TJA 'Tecrit kaybedecek, özgürlük kazanacak' kampanyasını başlattı

TJA, “Tecrit kaybedecek, özgürlük kazanacak” kampanyasının startını verdi. "Sayın Öcalan’a yönelik mutlak tecrit kadın özgürlük mücadelesine saldırıdır" diyen kadınlar, "Kadın özgürlüğü için tecride karşı mücadeleyi yükseltelim" çağrısı yaptı.

Özgür Kadın Hareketi (TJA), ağırlaştırılmış tecrit altında bulunan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için, "Tecrit kaybedecek, özürlük kazanacak" şiarıyla başlattıkları kampanyanın startını İstanbul'da açıkladıkları deklarasyonla verdi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul İl binası önünde yapılan açıklamaya, HDP milletvekilleri Dilek Öcalan, Feleknas Uca ve Saadet Becerikli, Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, HDP ve HDK Kadın Meclisleri, Barış Anneleri'nin yanı sıra çok sayıda kadın katıldı.

"Tecrit kaybedecek özgürlük kazanacak, Wê tecrîd têk biçe, wê azadî bi ser bikeve" yazılı pankartının açıldığı eylemde, "Haqîqet Ocalan'e, Ocalan jiyana azad e", "Direne direne, tecridi kıracağız", "Hakikat Öcalan'dır, Öcalan özgür yaşamdır" dövizleri taşındı. Eylemde, sık sık "Bijî Serok Apo", "Can bi xwin em te re ey Serok" ve "Disa disa serhildan Seroke me Ocalan" sloganları atıldı.

Eylemde ilk konuşan HDP Milletvekili Feleknas Uca, Öcalan'ın komplo sonucu tutsak edildiğini söyledi. Uca, "Bugün 6 buçuk milyon insan Önder Apo'yu, önderi olarak görüyor. 6 buçuk milyon insan Öcalan'ın özgürlüğü için imza atmıştır. Bugün İmralı'da uygulanan tecrit, milyonlara uygulanıyordur. Öcalan üzerinde uygulanan tecrit, barışa uygulanan bir tecrittir. Biz kadınlar kampanya başlatıyoruz. İmralı tecridi kırılmadıkça biz durmayacağız ve irademize sahip çıkacağız" diye konuştu. Kürt halkı üzerinde Türkiye'nin kuruluşundan bu yana imha politikası uygulandığını dile getiren Uca, "Ne olursa olsun biz mücadele edeceğiz. Nasıl ki 6 buçuk milyon insan 'Öcalan irademizdir' dediyse biz de bugün onu diyoruz" dedi. Öcalan'ın tarihsel rolünün önemine değinen Uca, "Barışın anahtarı Öcalan'ın elindedir" dedi.

Daha sonra TJA üyesi Sebahat Erdoğan deklarasyonu açıkladı. Erdoğan sözlerine, “Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın uluslararası komplo ile Türkiye’ye verilmesi, 17 yıldır İmralı işkence sistemi ve son 2 yıldır mutlak bir tecrit altında tutulması uluslararası iktidar güçlerinin Kürt halkı ve Ortadoğu halklarını köleliğe ve savaşa mahkum etme planının bir sonucudur” diye başladı. Kürt halkının ve kadınların komplonun amacını derinden sezdiğini ve “Güneşimizi Karartamazsınız” şiarı ile ateşten bir direniş tarihini başlattıklarını kaydeden Erdoğan, “Ağır işgal ve baskı ortamında 6 buçuk milyon ‘Kürt halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan Siyasi İrademdir’ imza dilekçesini toplamış ve meclise sunmuştur. Sayısız serhildan ve eylemlerle Önderliğinin özgürlüğünü talep etmiştir” dedi.

Önderliği tecrit ve imha saldırısı altında olan bir halkın özgür olamayacağı vurgulayan Erdoğan “Kaderinin Önderliğinin kaderi olduğu bilinciyle köleliğe, işgale, eşitsizliğe karşı özgürlük mücadelesi kesintisiz sürüyor, sürecek. Çünkü Önderlik kurumu, bir toplumun düşünce, felsefe, politika ve kültürel yaşamının iradeye ve inisiyatife geçmiş örgütlülüğüdür. Önderliksiz bırakılmak, yaşatılmamak ve var edilmemek demektir” diye konuştu. AKP hükümetinin yüzyıllık Kürt halkını inkar ve imha sistemi olan Lozan Antlaşması'nın çözülmesini ve 21'inci yüzyılda Kürt halkının politik statüsünü engellemek için Rojava devrimine saldırdığını dile getiren Erdoğan, “Başarısız olunca çöktürme planını Kuzey Kürdistan'da hayata geçirmiştir. Çöktürme planı önce İmralı’ da mutlak tecrit ile hayata geçirilmiştir” dedi.

