Silivride görülen ve 'Ýstanbul KCK davası' olarak bilinen 205 Kürt siyasetçinin yargılandıðı dava sona erdi. Mahkeme heyetinin kararı bekleniyor.
Silivri'de bulunan Ýstanbul 15. Aðır Ceza Mahkemesi'nde görülen 124'ü tutuklu 205 Kürt siyasetçinin yargılandıðı davanın son duruşması görüldü. Sabah saatlerinde gergin başlayan duruşmada avukatların talepleri dinlendi. Taleplerini dile getiren avukatlardan Mehmet Emin Adıyaman, bu davada sadece müvekkillerinin deðil aynı zamanda devletin de yargılandıðını belirtti. Davanın 80 yıllık devlet politikalarının bir sonucu olduðunu belirten Adıyaman, "Bugün Kürt sorunu çözülmüş olsaydı bu davalar olmayacaktı. Sadece Kürtçe savunma talebi nedeniyle bile binlerce insan cezaevinde tutuluyor. Mahkeme iddianamede iddia edilen 'örgüt üyeliði' kanaatine önceden varmışsa burada bizim savunmamızın bir deðeri yoktur, olsa olsa konu mankeni oluruz" dedi. "Ýktidarın sivil sıkıyönetimi mahkemeler aracılıðıyla sürdürüyor" diyen Adıyaman, "Türk milleti adına karar verirseniz bu adil bir karar olamaz. Çünkü bu karar milliyetçiliðe dayalı önyargılı bir karar olur. Türkiye milleti ya da Türkiye halkı adına bir karar vermelisiniz" sözleriyle savunmasına son verdi.
BDPNÝN POLÝS DÝLÝNDE ANLAMI PKK-KONGRA GEL!
Müvekkili Aydemir Anlı'nın BDP Ýstanbul Ýl Başkanı olduðunu hatırlatan ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozaðaçlı ise, "Bu polis dilinde PKK Kongre-Gel örgütü anlamına geliyor" dedi. Müvekkili Arif Yılmaz'ın açlık grevinde olduðunu hatırlatan Avukat Fırat Epözdemir ise, müvekkilinin saðlık koşullarının saðlanması için gerekenlerin yapılması gerektiðini söyledi. Son olarak duruşmada söz alan Avukat Sinan Zincir ise, dünyanın her yerinde etnik toplulukların kendi kaderlerini tayin etme haklarının olduðunu ve Kürt halkının da kendi kaderini tayin kararının olduðunu belirtti. BDP'nin program ve tüzüðünün halkların eşitliði temelinde hazırlandıðına dikkat çeken Zincir, "Bu davada Kürt kültürü, Kürtlerin kıyafetleri ve Kürtlerin kendileri yargılanıyor" dedi. Yargılananların Türkiye halklarının bir arada yaşaması için mücadele ettiðini sözlerine ekleyen Zincir, "Mahkeme Türkiye halkları adına karar vermesi gerekiyor. Türkler adına Kürtleri yargılamayın. Biz tahliye talep etmiyor özgürlük talep ediyoruz. Barış için BDP'ye ihtiyaç var" sözleriyle savunmasına son verdi.
REHÝN DÝYEN AVUKATLARA SUÇ DUYURUSU
Avukatların taleplerinin ardından savcı Hüseyin Kaplan'ın mütalaasına geçildi. Avukatların açlık grevinde olan tutuklu müvekkilleriyle ilgili bilgilendirmenin Adalet Bakanlıðı'na iletilmesi ve müvekkillerinin tek kişilik hücrelerde tutulmasına ilişkin de cezaevi yönetimi hakkında soruşturma taleplerine ilişkin Kaplan, "Bu bizi ilgilendiren bir durum deðil. Cezaevi savcının görevidir" dedi. Yargılananların Kürtçe savunma taleplerine ise Kaplan, daha önce verilmiş kararlar olduðu için tekrardan karar verme gereði görmediðini söyledi. Son olarak avukatların örgütün talepleri doðrultusunda beyanlarda bulunduðunu iddia eden Savcı Kaplan, "Avukatlar burada savunma sınırlarını aşmıştır. Tutukluların 'rehin' ve 'esir' olduðu ve 'Türk milleti deðil Türkiye milleti adına karar verin' taleplerini dile getiren avukatlar hakkında Silivri Cumhuriyet Başsavcılıðı'na suç duyurusu yapılmasını talep ediyorum" dedi.
Savcının mütalaasının ardından duruşmaya bir buçuk saat ara verildi. Ara sonrası mahkeme kararını açıklayacak.