Urfa Cezaevi'nden bilgi alınamıyor

Urfa Cezaevi'nden bilgi alınamıyor

Urfa Cezaevi'nde, 13 kişinin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan katliamın üzerinden 12 gün geçti ancak devlet cezaevindeki koşulların iyileşmesiyle ilgili herhangi adım atmadı. ANF'ye konuşan ÝHD Urfa Şube Başkanı Cemal Babaoðlu, Urfa Cezaevi'nde katliamın yaşandıðı sıradaki koşulların devam ettiðini ve cezaevindeki tutuklularla görüşmelerinin engellendiðini açıkladı. TUHAD-FED Genel Başkanı Zübeyde Teker ise hükümetin yalnızca nakil uygulamasına gittiðini ancak bunu da insanlık onurunu çiðneyen bir uygulamayla ve tutsaklara bilgi vermeden gerçekleştirdiðini kaydetti.

'CEZAEVÝ YETKÝLÝLERÝ VE BAKANLARIN SÖYLEDÝKLERÝ YALAN ÇIKTI'

ÝHD Urfa Şube Başkanı Cemal Babaoðlu, "Cezaevi yönetimi önce yangının kavga sonucu çıktıðını iddia etti ama bunun yalan olduðu ortaya çıktı. Daha sonra kapının geç açılmasını 'barikat' bahanesiyle açıklamaya giriştiler fakat bunun yalan olduðu da; kapının dışarıdan açıldıðının öðrenilmesiyle anlaşıldı. Yani, şimdiye kadar gerek cezaevi yetkililerinin gerekse de AKP'li bakanların söylediklerinin hiçbiri teyit edilmedi" diye konuştu.

'BÝLGÝ ALMAMIZ VE CEZAEVÝNDEKÝLERLE GÖRÜŞMEMÝZ ENGELLENÝYOR'

Urfa Cezaevi'nden saðlıklı bilgi alamadıklarını açıklayan Babaoðlu, şu an Urfa Cezaevi'nde kalanlarla görüşmek için başvuruda bulunduklarını ancak taleplerine yanıt verilmediðini söyledi. Tutsakların, aileleriyle de görüşmelerinin de engellendiði bilgisini veren Babaoðlu, "Ailelerin de cezaevinde ne olup bittiðine dair bilgileri sınırlı" dedi.

Yangına geç müdahale edilmesiyle ilgili olarak itfaiyeden resmi bilgi istediklerini ancak bunun da verilmediðini anlatan ÝHD Şube Başkanı Cemal Babaoðlu, şöyle devam etti: "Bütün çelişkiler sorumlunun devlet olduðunu, cezaevi yönetimi olduðunu gösteriyor. Bizlerin resmi başvurularına yanıt verilmeyerek de, kendi suçlarını örtmeye çalışıyorlar. Suçu tutsaklara atarak katliamı basitleştirmeyi hedefliyorlar. Yangına 1 saat geç müdahale edildiði ortaya çıktı. 22.30'da yangın çıkmasına raðmen itfaiye 23.30'da yangın ihbarı alıyor. Bir saatlik gecikmenin sebebini açıklamak zorundalar. Bu konuda resmi bilgi talep ettik ancak bilgi verilmedi."

Babaoðlu, devletin katliamdan sonra attıðı bir olumlu adımın olmadıðını belirterek, "Özeleştirisel yaklaşması gerekirken, tutukluları suçlayıcı tavır almayı sürdürüyor ve kamuoyunun gerçekleri öðrenmesinin önüne geçiyor. Cezaevi müdürünü terfi edercesine kendi memleketine tayin etmesi de, hem ödül niteliði taşıyor hem de böylece gerçekleri saklamayı hedefliyor" dedi.

Babaoðlu son olarak, Urfa Cezaevi'nde yaşamını yitirenlerin ailelerinin dava açmaya hazırlandıklarını kaydetti.

TEKER: NAKÝL SIRASINDA ŞÝDDET UYGULANDIÐINA DAÝR RAPOR VAR

TUHAD-FED Genel Başkanı Zübeyde Teker ise Urfa'daki katliam sonrasında tek yapılanın nakil uygulaması olduðuna dikkat çekerek, "Ancak bu nakillerin de normal bir şekilde yapılmadıðını,; tutsakların kendi rızası olmadan ve gece yarısı, pijamaları ile birlikte zorla koðuşlardan çıkarılarak yapıldıðını öðrendik" dedi.

Tutsaklara nakil sırasında şiddet uygulandıðını da açıklayan Teker, şöyle konuştu: "Nakil sırasında hem adli, hem de politik tutsaklara şiddet uygulandı. Şiddet uygulandıðına dair nakledilenlerden bir kişinin darp raporu var. Hatta şu bilgiyi de aldık; Sincan'daki cezaevinin müdürü, getirilen tutsaklara şiddet uygulandıðını gördüðünde, 'saðlık raporu alınmadan cezaevine kabul edemem' demiş."

Ayrıca yetkililerin 'tadilattaydık' iddiasını yalanlayan Zübeyde Teker, nakil uygulamasının da çözüm olmayacaðını da dile getirdi: "Ben Urfa'da uzun süre görev yaptım. Urfa'daki cezaevi 260 kişilikti. Daha sonra kapalı hale getirildi, 400 kişinin kalacaðı bir yer haline getirildi. 2008'de 800 kişiye ulaşmıştı ve daha sonraları malum; 1000'i de aştı. Şimdi 300 kişiyi naklederek bu sorunu nasıl çözmüş oluyorlar? O cezaevinin kapasitesi en fazla 400 kişilik zaten."

SUÇU POLÝTÝK TUTSAKLARA ATMAKLA NE HEDEFLENÝYOR?

Ayrıca AKP basınında, katliamdan politik tutsakların sorumlu tutulması yönündeki haberlere de tepki gösteren Teker, "Oradaki isyanı politik tutsakların ve Ýbrahim Ayhan'ın başlattıðını, bu kişilerin kışkırttıðını iddia ediyorlar. Bunu devletin cezaevi politikalarıyla bir arada deðerlendirmek gerekiyor. 'Kavga' dediler, 'kapı açılmadı' dediler ve bunların doðru olmadıðı açıða çıkınca da suçu politik tutsaklara atmaya başladılar. Bunun bir provokasyon hazırlıðı olduðunu düşünüyoruz. Bundan sonra yaşanacak katliamları da şimdiden meşrulaştırmaya dönük bir tutum olarak görüyoruz. Hem Urfa'da yaşananlarda, hem de benzerinin bir başka cezaevinde yaşandıðında utanmadan kendi suçlarını gizlemek için bu yola gidiyorlar" ifadelerini kullandı.