Tutsaklar: Somut cevap verilmeden eylemimize son vermeyeceðiz

Tutsaklar: Somut cevap verilmeden eylemimize son vermeyeceðiz

Açlık grevlerinin 58. gününe giren PKK ve PAJK'lı tutsaklar adına açıklama yapan Deniz Kaya, Adalet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın açıklamalarını anlamlı bulduklarını belirterek, "Bilinmesini istiyoruz ki, taleplerimize açık, somut ve net bir cevap verilmeden, verilen ve verilecek cevapların fiiliyata geçişini görmeden, hiçbir biçimde eylemimize son vermeyecek, bırakmayacaðız” dedi. Deniz Kaya, Başbakan Erdoðan ile AKP hükümeti ve ilgili bakanları taleplerine karşılık somut cevaplar vermeye çaðrıdı.

PKK ve PAJK'lı tutsakların PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın saðlık, güvenlik ve özgürlük koşullarının saðlanması ve anadil önündeki engellerin kaldırılması talebiyle 12 Eylül'den bu yana başlattıkları süresiz-dönüşümsüz açlık grevine ilişkin tutsaklar adına Deniz Kaya yeni bir açıklama yaptı. Kaya, "Halklarımızın barış ve bir arada yaşamasının tek güvencesi ve teminatı olan Önderliðimiz aðır ve kabul edilemez bir işkence ve tecrit altındadır. 13 yıldır, adına Ýmralı rejimi denilen bir sistemde tutulmaktadır. Bir buçuk yıldır Önderliðimizin avukat görüşmeleri AKP hükümeti tarafından engellenmektedir. Her gün her saat insanlarımız sürek avları ile tutuklanmakta, dað, taş, ova demeden ülkemizin her yerine bombalar yaðdırılmaktadır. En ufak bir hak talebine işkence, gözaltı, gaz, cop, tazyikli su ve cezaevi ile cevap verilmektedir. Dilimiz, kültürümüz, deðerlerimiz yok sayılmakta, inkar edilmektedir, halkımız yoksulluðun pençesine teslim edilmekte, açlık ile terbiye edilmek istenmektedir. Buna karşı insanım, insan kalmak istiyorum, diyen hiçbir birey sessiz kalamaz, kalmamalıdır. Bizler de bunu kabul etmiyoruz etmeyeceðiz; bunun halkımıza yapılan bir hakaret olduðunu söylüyoruz" dedi.

’10 BÝN KÝŞÝYLE KARARLILIÐIMIZ SÜRÜYOR’

"Bugün 12 Eylül 2012 tarihinde başlamış olduðumuz süresiz dönüşümsüz açlık grevimizin 58'inci günü. 67 arkadaş ile başlatmış olduðumuz açlık grevimiz bugün 10 bin kişiye yükselmiş ve 10 bin arkadaşımız tarafından kararlılıkla devam ettirilmektedir" diyen Kaya, iki ay boyunca ülke içinde ve yurt dışında açlık grevlerine destek olan ve talepleri için sokak ve meydanlarda haykıran, taleplerini kendi talepleri gören ve gerçekleşmesi için mücadele eden başta Kürdistan halkı ve tüm demokratik çevrelere, yurtsever kurumlara, halklarının dostlarına teşekkürlerini sundu. Kaya, kendilerine desteðin güçlerine güç kattıðını ve katmaya devam ettiðini aktararak, şu 2 temel talepte bulunduklarını hatırlattı: "Önderliðimiz üzerindeki tecridin sona erdirilmesi, önderliðimizin saðlık, güvenlik ve özgürce hareket etme şartlarının saðlanması. Ana dilimiz üzerindeki inkar politikalarına son verilerek, başta anadilde savunma hakkı olmak üzere, anadilde eðitim ve öðrenimi önündeki tüm engellerin kaldırılması, bunların, amasız, fakatsız, ancaksız yerine getirilmesidir."

