Uðraş: Kürdistan ruhuyla mücadeleyi sürdüreceðim

Uðraş: Kürdistan ruhuyla mücadeleyi sürdüreceðim

Sultan Uðraş 65 yaşında iki çocuðu şehit düşen bir barış anası. Oðlu Sedar’ın katledilmesinden sonra savaşın durdurulması ve barışın saðlanması mücadeleye karar vermiş. Barış Anaları’na katılmış. Eylemler içinde yer almış. Tutuklanmış ve cezaevinde yatmış. 3,5 yıl hapis cezasına çarptırılınca Kürdistan’ı terk etmek zorunda kalmış. Belçika’da yaşamaya başlamış. “Öcalan’a Özgürlük” sloganıyla Avrupa turuna çıkan Özgürlük Otobüsünde yer alan Sultan Uðraş’la Barış Anneleri ve kampanyayı konu alan bir söyleşi yaptık.

Barış anneleri hakkında bilgi verirmisiniz? Neler yapıyorsunuz, amacınız nedir?

Biz anneler Kurdistan’daki faali meçhul cinayetler ve katliamlar, tutuklamalara ve zulme karşı harekete geçtik. Kürdistan’daki tüm analar “Barış anaları”. Çünkü onların hepsi eziyet görmüş. Çocukları şehit düşmüş veya cezaevlerinde. Bu analar acı çeke çeke Barış anaları oldu. Mücadelenin içinde acılarla yoðruldu. Bizi ayakta tutan şehitlerimiz, gerilalarımız ve öncelikle de Başkan Apo’dur. En önemlisi de Kürdistan halkını yoktan var eden Başkan Apo’nun özgürlüðüdür. Başkan Apo 13 yıldır esaret altında. 1 yıldan beri de tecrit altında. Kendinden haber alınamıyor. Ne avukatları ne de ailesiyle görüştürülüyor. Cezaevlerinde bir süredir dönüşümsüz açlık grevleri yapılıyor. Bunun sorumlusu Kürt sorunun çözmek istemeyen Tayyip Erdoðan ve AKP Hükümetidir.

Barış annelerine katılmanız nasıl oldu? En çok neden etkilendiniz?

Çocuklarımın şahadeti beni etkiledi. 1995 yılında 19 yaşındaki üniversite öðrencisi oðlum Serdar devlet tarafından infaz edildi. Benim kocam 30 yıl bu devlete öðretmenlik yaptı, hizmet etti. Devlet geldi benim oðlumu evden alıp sokakta öldürdü. Ben oðlumun öldürülmesinden sonra devlete olan güvenimi kaybettim. Kızım Sibel 1997 yılında şehit düştü. Diðer oðlum Nihat Uðraş 10 yıl cezaevinde yattı. Çıktıktan sonra yine içeri aldılar. 1 yıl 4 aydır cezaevinde. Karısı da cezaevinde.

Kendinizden söz eder misiniz? Kürtlerle tanışmanız nasıl oldu?

Ben Nusaybinliyim ve Arabım. Bize Mıhallemi derlerdi. Babam Devlet Demir Yollarında memurdu. Babam aydın biriydi. Beş kardeşimin hepsini okuttu. Ben ilkokulu bitirdim ve devam etmek istemedim. Babam memur olduðu için deðişik yerlere tayini çıkıyordu. Diyarbakır’a tayini çıkınca oraya göç ettik. Bize devlet lojman verdi. Kur’an ve dikiş-nakış kursuna gittim. Diyarbakır surlarıyla ve Kürt halkıyla orada tanıştım. 18 yaşında evlendim. Eşim Arap bir öðretmendi. Kürt köylerine tayini çıktı. Esas olarak Kürtleri köylerde tanıdım. Çok iyi ilişkilerimiz vardı. Kürtçeyi orada öðrendim. Daha sonra Nusayabin’e göç ettik. Çocuklarım lisede Kürtlerle birlikte mücadele etti.

Kürdistan’da Arapların durumları ve özgürlük mücadelesine karşı tutumları nasıl?

Araplar iyi ama diyalog eksikliði var. Onlarla daha yakından ilişki kurmak gerekir. Araplar da devletin baskısı altında ama çoðu karşı çıkacak cesarette deðil. Onlar Kürtleri tanıyor ve çoðu da sempati duyuyor. Benim amcalarının çocuklarından ikisi mücadele içinde. Özgürlük saflarında savaşan pek çok Arap var.

“Öcalan’a Özgürlük” kampanyasıyla ilgili gözlemlerinizi anlatır mısın?

