıyım. Bakınız dün ne yazmış:
Genelkurmay Karargâhında hala, içine düşülen durumdan bir şekilde sıyrılma, zaman kazanma ve bildiðini okuma arayışları var. Bu yol, yol deðildir. Bu yol TSK'ya kötülüktür, Türkiye'ye kötülüktür...
Her neyse
Askeri vesayet rejimi kesinlikle çökmüştür. Toplum köklü bir sosyal psikolojik deðişim geçirmiş, orduya olan güven, geri döndürülmesi ancak büyük bir savaş zaferi kazanmaya baðlı olacak şekilde yıkılmıştır.
Ýkincisi, askeri vesayetin caydırıcı gücüne karşı cemaatçi yargı-polis rejimi ondan çok daha caydırıcı karakter kazanmıştır. Ordu darbe yaparım tehdidinde bulunamaz. Böyle bir tehdit, daha saniyesinde yapanın kendisini Silivride bulmasıyla sonuçlanır. Her generalin cebinde bir MÝT köstebeði, her küçük rütbeli subayın peşinde bir polis istihbaratçısı var. O nedenle vesayeti tesis için tehdit beş paralık bir anlam taşımaz.
Darbe tehdidi mümkün deðildir demek darbe mümkün deðildir demek deðildir.
Ekonomik kriz Türkiyeyi alt üst ettiði zaman, hükümetin oyları hızla düşmeye başladıðı bir ortamda, on tane Afyon ve yüz tane Şemdinli peş peşe patladıðında, Ýran-Ýsrail savaşının eşiðine yaklaşıldıðında, sokaklarda sivillerle polisler arasında kanlı çatışmalar yaşandıðında, giderek sivillerin 12 Eylül öncesinden bin beter silahlandıðında, PKKnin hala sivilleri silahlandırmaktan uzak duran sorumlu tutumu tam bu sıralarda ortadan kalktıðında
ne olur?
Olacaklardan biri darbedir
Böyle bir darbeden demokrasi çıkmaz. Kürtler yine mücadeleye devam ederler. Hatta böyle bir darbeyi yapacak olanlar, Kürdistanın ayrılmasını göze almak zorunda kalırlar. Sonuç, kabaðın Fıratın batısındaki AKPnin, AKP polisinin, yargısının, bürokrasisinin, bu arada denge olsun diye de solun başında patlamasıdır.
Yukarda sayılan ortam cemaatçi yargı-polis vesayet rejimine ve bu rejimin dayandıðı Kürt sorununda çözümsüzlüðe son veren bir demokrasi devrimine de yol açabilir. Bu olursa mesele kalmaz.
Ama böyle bir devrim olmazsa, böyle bir devrim perspektifi yaratılamazsa, bu durumda ya cemaatçi vesayet güçleri halkın üzerinde kanlı bir diktatörlüðe yönelir, ya da askeri vesayetçi güçler kanlı bir darbeyle ülke yönetimine el koyar.
O halde sonuç:
Bir: AKP, onun polisi, yargısı ve bürokrasisi, kendi geleceðini güvence altına almak istiyorsa, yaklaşan ekonomik krizin Kürt sorunuyla iç içe geçerek yüzbin Afyon patlaması etkisinde bir patlamaya neden olmasını önlemelidir. Bunun yolu Öcalana özgürlük, müzakere, mütareke ve Kürdistana statüdür. Patlayacak olan bombanın pimi kriz, patlayıcısı çözülmemiş Kürt sorunudur. Ekonomik kriz hızla yaklaşıyor. Büyüme hızı sıfıra doðru geriliyor. O halde patlayıcıyı, yani çözümsüzlüðü ortadan kaldırmak gerekir.
Ýki: CHP, bu defa darbeden medet umamaz. Çünkü bugünün mezhepçi Ortadoðusunda Türk ordusu artık Kemalist darbe yapamaz. Şimdi Kılıçdaroðluna sana kim sabotaj dedi? diye tehdit savuran paşalar, AKPye vururken, CHPyi de ezerler. CHP, Kürt sorununda, Sosyalist Enternasyonal kararlarına sahip çıkarak, Fıratın Batısında ortaya bir sivil demokrasi alternatifi koymalıdır. Alternatifsiz Türkiye, patlayıcıların patlamasına karşı tedbirsiz, çaresiz, ümitsiz Türkiye demektir.
Kürdistan için ise çare tükenmez