‘KÝMSE TALEPLERÝMÝZÝN HAKSIZ OLDUÐUNU ÝDDÝA EDEMEZ’

Taleplerinin hiçbir manipülasyona, karalamaya ve saptırmaya mahal vermeyecek kadar net ve somut olduðunu belirten Kaya, "Bu taleplerimiz bir veya birilerine ait olan bir şeyi zorla almaya yönelik deðildir. Tamamen bizlere ait olan, halk ve ulus olmaktan kaynaklanan, ana sütü kadar helal taleplerdir. Kendine insanım, demokratım, Müslüman'ım, dindarım diyen, kendisini öyle gören hiç kimse, bu taleplerimizin haksız olduðunu belirtemez, iddia edemez. Çünkü insanız ve insan olmaktan kaynaklı bir hakkımızı kullanmak istedik, istiyoruz. Çünkü biliyoruz ki, bunlar olmadan insanlıðımızı da kaybederiz" diye ifade etti.

‘KENDÝNE ÝNSANIM DÝYEN HERKESE SORMAK ÝSTÝYORUZ’

"Bu taleplerimiz sadece bizler için deðildir. Kürdistan ve Türkiye'de yaşayan tüm halkların daha özgür, daha demokratik ve daha refah içinde, kardeşçe bir arada yaşamasının da talepleridir aynı zamanda. Taleplerimiz; kadın, çocuk, genç ve yaşlı demeden devam eden ölümlere, her geçen gün artan yoksulluða, halkımıza-halklarımıza karşı acımasızca sürdürülen bu kirli savaşa yeter demenin, halkımızın iradesinin tanınması ve Türkiye halkı-halkları ile ortaklıðı devam ettirmek istemek demektir. Taleplerimiz; özgürlük, eşitlik, kardeşlik ve barış içinde bir arada yaşamanın koşullarını yaratmak istemektir" diyen Kaya, şöyle devam etti: "Kendine insanım diyen herkese sormak istiyoruz. Kim ana dilimizde eðitim ve savunma hakkımıza yok diyebilir, yok sayabilir? Kim bir halkın Önderine uygulanan tecrit ve işkenceyi normal görebilir, görmezden gelebilir? Kim barışın ve halklarımızın bir arada yaşamasının tek anahtarı ve güvencesi olan Önderliðimizle müzakerelere karşı çıkabilir? Kendine insanım diyen herkesten dürüstçe, saða-sola çekmeden; 'koşullar', 'imkanlar', 'şartlar' vb demeden bu sorularımızın cevabını istiyoruz. Bu taleplerimiz insan-halk ve ulus olmaktan kaynaklı en insani ve sosyal taleplerdir. Bu anlamda ne tehdit ve ne de şantajdır. Aksine çok insani, çok demokratik ve çok meşru taleplerdir. Ýddia edildiði gibi karşılanması, yerine getirilmesi imkansız olan talepler deðildir. Taleplerimizin yerine getirilmesi, kabul edilmesi, Türkiye'yi bölmeyecek, geriye çekmeyecektir. Tam tersine bu coðrafyanın daha yaşanılır olmasını, kardeşliði ve refahı getirecektir."

‘TEHDÝT VE ŞANTAJI KABUL ETMEYÝZ’

'Kaya, talepleriyle kimseyi tehdit etmediklerini ve etmeyeceklerini kaydederek, "Kimseye şantaj yapmadık yapmayız; ancak hiç kimsenin de bizlere tehdit ve şantajını da kabul etmeyiz. Bir canımız var, o da özgür ve onurlu yaşam, halklarımızın birlikte, eşit, adil ve kardeşçe yaşaması için feda olsun dedik-diyoruz. Bilinmelidir ki, halkımız özgürlüðüne kavuşuncaya ve bu coðrafyaya barış egemen oluncaya kadar da bunu demeye devam edeceðiz" diye belirtti.