Biz Öcalan’ın özgürlüðe kavuşmasını saðlamak için Avrupa’da böylesi bir kampanyayı yürütüyoruz. Avrupa’da yaşayan insanlara bunu duyurmak ve onların desteklerini almak için bu kampanya başlatıldı. Otobüs turu düzenlendi. Ben bunun içinde başından beri yer aldım ve almaya devam edeceðim. Öcalan’ın serbest bırakılması ve uðradıðı haksızlıkların giderilmesi gerekir. Bana göre kampanya daha şimdiden amacına ulaştı. Gittiðimiz yerde çoşkuyla karşılandık. Gösteriler ve halk toplantıları yapılıyor. Kürtlerin kampanyayı sahiplenmelerini görmek beni çok sevindirdi. Otobüs turunun çok başarılı olduðunu ve şimdiden amacına ulaştıðını söyleyebilirim.

AKP iktidarının açılım politikasından vazgeçerek politika deðişikliðine gitmesini nasıl yorumluyorsunuz?

Ben AKP’nin hiç deðişmediðini düşünüyorum. Seçim döneminde Kürtlerin oylarını almak için açılım dedi. Halkımızın bir bölümü onların yalanlarına inandı. Kürtlerin haklarını vereceðini söyledi. Buna inanan bazı Kürtler oylarını AKP’ye verdi. Ben hiç bir zaman AKP’ye inanmadım. Din adı altında kirli bir politika uyguluyor. Ben de Müslümanınm. Kur’an okuyorum ve namaz kılıyorum. Ama Erdoðan dini kullanarak halka eziyet yapıyor. Ýnsanları tutukluyor. Gençleri öldürüyor. Böyle Müslümanlık olmaz. Ben böylesi bir şeyi kabul etmiyorum. Ben kendi topraklarımda korkmadan özgürce yaşayamıyorsam, sokaða çıktıðımda gözaltına alınıyor ve tutuklanıyorsam o Hükümeti tanımam. Düşünce ve zihniyetlerini de kabul etmem. Ben 65 yaşındayım ve sürgünde yaşamak zorunda kaldım.

Nasıl bir Kürdistan ve Türkiye istiyorsunuz?

Ben herkesin özgürce yaşayabildiði ve düşüncelerini korkmadan söyleyebildiði bir Kürdistan ve Türkiye istiyorum. Biz kendi kendimizi yönetmek istiyoruz. Demokratik Özerklik istiyoruz. Bu talebimize devlet kuracaklar diye karşı çıkıyorlar. Yok öyle bir şey. Bunu Başkan Apo da defalarca söyledi.

Neden devlet buna karşı çıkıyor?

Onlar demokrasi istemiyor. Halkın kendi kendini yönetmesinden korkuyor. Kürtlerin kendi kendilerini yönetmelerini iktidarlarına bir tehdit olarak görüyorlar. Bizim çocuklarımızı cezaevlerine atıyorlar. Gençlikleri cezaevlerinde geçiyor. Gerillalar daðdan insin, politika yapsın diyorlar. 30 yıldır sen hangi hakkı verdin daðlardan inmelerini istiyorsun? Ýki Barış grubu geldi. Ýkisini de cezaevlerine attınız. Ancak Başkan Apo özgürlüðüne kavuştuðunda ve taleplerimiz kabul edildiðinde barış olur ve silahlar bırakılır.Biz savaştan yana deðil barıştan yanayız. Kürt ve Türk gençlerinin ölmelerini istemiyoruz. Asker anaları düşünsünler. Benim bir oðlum öldü on oðlum olsa hepsini askere göndereceðim gibi laflar etmesinler. Bir düşünsünler. Hangi Bakanın, milletvekilinin ve zenginin oðlu savaşta ölmüş. Ölenler fakirlerin çocukları. Ben böyle düşünüyorum.Türk annelerine çaðrı yapıyorum. Biraz düşünsünler. Bizim çocuklarımız daðlarda ve cezaevlerinde. Biz onların oralarda olmalarını istemeyiz. Çocuklarımızı aramızda görmek istiyoruz. Gelsinler el ele verelim ve bu haksız savaşı durduralım. Ne asker ne de gerilla anası aðlasın. Tüm analar aynı gözyaşlarını döküyor. Birlikte gözyaşlarına son verelim ve akan kanı durduralım.

Yurt dışında neler hissediyorsunuz?

Kürdistan’da hissetiklerimi burda hissetmiyorum. Birlikte mücadele ettiðim anaları ve halkımızı çok özlüyorum. Mücadeleyi ve Kürdistan’daki çoşkuyu özlüyorum. Topraðını, dilini ve kültürünü bilmediðim bir ülkede yaşıyorum. Suçum Roj Tv’de canlı baðlantıda konuşmak ve gösterilere katılmak. 3,5 yıl ceza verdiler. Şimdi bir kafeste yaşıyorum. Kendimi kafeste yaşayan bir kuşa benzetiyorum. Kafes kapalı, uçamıyorsun. Kürdistan’da kendimi daha özgür hissediyordum. Çünkü orada arkadaşlarımla buluşabiliyor ve mücadele edebiliyordum. Tutuklamayı göze alarak düşüncelerimi de söylüyordum.