Xelil: Kobanê saldırıları Türklerin Rojava’ya müdahalesidir

Xelil: Kobanê saldırıları Türklerin Rojava’ya müdahalesidir

Bölgesel ve uluslararası bazı güçlerin Kürtlerin Suriye içinde öncü güç olmaları ve inisiyatifi eline almak istemediklerini belirten TEVDEM Yürütme Konsey üyesi Aldar Xelil, YPG’nin Şengal müdahale ile bu güçlerin hesaplarını boşa çıkardığı için IŞİD çetelerini Kobanê’ye saldırttıklarını söyledi.

IŞİD çetelerinin katliamlarının Rojava’da görülmek istenmediğini ve üzerinin örtülmeye çalışıldığını belirten Xelil, BM’nin Rojava ve Şengal halkının karşı karşıya kaldığı katliamların giderilmesi için harekete geçmediğini kaydetti. Xelil, BM’nin sadece yaşamsal ihtiyaç üzerinden yaklaşımının sorunu çözemeyeceğine dikkat çekerek, “Rojava ve Şengal halkı için gereken destek sadece yaşamsal değil, bütün dünyanın bu halka destek çıkarak onları yeniden topraklarına kavuşturmaları gerekiyor” dedi.

IŞİD çetelerinin Kobanê’ye saldırısı karşısında tüm Kürdistan halkını seferberlik ruhu ile harekete geçmeye çağıran TEVDEM Yürütme Konsey üyesi Xelil, IŞİD çetelerinin insanlığın başına bela olmuş bir virüs olduğunu söyledi. Hiçbir gücün Rojava ve Kürt halkının iradesini kırmaya gücünün yetemeyeceğini belirten Xelil, “Rojava ve Şengal direnişi bunun kanıtıdır” dedi.

IŞİD çetelerine karşı Rojava halkının direnişini, Şengal’den göç eden Êzîdîler ve bölge politikalarını TEVDEM Yürütme Konsey üyesi Aldar Xelil ANF’ye değerlendirdi. 

‘İNSANLIK ÜÇ YILDIR ROJAVA’DA IŞİD ÇETELERİNİN KATLİAMLARINA SESSİZ’

IŞİD çetelerinin Güney Kürdistan’a saldırdıktan sonra uluslararası koalisyon güçlerinin kimi kararlar aldığını belirten TEVDEM Yürütme Konsey üyesi Aldar Xelil “IŞİD çetelerinin Rojava’ya saldırıp katliamlar gerçekleştirdiğinde kimsenin sesi çıkmıyordu” dedi. 

IŞİD çeteleri tam iki senedir Rojava’da Kürtlerin iradelerini kırmak için vahşice saldırdığını ifade eden Xelil devamla şunları söyledi: “Rojava halkı IŞİD çetelerine karşı tarihi direnişler sergiliyor. Sadece Kobanê değil bütün Rojava bölgesinde IŞİD çetelerine karşı halkın kendi oluşturduğu askeri güçleri YPG ve YPJ ile direnişler yürütüyor. Ama bu direnişleri dünya kamuoyu gündemine bile koymuyor. Hatta kendilerini demokrat olarak gösteren güçler bile bu halka hiç yardım etmediler. Başta başka isimlerle savaşan çeteler en son IŞİD olarak birleşip Rojava ve Suriye’de aktifleşmeye başladı ve saldırılarına da iki senedir devam ediyorlar. Kürtler kendilerini koruma mecburiyetindelerdir. Kürt halkı IŞİD’i kendilerinden uzaklaştırmak zorundadır çünkü IŞİD Kürt halkının düşmanıdır. Bunun için de Kürtler ne gerekiyorsa yapacaktır.”

‘YPG VE YPJ TÜM SURİYE VE ROJAVA HALKLARININ SAVUNMA GÜCÜDÜR’

“YPG nerede IŞİD saldırısı olursa olsun orada IŞİD’e karşı savaşıyor ve büyük darbeler vuruyor” diyen Xelil, “YPG ve YPJ güçleri sadece Kürt halkının ordusu değil, aynı zamanda Arapların ve diğer halkların da ordusudur” dedi. Xelil devamla şunları ifade etti: “Gösterilen bu direnişlerde Arap, Süryanî, Asurî gibi halklarda var. Önceki senelerde bizde fedai güç olarak Filistin halkına destek olarak savaşa katılıyorduk ama Rojava’da herkes kendini savunmak için YPG saflarında savaşıyorlar. Çünkü YPG onlar içinde savaşıyor.”

