Şantaj sizin işiniz Kürt meydan okuyor! – Veysi Sarısözen

Şantaj sizin işiniz Kürt meydan okuyor! – Veysi Sarısözen

Başbakan’ın danışmanları “şantaj” dünyasının adamları. Onlar her hak talebi uðrundaki direnişi, bu dünyadan öðrendikleri ve uyguladıkları terimle adlandırıyorlar: Şantaj!

Şantajı çok iyi biliyorlar.

Açın bakın yürütülen davaları... Gizli telefon görüşmelerinin tapelerini yüzünüz kızarmadan okuyamazsınız.

Şöyle bir hatırlayın: Dolmabahçe Sarayı’nda bir görüşme... Başbakan Erdoðan’la, Genelkurmay Başkanı Büyükanıt baş başa... Bu gizli görüşme hakkında ne denmişti? Başbakan’ın, Genelkurmay Başkanına “şantaj” yaptıðından söz edenleri ben hatırlıyorum. Yaptı mı, yapmadı mı bilmem ama, sanki yapmış gibi, birkaç gün sonra Ergenekon “terör örgütünün” orta kademe “yapılanması” tek bir Ümraniye darbesiyle çökertilmişti. Genelkurmay Başkanları, Ordu komutanları zindanda inim inim inlerken, Dolmabahçe görüşmesinde ne konuştuklarını hala gizleyen Büyükanıt yataðında mışıl mışıl uyumakta.

Şantaj Türk siyasetinin en etkili yöntemidir. Çünkü Türk siyaseti kirlidir. AKP hükümetinin hüküm sürdüðü şu ülkede, CHP Başkanının “evine” girip, gizli kamera yerleştirenler, AKP hükümetinin yönettiði devletin adamları deðil miydi?

Ve bu Başbakan, her fırsatta, CHP’nin şimdiki genel Başkanını küçültmek için, şantaj kasetini hatırlatmıyor mu? Yani bu kaseti “kullanmıyor mu?” Şantajdan yararlanmıyor mu? Şantajı kimin yaptıðını ortaya çıkarmayan da bu Başbakan. Emrindeki polis ve istihbarat paşaların en gizli işlerini ortaya çıkarıyor, ama şu şantaj kasetinin şantajcılarını bir türlü ortaya çıkartmıyor. Neden? Çünkü AKP şantajı kullanıyor, ondan yararlanıyor ve şantajcıları koruyor...

Şantaj AKP’nin de elindeki en büyük silahtır. Alın medyaya karşı izlenen siyaseti. Ne yapıyor Başbakan? Şantaj yapıyor elbette. Örneðin, elindeki Vergi idaresinin kapı numarasını bir medya grubunun sahibine hatırlattıðı anda, o milyarları elinde oynatan kişi, sus pus oluyor. Elindeki gazeteleri, TV’leri teker teker elden çıkarıyor. Dilini yutuyor ve ancak böylece yıkıcı vergi cezalarından paçasını kurtarabiliyor.

Şantaj nedir?

Şantaj, bir insana, bir kuruma ya da bir partiye karşı, o insanın, kurumun ya da partinin bir “açıðını” yakalayanın “ya benim dediðimi yap, ya da açıklarım” demesidir. Hatta ille de bir “açık” yakalamasına da gerek yoktur. Elinde şantaj yapabilecek pek çok alet vardır. Susturmak istediði “aydın”ı, “avukat”ı “hakkında yalancı şahitlik yapacak on adet ‘gizli tanıðım’ var” diyerek “itirafçı” haline getirebilir.

Bu Başbakan’ın döneminde MHP’nin “as kadrosu” nasıl tasfiye edildi? Şantajla... Şu hale bakın, koskoca Bölükbaşı’nın oðlu Bölükbaşı nasıl da “sustu”. Oysa onun Babası Osman Bölükbaşı “susmamasıyla” meşhurdu. Her konuşması en az beş saat sürerdi. Oðlu ise artık konuşmuyor. Neden? Şantaj yüzünden. Ve bu şantaj Erdoðan’ın hüküm sürdüðü ülkede gerçekleşti? Şantajcılar nerede? Belli deðil. Neden? Çünkü Türk siyaseti şantajcıyı korur. Şantajı demek, Türk siyasetçisi için en büyük siyasi yardımcı demek. Şantajcı demek, bu siyasetçi için en etkili, en müthiş, en korkutucu ve verimli “danışman” demektir.

Siyasetçi ona danışır: “Nasıl yapsak da falancayı devre dışı barıksak...” Şantajcı hemen kolları sıvar.

Ýyi de bu şantajcı nasıl birisidir?

Korkak birisidir. Yüzünü gizler. Eşkal deðiştirir. Hayatın bütün karanlık, kuytu köşelerinde gününü gün eder. Ýsteyen her muktedire hizmete amadedir. Allahtan, kuldan korkmaz. Bir tek ölümden korkar. Ölmemek, yaşamak, yemek içmek, semirmek için yapmayacaðı şantaj, işlemeyeceði melanet yoktur. Şantajcı Türk toplumunun en etkili, ama aynı zamanda en kokuşmuş “milli kahramanıdır”. Devlet onu korur. Baðrına basar.

Ýşte hepsi bu şantajcı dünyasından yetişmiş, ikbal kapılarını bu şantajcıların “yardımıyla” açmış Türk siyasetçileri, zindanda ölüm eşiðinde mum gibi eriyen insanların eylemini “şantaj” diye kirletmeye yeltendiler.

Bay Başbakan; o insanlar senden, sana ait hiçbir şey istemiyorlar. Onlar senden, senin gaspettiðin Öcalan’ın özgürlüðünü ve halkın ana dilde eðitim hakkını iade etmeni istiyorlar. Sana şunu anlatıyorlar: Bu haklar o kadar bizimdir ki, uðrunda bize ölüm vız gelir...

Sen ise bu büyük insanlık çıðlıðından bir tek bildiðin şeyi anlıyorsun: Şantaj...

Kürt halkı şantaj yapmıyor; sana meydan okuyor!..

Kaynak: Özgür Gündem