Son Dakika: Stêrtk ve Medya Haber: Baskın korsanvari ve komplodur, susturamayacaklar!

Tümer: Öcalan’ın özgürlüğü barışın teminatıdır

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün barışın teminatı olduğunu vurgulayan DBP Eş Genel Başkan Yardımcısı Seher Tümer, “Barış için çaba harcayan Öcalan gibi bir insan yok” dedi.

Kürdistan’dan en fazla oy alan ve örgütlü güce sahip Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) 9 Temmuz’da gerçekleştirdiği kongre sonrası yeni döneme tazelenerek giriş yaptı. Eş genel başkanlarından Sebahat Tuncel’in tutuklu olduğu DBP’nin diğer eş genel başkanı Mehmet Arslan ise görev geldiği sürede 2 defa gözaltına alındı. Kongre sonrası "Aydınlanan toplumla özgür geleceğe" sloganıyla halk toplantılarına başlayan DBP’nin etkinlikleri halktan büyük destek görürken, birçok toplantı da sabote edilmek istendi. DBP Örgütlemeden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Seher Tümer, partilerine dönük saldırılar, kayyumların izlediği politika ve Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için başlatılan kampanya hakkında konuştu.

TOPARLANMA SÜRECİNE GİRİNCE OPERASYONLAR HIZ KAZANDI

Siyasi gelenekleri açısından her kongrenin yenilenmeyi ifade ettiğini belirten Tümer, yeni sürece hazırlık, tazelenerek ve eksikliklerden dersler çıkardıkları bir kongreyi geride bıraktıklarını dile getirdi. Kongreyi halka taşırma amacıyla bu kez halk toplantılarını startını verdiklerini, Hakkari’den İzmir’e kadar birçok merkezde halkla buluştuklarını aktaran Tümer, topluma dayanmayan bir siyasi partinin başarı şansı olmadığına dikkat çekti. Kongre sonrası Eş Genel Başkan düzeyinde süren gözaltılar hakkında değerlendirmede bulunan Tümer, “Bu süreçte DBP’ye dönük operasyonlar yeni değil. Yıllardır devam eden bir süreçtir. Kongre sonrası hemen toparlanma sürecine girip halk toplantıları yapmak dikkat çekici bir yerde yer aldı herhalde. Eş Genel Başkanımız Mehmet Arslan, Van’da gözaltına alındı, kısa süre sonra serbest bırakıldı. Korkutma ve gözdağı amaçlı olduğu çok açıktı. Zaten bu rutinleşen bir durum halini aldı. Toplantılara ara vermedik. İstanbul ve İzmir halk toplantılarını gerçekleştirdik. Adana halk toplantısının yapılacağı sabah Mehmet Arslan gözaltına alındı ve 4 gün boyunca alıkonuldu. Adana, Antep ve Diyarbakır’daki halk toplantılarımız kalmıştı. Bu toplantıları sabote etmeye dönüktü aynı zamanda. Biz her şeye rağmen halkla bir araya geldik” dedi.  

HALK TOPLANTILARIMIZ OLDUKÇA İYİYDİ

Kürt siyaseti üzerindeki baskı cenderesinin temel sebebinin demokratik siyaset alanını tümden boşaltmak olduğunun altını çizen Tümer “Bizim şahsımızda muhalefeti yok etmek, siyaset yapamaz hale getirmeye dönük çaba olduğunu düşünüyoruz. Tutuklamalar da bu yüzden. Resmi olarak kapatmıyorlar ama içini boşaltmaya çalışıyorlar. İşlevsiz hale getirmeye çalışıyorlar. Amaç bu. Kendini tekleştirme noktasında muhalefeti yok etmek istiyorlar. Yakın tarihte, 2009’dan başlatacak olursak on binlerce yöneticimiz tutuklandı, cezaevine atıldı. Ama biz hala toplumla buluşabiliyoruz. Halk toplantılarımıza ilgi kısa sürede örgütlenmesine rağmen çok iyiydi. Kaldı ki nicelikten çok nitelik daha önemli bizim için. Karşılıklı birbirimizden güç alıyoruz” ifadelerini kullandı.

KAYYUMLA KÖLE ZİHNİYETİ EMPOZE EDİLMEK İSTENİYOR

Kayyum gaspları hakkında da konuşan Tümer, neredeyse yüzde 100 oy aldıkları belediyelerinin gasp edildiğine dikkat çekti. Kayyum gaspına gerekçe gösterilen “hendek”, “barikat” iddialarının içi boş olduğunu artık herkesin açık biçimde görebildiğinin altını çizen Tümer, “Biz belediyelerde sosyal yaşamın inşasında bir çok çalışma yürüttük. Halka devasa binalar, yollar yapacağız diye vaatlerde bulunmadık, çünkü bunlar zaten belediyelerin görev ve sorumluluğudur. Ama bizim temel iddiamız sosyal yaşama dönüktü. Kadına, gençliğe kültüre, engellilere dönük çalışmalardı. Toplumun bir bütününü içine katan çalışmalardı. Yine eşbaşkanlık sistemimizle çığır açtık. Kültürel ve tarihi varlıkları koruma, yaşatma ve geliştirmenin yol ve yöntemlerini geliştirdik. Esas saldırı da bundan kaynaklıydı. Köle zihniyetini topluma empoze etmek gibi çok tehlikeli bir amaçları var. Kaldı ki kayyumlar bizim hazır projelerimizi iptal edip, sonra kendileri yeniden karar mekanizmalarından geçirip, sanki kendi projeleriymiş gibi halka yansıtmaya çalıştılar. Zaten kadına veya topluma dönük herhangi bir proje yok, diğer projeler de bizim belediyelerimiz sürecinde meclislerde, halkla tartışılmış ve kabul edilmiş projelerdir” diye kaydetti.

ÖCALAN’IN ÖZGÜRLÜĞÜ TEMEL TALEBİMİZDİR

İmralı Cezaevi’nde Nisan 2015’ten bu yana kimseyle görüştürülmeyen Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan için TJA öncülüğünde önceki gün İstanbul’dan startı verilen "Tecrit kaybedecek, özgürlük kazanacak" kampanyasının önemine işaret eden Tümer, “Öcalan’ın özgürlüğü barışın teminatıdır” vurgusu yaptı. Barış için çaba harcayan, düşünen, projeler üreten bir insanın tecrit altında tutulmasının ciddi bir kayıp olduğunun altını çizen Tümer, şöyle devam etti: “Devletlerin barış, özgürlük gibi bir amacı varsa Öcalan üzerindeki tecridi kaldırmak durumundadır. Bu ön açıcıdır. Barış için çaba harcayan Öcalan gibi bir insan yok. Ortadoğu’daki çıkmazdan sıyrılmak da Öcalan ile mümkün olur. Bu nedenle bir an önce Sayın Öcalan’ın özgürleşmesi gerekiyor. Kendisi ile iletişim kurmanın dahi toplumlar açısından, halklar açısından çok çok önemli bir noktada durduğu çok açık. Bu nedenle derhal özgürlük koşullarının sağlanması temel talebimizdir.”