‘IŞİD KANSER GİBİ BİR YAPILANMADIR’

Rojava’da YPG’den başka hiçbir gücün IŞİD çetelerinin karşısında direnmediğine dikkat çeten Xelil, dünyada IŞİD çetelerinin terör listesinde olduğunu ama bazı güçlerinde bu çete yapılanmasına yardımlarına devam ettiğini belirtti. Xelil şunları söyledi: “IŞİD Rojava’yı eline geçirseydi petrolünü de ele geçirecekti. Hem Türklerin hem de Güney Kürdistan’ın komşusu haline gelecekti. Zaten kanser gibi bir örgüttür bütün her yere yayılacaktı. Kendi çıkarlarını düşünerek IŞİD’i destekleyen güçler var, Rojava halkının direnişini ve irade olmasını istemiyorlar. Şimdi IŞİD’e karşı uluslararası koalisyona rağmen halen bu çeteye desteklerine devam ediyorlar.

Bazı güçler Kürtlerin Suriye içinde öncü güç olmalarını ve inisiyatifin kendilerine geçmesini istemiyorlar. Bu güçlerin hesapları başkaydı. Üç buçuk senedir Suriye’nin mirasını ele geçirmeye çalışıyorlar. Suriye’nin geleceğini kendilerinin belirlemesini istiyorlar. Ama Rojava’da Kürtlerin demokratik özerk bölgelerin oluştuğunu gördüler. YPG’nin direnişlerini ve gelişimlerini gördüler. Şengal saldırıları sonrasında ise YPG’nin müdahalesi ve orada açtığı güvenlik koridoru ile yaklaşık yüz elli bin insan katliamdan kurtuldu. Bu insanların bir bölümü Rojava’ya diğerleri ise Güney Kürdistan’da güvenli bölgelere gönderildi. Bu tür gelişmeler Rojava halkının hem siyasi hem de askeri kazanımlarıdır. Rojava halkının böyle haksızlıklara tahammülleri olmadığı için şimdi çeteleri Kobanê’ye saldırtıyorlar. Ama asla başaramayacaklar.”

IŞİD’e destek veren Türkiye ile Suriye koalisyonunun yaklaşımlarına dikkat çeken Xelil, “Kendileri bizzat saldıramadığı için IŞİD’e katliam yapması için yollarını, cephane ve silah veriyorlar, açıkça besliyorlar. IŞİD’in yaptığı katliamların üstünü örtmeye çalışıyorlar. Ne ilginçtir ki Suriye koalisyonu gibi kimi güçlerde IŞİD’i neredeyse suçsuz çıkartıp YPG’yi terörist ilan edecekler. IŞİD çetelerinin kimi katliamlarını YPG’ye mal etmeye bile çalışıyorlar. Bu gibi kirli oyunlar yaratanların kendileri IŞİD’ ten beterlerdir, IŞİD’ i besleyenlerdir” dedi.

FİRAT VOLKANI SURİYE VE ROJAVA HALKLARININ ORTAK SAVUNMA GÜCÜDÜR

IŞİD çetelerinin tüm halkların, din ve kültürlerin düşmanlığı temelinde büyütüldüğünü ifade eden TEVDEM Yürütme Konsey üyesi Aldar Xelil, geçtiğimiz günlerde YPG öncülüğünde bazı rejim muhalifi güçlerle oluşturulan eylem birliğine dikkat çekti.

“Fırat Volkanı olarak başlatılan bu adım Suriye’deki farklı güçlerin birleşmesi için pratik bir adımdır” diyen Xelil şunlara dikkat çekti: “Bu güçler IŞİD’i ortadan kaldırmak için büyük çaba içerisindedirler. Bize de bu savaşın bir parçasıyız ve Suriye’nin geleceği için bizim de fakirlerimizin olmasını istiyoruz. Bu farklı güçlerden biri olan Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) da vardır.