Kentlerin yıkımı, şiddetli savaş konsepti, katliam, tüm demokratik kurumların kapatılması, on binlerce Kürt siyasetçinin tutuklanması ve OHAL ile çöktürme planının devam ettiğini ifade eden Erdoğan, şunları söyledi: “Mutlak tecrit Kürt halkını ölüme, köleliğe, esarete mahkum edip, yeni bir inkar ve imha planıyla Kürdistan'ı fethetme amacını ifade etmektedir. Mutlak tecrit Kürt halkının statü kazanımını, Kürt kadınlarının özgürlük öncülüğünü ve kazanımlarını engellemeye dönüktür. Halkların ve toplumların kurtuluşunu kadın özgürlüğü ilkesine dayandıran Sayın Öcalan’a yönelik mutlak tecrit kadın özgürlük mücadelesine saldırıdır. Kadın uygarlığı anlayışına dayalı olarak özgün ve özerk kadın sistemini geliştiren, eş başkanlık, eşit temsiliyet ilkesini hayata geçiren, yaşamın her anında kadın devrimini geliştiren Sayın Öcalan tarihsel kadın yoldaşlığını temsil etmektedir."

AKP’nin Kürt kadın mücadelesine düşmanlık beslediğini ve kadın kurumları ile aktivitelerine saldırdığını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti: “Tecrit ve kadın hareketini tasfiye planı kadın özgürlüğüne dayalı Kürdistan ve Ortadoğu devrimini boğma amaçlıdır. DAİŞ ile Rojava devrimine saldırı, Şengal kadınlarını kaçırma ve köleleştirme soykırımı, OHAL ile Kuzey Kürdistan'da tüm kadın örgütlerini kapatma ve aktivistlerini tutuklama yöntemi bir karşı devrim ittifakı temelinde uygulanmaktadır. Önderliksel kadın kurtuluş çizgisi yok edilmek istenmektedir. Bu anlamda Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’a uygulanan tecrit, Kürt kadınlarını tecrit ile kuşatmaya almaktır. Kürt sorununu inkar ve imha, kadın sorununu köleleştirme konsepti ile ele alan AKP hükümeti darbe mekaniği, sivil darbe, OHAL sistemini hayata geçirerek tüm ülkeyi bir İmralı işkence sistemine dönüştürmüştür. Halklar, kadınlar, aydınlar, demokratik güçler, her farklılık yaşamın tamamında bir tecrit saldırısı altındadır.”

Özgürlük, demokrasi, eşitlik ve adalet mücadelesinin Türkiye’ de tarihsel olarak yol ayrımına geldiğini söyleyen Erdoğan, “Faşizmin temel nedeni, Kürt varlığını inkar-imha siyaseti ve İmralı işkence sistemidir. Güncel siyaset bu hakikati temel çözüm gündemi yapmadığı takdirde Türkiye bu faşizm gerçeğinden asla kurtulamayacaktır. Bu temelde demokrasi mücadelesinin temeline Kürt sorununun demokratik çözümünü ve Sayın Öcalan’ın özgürlüğünü almak tek kurtuluş yolu olmaktadır. Eşitlik, özgürlük ve adalet için İmralı işkence sistemine karşı mücadele bir varlık ve yokluk sorunudur. Tecrit, savaş ve ölüm kararını veren faşizmin ilk uygulamasıdır. Demokrasi, barış ve kardeşlik için tecride karşı direnişe geçelim. Kadın özgürlüğü için tecride karşı mücadeleyi yükseltelim. Tecride karşı mücadele faşizme karşı direnişin biricik yoludur. Önderliksiz yaşamı asla kabul etmeyecek ve bunun dışında bir yaşamı asla kabul etmeyeceğiz. Ya özgür yaşam ya özgür yaşam. ‘Tecrit kaybedecek özgürlük kazanacak’ diyoruz” dedi.