'Ýslam konferansı tüm bölgeye yayılmalı'

'Ýslam konferansı tüm bölgeye yayılmalı'

KCK Ýnanç ve Azınlıklar komitesi üyesi Serhat Amanos 8-9 eylül tarihinde Amed’de gerçekleştirilen birinci Kürt Ýslam Konferansının Ortadoðu’daki deðişim açısından önemli bir başlangıç olduðunu belirtti. Amanos konferansta tartışılan hususların Ýslam’ın özüne uygun olduðunu, Ýslam’ın devlet tekelinden çıkarılmasında önemli bir adım olacaðını bunun giderek tüm Ortadoðu da böyle bir işlev ve misyona kavuşturulması gerektiðini belirtti. Amanos ayrıca dinin bu şekilde devletin tekelinden çıkarılarak kullanılmaktan kurtulabileceðini ve toplumsal sorunların çözümünde büyük bir güce dönüşebileceðine dikkat çekti.

SORUNLAR ÝSLAM’IN ÝSTÝSMARINDAN KAYNAKLANIYOR

Serhat Amanos geçtiðimiz günlerde Amed’de gerçekleştirilen Kürt Ýslam Konferansı konusunda deðerlendirmelerde bulundu. Ýslam inancının egemen olduðu coðrafyada nüfusun büyük bir bölümünün aynı inancı paylaşmasına raðmen devletler arasında çok yoðun çelişkiler ve çatışmalar söz konusu olduðunu dile getiren Amanos, “dışarıdan bakıldıðında sanki bu problemler Ýslam’dan kaynaklanıyormuş gibi bir algı hakimdir. Özellikle batı tarafından böyle bir algı söz konusudur. Fakat gerçekte sorunların Ýslam’dan kaynaklanmadıðı hem Ýslam coðrafyasındaki toplumlar açısından hem de Ýslam toplumlarının batılı toplumlarla olan sorunlarının Ýslam’dan kaynaklanmadıðı, bilakis Ýslam’ın istismarından kaynaklandıðı çok açık bir biçimde görülüyor” dedi.

“Ýslam bu coðrafyada ne düzeyde devletin kontrolü altına girmişse o düzeyde hem bu devletlerarasında sorunlara yol açmış, mezhep sorunlarına, farklı inançlar arası sorunlara yol açmış hem de Ýslam dışı toplumlarla devletlerle sorunlara yol açmıştır” diyen Amanos şu deðerlendirmelerde bulundu: “Kürt halkının, ulemasının başlattıðı bu girişimle Ýslamı devletin kontrolü dışına çıkardıkları oranda bu sorunların ortadan kalkacaðı, sorunların Ýslam inancının kendisinden kaynaklanmadıðı, istismarından kaynaklandıðını ortaya koyacak bir hareket başlatmış durumdadır. Bu hareketin Ortadoðu’da en az Avrupa’daki reformasyon hareketi kadar etkisinin olacaðını düşünüyoruz. Nasıl ki Avrupa’da büyük atılımlar Hıristiyanlık üzerindeki dinsel istismarından kalkmasından sonra Hıristiyanlık inancının çok yönlü tartışılıp kendisine bulaşan yabancı unsurlardan, devletçi unsurlardan arındırılmasıyla batı toplumlarında ciddi bir gelişme söz konusu olduysa benzer biçimde hatta fazlasıyla Ýslam inancının devlet kontrolünden çıkarılarak istismar konusu olmakta çıkarıldıktan sonra bölge de tüm Ýslam toplumları açısından ciddi deðişimler olacaktır. Bu açıdan bölge toplumları açısından bölgede aydınlanmanın, rönesansın başlaması açısından önemli olacaktır. Ýslam inancının böyle bir şeye ihtiyacı vardır.”

ÝSLAM’IN GERÇEÐÝ ORTAYA ÇIKARILDIÐINDA TOPLUMSAL SORUNLARA ÇÖZÜM ÜRETÝLEBÝLECEK

Amanos “Ýslam’a yabancı öðe bulaştırılmıştır, gerçek Ýslam nedir, ne deðildir bu gerçekten anlaşılmıyor” diyerek şunları söyledi: “Örneðin birileri gidip Ýslam adına büyük katliamlar yapıyor. Bu Ýslamın kabul etmeyeceði şeydir, Ýslam’da yeri yoktur. Örneðin farklı inançlara Ýslam adına saldırılar yapılıyor. Bunların Ýslam’da yeri yoktur. Sabahtan akşama kadar ezan okunan topraklarda en büyük yolsuzluklar, cinayetler, en büyük toplumsal sorunlar var, kadın cinayetleri var. Bu sorunların Ýslam’la bir alakası yoktur. Ýslam’ın istismarıyla ilgilidir. Ýslam’ın gerçek yüzü tartışılıp ortaya çıkarıldıðı oranda, Ýslam adına yapılan kötülükler ayıklandıðı oranda o zaman Ýslam’ın kendisi de toplumsal sorunlara çözüm üretebilecektir.

