Vanlı hukukçular: Adalet Bakanı tecridi itiraf ettti

Hukukçular, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün Öcalan ile görüşme yasağının kaldırıldığına ilişkin açıklamasını değerlendirdi. Hukukçu Ümit Dede, “Tecrit en resmi ağızdan itiraf edilmiştir” dedi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde süren mutlak tecrit ve açlık grevi direnişleri devam ederken, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Perşembe günü İşkenceyi Önleme Komitesi’nin ziyareti sırasında yaptığı açıklamada, Öcalan’ın avukatları ile görüşmesi önündeki yasağın kaldırıldığını söyledi.

HDP Van İl Eş Başkanı Avukat Ümit Dede ve Hukukçu Cemal Demir’e, Adalet Bakanı’nın açıklamasını değerlendirdi

Dede, “Sayın Öcalan’ın 8 yıl boyunca avukatları ile görüşme hakkı ihlal edildi ve 2 Mayıs 2019’da yapılan görüşme toplum açısından bir umut yaratmıştır ama açlık grevi eylemcilerinin talebi sadece bir görüşme değil, sayın Öcalan’ın avukatları ve ailesi ile düzenli olarak görüşmesidir” dedi.

DEDE: TECRİT KALKMADI, İTİRAF EDİLDİ

Gül’ün açıklamasının 20 yıldır uygulanan tecridin itirafı olduğuna dikkat çeken Dede, “Böyle bir karar alınmış olsa da 2 Mayıs’tan sonra görüşme imkanı bulamadıklarını avukatları beyan etti. Tecridin ortadan kaldırıldığında ilişkin bir açıklama olarak görmüyoruz. Burada tecrit en resmi ağızdan itiraf edilmiştir” diye konuştu.

“Bu noktada açıklamadan şunu anlıyoruz” diyen Dede, şöyle devam etti: “CPT İmralı cezaevini ziyaret etti. Bizler de CPT’den raporunu açıklamasını bekliyoruz. Tüm mahkumlar gibi sayın Öcalan için yasaların uygulanacağına dair, iletişim olanaklarının sağlanacağına dair bir güvence verilmelidir. Sıradan bir dönemin içinde değiliz. Sayın Leyla Güven 191 açlık grevinde… Ölüm oruçları sürüyor. Devlet bu geçiştiren açıklamaları bir kenara bırakıp, açlık grevi eylemcilerinin geri dönülemeyecek noktaya gelmeden açlık grevinin bitirilmesi hepimizin temennisidir. Bizler de Türkiye için bir utanç olan tecridin kalkması için mücadele ediyoruz.”

DEMİR: TEMİNAT YOK

Her tutuklu ve hükümlünün kaynağını anayasa ve yasalardan alan bir takım haklarının olduğunu ifade eden hukukçu Cemal Demir ise, cezaların ve güvenlik tedbirlerinin infazı hakkında kanunda etraflıca düzenlemeler olduğunu hatırlattı.

Demir, “Hükümlülerin avukatları ve aileleriyle görüşme hakları olduğu gibi telefon, mektup ve benzeri iletişim hakları da vardır. Hiçbir şekilde uzun süreli kısıtlanamaz. Sayın Abdullah Öcalan’ın da bu tür haklarının olduğu tartışmasızdır” dedi.

Demir, şunları ekledi: “Fakat ne var ki tutulduğu adada baştan itibaren bu hakları yok sayıldı. Sistematik bir tecride tabi tutuldu. İmralı tecrit Sistemi olarak ifade edilmektedir ki bu tanımlama oldukça yerindedir. Mektup ve telefon hakkı hiçbir şekilde kullandırılmadı. Avukat ve aile görüş hakları ise oldukça sıkıntılı kullandırılmaktadır. Sekiz yıl boyunca avukat hakkının engellenmesinin ülke hukuku ve uluslararası hukuk mekanizmalarınca görmezden gelinmesi kabul edilemez ayrı bir hak ihlalidir. CPT’nin de bu işkenceye dönüşen uygulamayı raporlarına yansıtmaması ilginçtir. Bu uygulama çoğu zaman fiili olarak yapıldı. Yani hukuki bir neden gösterme ihtiyacı dahi gösterilmedi. Her ne kadar Nisan ayı ortalarında Bursa Ağır Ceza Mahkemesi bu uygulamayı kaldıran bir karar vermiş ve akabinde bir avukat görüşmesi yapılmış ise de, bu kararı etkisiz kılan uygulamayı ortadan kaldırabilecek bir mekanizma yoktur. Çünkü fiili bir uygulama yapılmaktadır. Adalet Bakanının tecrit uygulamasını kaldırdıkları şeklindeki açıklamanın bir teminatı yoktur. Nitekim Asrın Hukuk Bürosunun bir kaç gündür yaptığı başvurularının karşılık bulmaması da bu kaygıya işarettir. İktidar için kritik bir seçim sürecinde bu açıklamanın yapılmış olması temkinle karşılanmalıdır. Hukuk dönemsel siyasi çıkarlara alet edilmemeli. Hukuk güvenliğinin anlamı da hukuki istikrar ve eşit uygulanmasıdır. İyice bilinmeli ki tecrit aynı zamanda bir insanlık suçudur. Ben hükümetin şu an da tecride yasal bir kılıf aradığını düşünüyorum.”