ANALİZ

Trump’ın kralı, TSK üssü ve ültimatom

Katar işgal edilirse, üssü bulunan ABD, TSK’nın kışladan başını çıkarmasına dahi izin vermez. Zaten Trump, işgale set koyacaktır. Bahreyn’i işgal gibi olmaz yani. Rusya, İran, Türkiye troykasını çırpacak hamleler hazırlanıyor gibi.

Feodalizmden kapitalizme geçişte eli para tutan burjuvazinin, feodal sınıfın ve krallık halkalarının siyaset tahakkümünün sürmesi üzerine dalgalanmaları desteklemesi gibi kişi başına milli gelirde dünyanın bir numarası haline gelmiş Katar da bölge hanedanlarına karşı petrol ve doğalgaz kaynaklı sermaye gücünü kullanarak sözü dinlenen aktör olmak istiyordu. Nüfuz çarpanı olarak İran’dan, Hizbullah’tan, Filistin-Hamas’tan yararlandı.

Derken IŞİD ve ÖSO gruplarının hezimet yaşaması Suudi-Katar-Türkiye-BAE “dörtlü”sünde çatlaklar yarattı. Rojava dinamiklerinin Büyük Cenk denen Rakka hamlesinin olgunlaşmasıyla beraber Suriye’de iç savaşın (Kon) federasyonlaşmaya evrilmesi kartları yeniden kardırdı. Suriye eksenli oluşturulan troykanın (Rusya, İran, Türkiye) Esad ile anlaşmalar yapması, İran ve Türkiye’nin bölgesel güç olarak sıyrılmaya çalışması Suudi Arabistan ve BAE’nin öfkesini biledi. “Dörtlü”, Trump’ın İran’ı hedef tahtasına oturtmasını çıktıya dönüştürmek istedi. Irak, Suriye ve Federe Kürdistan’da etkisi katmerlenen İran’ı sınırlandırma-darbelemeye amade olduklarını ilettiler. Baas güçleri, El Tanf bölgesinde ABD hava saldırılarına rağmen Haşdi Şabi ile birleşmek için Irak sınırına yaklaşınca (10 Haziran’da Haşdi Şabi ile birleştiler); Haşdi Şabi Şengal-Musul’un güneyinden Suriye sınırına gelince (Bu alanda henüz Baas ile birleşmedi) düğmeye basmak için daha fazla beklemedi. Çünkü, İran; Musul ve Şengal’in güneyinden Akdeniz ve Lübnan’a kesintisiz hat ve petrol kontrolü istiyordu. Bu İsrail çıkarlarına da, ABD çıkarlarına da, Suriye üstünden enerji hattı çekmek, su alanlarını kontrol etmek isteyen Arap ülkelerinin çıkarına da tersti. Çünkü, Lübnan Hizbullah’ına ve Hamas’a (İhvan) askeri destek kolaylaşacak; Tahran’ın Çin-İran arası İpek Yolu ve demiryolunun Federe Kürdistan, Rojava ve Suriye üstünden Akdeniz’e ve Ürdün’e ulaştırılması hedefi gerçekleşecekti. Düğmeye basıldı ve “dörtlü”, Katar ile diplomatik ilişkileri kesti. (5 Haziran 2017) Her türlü ticareti kesecek ambargo başlatıldı. Hava sahalarını ve havaalanlarını Katar uçaklarına kapattılar. Sivilleri, askerleri hatta otlaklardaki binlerce deveyi sınır dışı ettiler. Kuveyt, Umman, Irak ve Fas arabuluculuk yaparken Suudi Arabistan’da saray içi darbe oldu.

Sudayri klanından olan Suudi Kralı Selman, tahta oturduğu 2015’te 1. veliaht prens Mukrin bin Abdülaziz’i azledip yerine, Türkiye’den Davutoğlu, BAE’den Abu Dabi Veliaht Prensi ve BAE ordusu başkomutan yardımcısı Muhammed bin Zayid ile kolkola Suriye, Libya, Irak’taki cihadist güçleri organize eden 2012’den beri İçişleri Bakanı olan Muhammed bin Nayif’i atamıştı. Savunma Bakanı olan oğlu Muhammed bin Selman’ı 2. veliaht prens yapmıştı. Petrol devi Saudi Aramco’yu da içeren Ekonomik İşler ve Kalkınma Konseyi oluşturulup oğula bağlanmıştı. Selman 21 Haziran 2017’de ise Muhammed bin Nayif’i veliahtlıktan, Başbakan Yardımcılığı ve İçişleri Bakanlığından azledip Muhammed bin Selman’ı 1. veliaht prens yaptı. Kral Selman ve oğlunun ilk icraatı, yanına birkaç ülke alıp İran destekli Şii Husilere karşı Yemen’e Mart 2015’te işgal etmek olmuştu. AKP yönetimi de bu işgale destek çıkışları yapmıştı. Bu kez, Trump, İran’a karşı körfez ülkelerini kullanarak kılçıksız stratejik kazanımlar elde etmek istiyor. Katar, İran’a karşı çember daraltma operasyonunun bir halkasıdır. Nitekim Katar’a 13 maddelik ültimatom basına sızdı. (23 Haziran 2017) 10 gün süre verilirken, çarpıcı maddeleri şöyle: İran ile diplomatik ve askeri ilişkilerin kesilmesi, İran ile ticarette ABD yaptırımlarına uyulması; İhvan, IŞİD, El Kaide ve Lübnan Hizbullah’ı ile ilişkinin bitirilmesi ve terörist ilan etmesi; El Cezire ve Katar bağlantılı medya kuruluşlarının kapatılması; Türkiye’nin Katar’da açtığı askeri üssün kapatılması, Türkiye’yle askeri işbirliğine son verilmesi; Suudi Arabistan, BAE, Mısır ve Bahreyn’deki muhalif gruplarla tüm ilişkilerin kesilmesi; taleplerin kabulünden sonra ilk yıl için aylık denetimlerin, ikinci yılda her çeyrekte denetimin, takip eden 10 yılda ise yıllık denetimlerin kabul edilmesi… Kabul edilmesi Katar’ı bir nevi kayyumla yönetmek anlamına gelecek. Yani sömürgecilik valisi gibi bir yapı tahsis edilmiş olacak. Trump, Arap liderleri, hatta Erdoğan’ı ağırlamadan Muhammed bin Selman’ı ağırlamış (14 Mart 2017) krallığa hazırlıyordu. Bu prens İran’a karşı sert çıkış yaparken, mayıs başında savunma bakanı sıfatıyla “Savaşın Suudi Arabistan’a ulaşmasını beklemeden İran’ın sınırları içerisinde gerçekleşmesi için çalışacaklarını” söylemişti. Suudi sarayında Kral Selman’ı bir şekilde devre dışı bırakıp Muhammed bin Selman’ı tahta oturtabilirler. Katar işgal edilirse, üssü bulunan ABD, TSK’nın kışladan başını çıkarmasına dahi izin vermez. Zaten Trump, işgale set koyacaktır. Bahreyn’i işgal gibi olmaz yani. Rusya, İran, Türkiye troykasını çırpacak hamleler hazırlanıyor gibi. İran, Bahreyn, Suudi Arabistan Şii bölgesinde karşı hamleler yapabilir.

Kaynak: Özgürlükçü Demokrasi