EÐER HEPÝMÝZ MÜSLÜMANSAK NÝYE BÝZE BU ZULÜM UYGULANIYOR

Bir noktada Kürt halkı şu gerçeðe ulaştı. Eðer hepimiz Müslümansak, eðer gerçekten hepimizi bu ümmetin müminleriysek üzerimizde neden bu zulüm uygulanıyor. Bizim ana dilimiz üzerinde neden konuşma yasaðı var, eðitim hakkı neden yoktur, neden Kürtlerin diðer toplumlar gibi temel hak ve özgürlükleri yoktur. Bu sorular Kürt halkı tarafından sorulmuştur. Kürt halkı kendi üzerinde uygulanan politikaların Ýslam inancıyla bir ilgisinin olmadıðını, tam tersi Ýslam’ın suiistimal edilmesinden kaynaklandıðını görmüştür. Örneðin bu ulema toplantısında da dikkatimizi çeken bir husus oldu. En önemli tartışma konularından biridir. Kürt sorununa bir Ýslami çözüm, bir dinsel çözüm arayışları başlatılacak. O konuda girişimler olacaktır. Şuna getiriyor Kürt halkı Ýslami çözüme de Kürtler açıktır.

Belli ki Ýslam adına hareket eden güçler, özellikle AKP hükümeti Ýslam’ın temel toplumlara tanıdıðı hak ve özgürlükleri Kürt halkına tanımıyor. Bu konuda tamamen bir Ýslam istismarı yaptıðı çok açıktır. Kürt halkı böyle bir davette bulunuyor. Eðer gerçekten samimi ise, gerçekten Ýslam inancını iðne ucu kadar dahi taşıyorlarsa o zaman buyursunlar. Kürt halkına Ýslam inancının diðer tüm toplumlar için tanıdıðı haklar neyse onları Kürt toplumuyla tartışsınlar Kürt toplumuna da onlar da tanınsın. Böyle bir çözüm girişimi de vardır. Kaldı ki Ýslam inancı sadece ibadetlerle sınırlı deðildir. Toplumsal sorunların çözümüyle ilgilidir. Eðer Kur’an’ı kerime dikkatli bakılırsa, yine Hz. Peygamberin hadis-i şeriflerine dikkatli bakılırsa bütün ayetlerin ve hadislerin büyük büyük çoðunluðu toplumsal sorunların çözümüyle ilgili olduðu görülecektir. Fakat bugün sanki Ýslam’ın toplumsal sorunlarla sanki hiçbir ilgisi yokmuş gibi, sadece camiyle, namazla, oruçla sınırlı bir inanç haline getirilmeye çalışılıyor. Kuşkusuz oruç ve namazın Ýslam inancındaki yeri çok büyüktür. Ama Ýslam’ın esas önemli rolü toplumsal sorunlarla toplumsal yaşamla ilgilidir. Toplumsal sorunları çözmeyen, yaşamla ilgisi olmayan bir islam inancı düşünülemez. Bu açıdan islam biraz da gerçekten gerçek rolü olan toplumsal sorunlarla ilgilenme, bunlara çözüm arayışları içerişe girme gibi gerçek rol ve misyonuna kavuşturulması da bu konferansta önemli bir tartışma konusu olmuştur. Kürt toplumunun islam inancı konusunda bir bütün olarak ortak bir konsensüse ulaşmasının, kendisini aydınlatacak bir mercie ulaşmasında da etkisi olmuştur.”

AYDINLATMA HAREKETÝ BAŞLATILMALI

Ýslam’ı suistimal eden yaklaşımların ayıklanması gerektiðine işaret eden Serhat Amanos “Bu açıdan yapılması gereken temel şeylerin başında gerçekten ciddi bir aydınlatma hareketi başlatılmalıdır. Her yerde toplum tüm kesimlerine asıl Ýslam, özellikle de Hz peygamber döneminde yine sahabeler döneminde yaşanan Ýslam, onun temel ayırt edici özellikleri topluma iyi yansıtılmalıdır. Ýslami inanç çerçevesinde yaşamını yürütmek, örgütlemek isteyen toplumsal yaşama böyle katılmak isteyen insanların bunu gerçekten bilerek anlayarak geçekleştirebilmesini saðlamaktır”şeklinde konuştu.