Ama Suriye’nin geleceği ve Kürt sorununun çözümünde hemfikir değiliz. Ama her iki güç de IŞİD’in Suriye’de gelişmemesi hususunda aynı fikirdedirler. Böyle bir rejimin bu bölgeye hükmetmesini istemiyoruz. Onun için de bütün tehlikelere karşı, hem Suriye’nin geleceği hem de Kürtlerin varlığı üzerine beraber savaşarak bu tehlikelere yol vermeyeceğiz. Bunun için de Fırat Volkanı savaşını yürütecektir.”

‘TÜRK DEVLETİ KÜRTLERİN GELİŞMESİNİN ÖNÜNE GEÇMEK İSTİYOR’

Suriye’deki gelişmelerle ilgili Türk devletinin yaklaşımlarını gördüklerini, Türk devletinin her zaman Kürtlerin gelişmesinin önüne geçmek ve demokratik bir barışın önünü tıkamak ve karışıklıklara sebep olmak için herkese destek verdiğini söyleyen Xelil, Kobanê’deki saldırılarda Türk devletinin trenle cephane taşıdığını hatırlatmamız üzerine, “Türk devletinin IŞİD ile terör işbirliği yapılan toplantılardan da belliydi” dedi.

Hem medyadan, hem de aldıkları bilgiler doğrultusunda IŞİD’in bazı eğitim kamplarının Türkiye içinde bazı sınır illerinde olduğunu öğrendiklerini de söyleyen Xelil şunları belirtti: “Türk devleti eğer tren ile silah ve cephane getirip çetelerle birlikte Kobanê sınırına atıyorsa bu Türk devletinin IŞİD ile terör işbirliğinin çok açık bir şekilde göstergesidir. Zaten IŞİD çetelerinin borularla petrolü Türkiye üzerinden akıttığı belgelerle kamuoyuna yansıdı. Uluslararası güçlerin IŞİD çetelerine karşı yapılan toplantılarda Türk devleti sadece az bir miktar lojistik yardım ile kendisini belli etmişti. Bazı NATO üslerinin Türkiye’de olması Türkiye’yi Suriye’ye yardım etmeye mecbur bırakıyor. Yoksa Türk devleti IŞİD’in bölgeden temizlenmesini istemiyor. Hatta IŞİD yoluyla bölgedeki karışıklıkları fazlalaştırmak istiyor.”

‘ROJAVA DEVRİMİ TÜM BÖLGEYİ ETKİLİYOR’

Rojava devrimi esasında eski sistemi yıkmak ve yerine yeni demokratik bir inşa sistemi getirmektir diyen Xelil, “Devrimin başında bölge halkı bu gerçeği iyi bilmiyorlardı. Halk Rojava’da böyle bir devrimin gerçekleşeceğine başta inancı yoktu, bir hayal olarak görülüyordu. Ama devrim gerçekleşti ve inşa hamlesi de devam ediyor” dedi.

Şengal işgali olduktan sonra yardıma muhtaç olarak görünen Rojava halkı yardım elini Şengal halkı için açarak bölge halkının bağrına bastığını belirten Xelil, göç eden Rojavalıları geri dönmeye çağırdı: “Rojava’dan yerini yurdunu bırakıp kaçan halkımızın geri dönüp kendi toprakları için mücadele etmesini istiyoruz. Geri dönüp yeniden inşa sürecinde rollerini oynamalarını, Rojava Kürdistanı’nı beraberce kurmalarını, demokratik bir yaşamı kurarak bütün Suriye halkına örnek olmalarını istiyoruz.”

‘ŞENGAL ÖZERK OLMALI’

Şengal gibi bir bölgede eksik olan şeyin baştan beri özerk bir sisteminin olmayışıdır diyen Xelil, “Şengalde öz savunma gücü olsaydı yaşanan katliamın önüne geçilebilirdi” dedi.