‘HER OLUMLU ADIMA CEVAP VERECEÐÝZ’

Taleplerinin muhatabı olan hükümeti, hükümetin ve ilgili bakanlıðın açıklamalarını büyük bir dikkatle dinlediklerini ve izlediklerini ifade eden Kaya, "Eylemlerimizi ve 58 günü dolduran direnişimizi karalamak için, konuşan, kalem oynatanları bir tarafa bırakarak söyleyecek olursak; gerek yetkili kişi ve kurumlar ve gerekse de duyarlı demokratik kesimler tarafından bizlere yapılan çaðrılara anlam ve deðer biçtiðimizi belirtmek istiyoruz. Bilinmesini istiyoruz ki, bu çaðrılara ve ölümlerin olmaması için yapılan girişimlere toptancı yaklaşmıyoruz. Sözün deðerini biliyor ve ona göre yaklaşıyoruz. Bu anlamda taleplerimizin karşılanması için atılacak her olumlu adıma olumlu adımla cevap vereceðimizi belirtmek istiyoruz" dedi.

‘KOSTER BOZUK, HAVA MUHALEFETݒ KELÝMELERÝNÝ DUYMAK ÝSTEMÝYORUZ’

"Ancak sormak istiyoruz; açlık grevi eylemimizi bırakmamız Önderliðimiz üzerindeki tecridi sona erdirecek mi? Önderliðimizin özgür hareket, saðlık ve güvenlik şartlarını yerine getirecek mi? Anadilimiz üzerindeki baskı, inkar ve asimilasyon politikalarına son verilecek mi? Mahkemelerde 'anlaşılmayan, bilinmeyen bir dil' söylemine son verilecek mi? Savaş politikalarına son verilerek, müzakere ve diyalogun önünü açacak mı?" diye soran Kaya, bu sorularına açık ve net cevaplar istediklerini kaydetti. Kaya, kendilerinin artık "koster bozuk, hava muhalefeti" kelimelerini duymak istemediklerini ve kosterle bu işlerin olmayacaðını ve olamayacaðını söylediklerini ifade etti.

‘BAKANLIKTAN AÇIK ÝRADE BEYANI ÝSTÝYORUZ’

'Gerek Adalet Bakanlıðı tarafından Sincan Cezaevi'nde arkadaşlarımızla görüşülmesini ve gerekse de en son yapılan hükümet toplantısında Başbakan Yardımcısı Sayın Bülent Arınç tarafından yapılan açıklama ve bizlere yapılan çaðrılara anlam vermekle birlikte bu çaðrıları, bir de bu yönüyle duymak ve bilmek istiyoruz" diyen Kaya, şöyle devam etti: "Bu anlamda hükümet ve ilgili bakan-bakanlıklardan açık bir irade beyanı istiyoruz. Bilinmesini istiyoruz ki, taleplerimize açık, somut ve net bir cevap verilmeden ve verilen ve verilecek cevapların fiiliyata geçişini görmeden, hiçbir biçimde eylemimize son vermeyecek, bırakmayacaðız. Bu anlamda gerek Başbakan Erdoðan ve gerekse de AKP hükümetini ve ilgili bakanlıkları daha ciddi olmaya, taleplerimize karşılık, somut cevaplar vermeye; yandaş basının, AKP muhabirlerinin gazete ve televizyonlarda eylemimizi karalamaya, bizlere hakaret etmeye son vermeye çaðırıyoruz."

‘HER TÜRLÜ MEŞRU VE DEMOKRATÝK MÜCADELE YÜKSELTÝLMELݒ

Kaya, kendilerine yönelik olarak gerçekleşecek en ufak bir saldırıda açlık grevinde olan arkadaşlarının hayatlarını yitirmelerinde AKP hükümeti ve tüm yetkili kurumların sorumlu olacaðını kaydetti. Kaya, herkesin buna göre davranması ve sorumluluk sahibi herkesin ve kurumların buna göre yaklaşması gerektiðini aktararak, Kürdistan halkı ve tüm demokratik kamuoyuna şu çaðrıda bulundu: "Arkadaşlarımız ölüm sınırına dayanmış bulunmaktadır. Geçen her dakika, her saniye geri dönüşü imkansız sonuçlara yol açacaktır. Halkımızdan, halkımızın dostlarından, vicdan sahibi olan herkesten beklentimiz; bu taleplerimiz etrafında birlik olmaya devam etmeleri, taleplerin hayata geçmesi için, her türlü meşru ve demokratik mücadelelerini yükseltmeleridir."