Ýslam inancının kesinlikle sadece ibadetlerle sınırlı bırakılmaması gerektiðini, toplumsal yaşamın tüm alanlarına çözüm yaklaşımı olarak girmesi, toplumsal sorunlara çözüm araması gerektiðini belirten Amanos, “kuşkusuz tek çözüm Ýslam deðildir diyerek bundan sonra yapılabilecekler konusunda şu hususların altını çizdi, “ama Ýslam da bir çözüm yöntemidir. Bütün inançlar aşaðı yukarı böyledir. Bir de bölgemizin temel inançlarından biridir. Ýslam’ın deðer yargılarını gerçekten bölgemiz önemsemektedir. O halde bu sorunların çözümünde bu kadar önemsenen bir inancın sahipleri bunun temel kriterlerini toplumsal yaşamın çözümünde mutlaka ortaya koyabilmelidir. Bunun tartışmalarını yapabilmeli ve bu yönde ciddi bir örgütleme içerisine girebilmelidir. Kuşkusuz bu çalışma burayla sınırlı kalmamalı, konferansın aldıðı önemli kararlardan biri de bu çalışmanın genişletilerek ulusal düzeyde Kürt Ýslam ulemasının bir araya gelmesiyle yeniden konuların tartışılması ve ortak amaçlara gidilmesidir. Hedef büyütülmeli ve bölgesel çapta, gerçekten Ýslam bütün yönleriyle tartışılıp doðru bir temelde işlevsel olabileceði kendi rolüne kavuşturulmalıdır. Ortadoðu da gerçekten beklenilen şey de Rönesans da gelişmeler de açılımlar da ancak Ýslam inancında kendi hakikatine kavuşmakla mümkün olabilir. Gerçekten Ýslam inancı doðru kavranmadıðı sürece Ýslam inancı üzerine devletlerin, egemen güçlerin çektiði perdeler, yaptıðı istismarlar ortadan kaldırılmadıðı sürece Ortadoðu da ciddii bir gelişme kesinlikle mümkün deðildir. Çünkü gelişmenin kendisi öncelikle zihniyetle ilgilidir. Bu zihniyette bir berraklaşma, netleşme olmadı mı böyle bir gelişme de söz konusu olmaz. Ýslam gerçekten deðişime açıktır. Bilime, felsefeye açıktır. Bunların geçmiş Ýslam’ın ilk dönemlerinde bu tür tartışmalar çok yoðundur. Hatta böyle bir Rönesans’a yakın bir deneme söz konudur. Fakat sonradan egemen devletler bunun önünü kapatmışlardır. Şimdi Ortadoðu da hem toplumsal sorunların çözümü hem de ciddi gelişmelerin yaratılması ancak bununla mümkündür. Yine bakın orta doðu da din ve mezhep etnik çatışmalar söz konusudur. Yani bunlarda da temel konu inanç konularıdır. Ýslam inancıdır, yine Ýslam içindeki mezhep sorunlarıdır. Yani çatışmalar şiddetle bu olgular etrafında dönmektedir. Bu olgular da bir netleşme olmadıktan sonra, özünü kavrama olmadıktan sonra kör bir çatışma sürecektir. Ne zamanki bu olgularda özü kavranırsa, bu olgular gerçekten toplumun geniş kesimleri tarafından idrak edilirse o zaman bütün bu şiddetin önünü almak mümkündür. O açıdan bu konferans önemli bir aşamadır. Geliştiði oranda kesinlikle Kürdistan’daki gelişmeleri çok hızlı bir şekilde etkileyecektir hem de bölgedeki gelişmeleri önemli düzeyde etkileyecektir” şeklinde konuştu.

ÝSLAM DEVLET KONTROLÜNÜN DIŞINA ÇIKARILMALI

Serhat Amanos son olarak şu hususun altını çizdi: “Ýslam inancının bu biçimde kendisini örgütlemesi diðer inançlar açısından bir tehlike oluşturmamaktadır. Bunun altını çiziyorum. Özellikle azınlıktaki inançlar için belirtiyorum. Onlar için devlet kontrolü altına alınmış inançlar o inanç grupları için tehlikelidir. Çünkü devlet kontrolü altına aldıðı oranda ihtiyacı olduðunda kullanmaktadır. Bununla yapılmak istenen inancın devlet kontrolü dışına çıkarılmasıdır. Devlet kontrolü dışına çıkarılmış bir inancın kullanılmak bir yana diðer inançların özgürce yaşayıp gelişmeleri için koruyan kollayan pozisyonda olacaktır. Bu açıdan demokratik tüm çevrelerce de desteklenmesi gereken bir çalışma olarak görüyoruz.”