Sadece Şengal için değil, her bölgenin özerk olarak örgütlenmesinin, güç olarak, savunma sistemi, yaşam sistemi olarak kendi kendini tanzim edebilmesi gerektiğini vurgulayan Xelil, şunları vurguladı: “Şengal’ de baştan beri Şengal Savunma Birlikleri (YBŞ) olsaydı, kendilerine özgün kurumları ve sistemleri olsaydı IŞİD kolay kolay Şengal’e giremezdi. İşte demokratik yaşam esasen budur. Sadece Şengal değil bütün Güney Kürdistan’ın bu yüzyılda bu yaşamı esas almalıdırlar. Tek bir merkezden bütün kurumların yönetmeliği artık geride kaldı.

Şengal halkının Rojava’ya gelmesi evine gelmesidir. Çünkü Rojava’da Şengal halkının toprağıdır. Rojava’nın da karşı karşıya kaldığı ambargo, kuşatma ve savaş koşullarına rağmen, elimizden ne geliyorsa ardına koymayıp halkımıza yardım edeceğiz. Sadece Newroz Kampı değil Rojava’nın diğer bölgelerinde de Êzîdî halkımız barındırılıyor ve Sincar dağının etrafında on bin civarında insanımızda yardım bekliyor. Devrim koşulları düşünüldüğünde zorlanmalarımız olsa da tüm imkanları Êzîdî halkımızla paylaşacağız.”

‘BM GÖREVLERİNE SAHİP ÇIKMALI’

“Êzîdî halkımız için bütün imkanlarımızla seferber olmuş durumdayız ama bu bölgelerde özellikle Birleşmiş Milletler (BM) gibi kurumların Êzîdî halkına yardım etmesi gerekir” diyen TEVDEM Yürütme Konsey üyesi Aldar Xelil; “BM hem halkımıza yardım etmeli hem de bizim yükümüzü hafifletmeleri gerekir” biçiminde konuşmasını sürdürdü.

Xelil; “BM yetkilileri geldiklerinde bir sürü vaatte bulunuyorlar her yardımı yapacağız diyorlar ama her seferinde oyalama politikası uyguluyorlar. Tabi hepsini inkar edemeyiz. Çadır veya biraz lojistik eşya yardımında bulundular, ama normalde yapabilecekleri yardımların çok azını yaptılar daha çoğunu yapabilirlerdi. Newroz kampındaki Êzîdî halkımızı evlere yerleştirip kış mevsimini beraber geçireceğiz. Ama Şimdi Şengal halkı bu kış aylarında nasıl dağlarda kalacak. Şimdi açtığımız güvenlik koridoru ise bir kaç ay içinde hepsi çamur olacak ve halkı belki de geçiremeyeceğiz. O zaman o halk orada açlıktan ölsün mü? Uçaklarımız da yok yardım ulaştıralım onun içinde BM’nin çok acil bir şekilde bu insanlara sahip çıkması ve yardım elini uzatması gerekir.”

‘ROJAVA VE ŞENGAL İÇİN HERKES SEFERBER OLMASI GEREKİR’

“Rojava’da devrim yapılıyorken herkesin bu devrimde rolünü oynaması gerekir” diyen Xelil evlerini terk edenlere Rojava’ya dönme çağrısında bulundu: “Çağrımız bütün insanlarımızadır. Şu gerçek iyi bilinmesi gerekir, her taraftan Rojava halkını soykırımdan geçirmek istiyorlar. Ama bizim bu halkı savunmaz gerekiyor. Biz bu halkın yaşamlarını güvence altına almamız gerekiyor. Rojava ve Şengal halkı için gereken destek sadece yaşamsal değil aslında bütün dünyanın bu halka destek çıkarak onları yeniden topraklarına kavuşturmaları gerekiyor.

Burada bu halk için en önemli mesele herkesin seferber olmasıdır. IŞİD çetelerine karşı askeri, siyasi, ekonomik her yönden seferberliğe geçilmesi gerekiyor. IŞİD’in herhangi bir bölgede varlığı o bölge için büyük tehlikedir. Bu yüzden bütün Kürt halkı ve diğer milletler bu gerçeği bilmesi lazım ve ona göre de herkesin seferber olarak hep beraber bu IŞİD belasını topraklarımızdan çıkarmamız gerekiyor.”