Taşdemir: Kürt karşıtlığından beslenen kaybeder

HDP Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir, Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırıların AKP'nin emperyal hayalleriyle de ilgisi olduğunu vurguladı. Taşdemir, Kürt karşıtlığından beslenen zihniyetin kaybetmeye mahkûm olduğunu kaydetti.

Türkiye’nin Rojava’ya yönelik işgalci saldırılarını ANF’ye değerlendiren HDP Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir, AKP’nin uzun zamandır hem ülke içinde hem de dışarıda Kürt düşmanlığı ve karşıtlığı üzerinden politika yaptığını vurguladı.

'SİYASİ ÖMRÜNÜ MİLLİYETÇİLİKLE UZATMAK İSTİYOR'

İktidarın gittikçe zayıfladığını, ülkenin siyasal ve ekonomik anlamda geldiği nokta itibarıyla ciddi bir güç kaybıyla karşı karşıya olduğunu kaydeden Taşdemir, bu nedenle tıpkı daha önceki iktidarların yaptığı gibi milliyetçiliği yükselterek siyasi ömrünü uzatmaya çalıştığını belirtti. Bu durumun aslında ülkenin kuruluş felsefesiyle de birebir bağlantılı olduğuna işaret eden Taşdemir, Kürtlerin herhangi bir demokratik hakka sahip olmaması konusunda bir konsensüsün söz konusu olduğunu ifade etti. Bugün Kuzey ve Doğu Suriye’de tam da bu konseptin devrede olduğunu vurgulayan Taşdemir, ancak Kürtlerin de süregelen bu yok sayma politikasına karşı direnmeye devam ettiğinin altını çizdi.

‘ROJAVA DEVRİMİ ORTADOĞU’NUN RÖNESANSI GİBİ’

Suriye’de savaş başladığı andan itibaren, kendi topraklarında özgürce yaşamak isteyen Kürtlerin DAİŞ ve El Nusra gibi çetelere karşı ciddi bir direniş sergilediğini söyleyen Taşdemir, büyük bedeller ödeyerek elde ettikleri kazanımların yok olmasına izin vermeyeceklerini vurguladı. Kürtlerin Rojava’da kadınlar öncülüğünde gerçekleştirdiği devrimin Ortadoğu’nun Rönesans’ı denilebilecek bir değişim, demokratik bir model sunduğunu belirten Taşdemir, “Rojava devrimi bölgedeki bütün kriz ve kaoslara çözüm olabilecek bir yol anahtarı da sundu. Ama bugün maalesef hem bu çözüm anahtarı ortadan kaldırılmak isteniyor hem de Ortadoğu’da değişen dengelerle birlikte Kürtleri bir kez daha kimliksiz, dilsiz, tarihsiz, hafızasız bırakmak istiyorlar. Türkiye de bu Kürt düşmanlığına öncülük ediyor” dedi.

‘BU SAVAŞ, AKP’NİN EMPERYAL HAYALLERİYLE İLGİLİ’

Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik 9 gün süren saldırıların AKP’nin emperyal hayalleriyle de çok yakından ilgili olduğunu dile getiren Taşdemir, Suriye savaşı başladığından beri AKP’nin Müslüman Kardeşler ve cihatçı örgütler üzerinden coğrafyaya müdahale etmek isteyen emperyal bir dış politika izlediğini belirtti. Bu politika ile birlikte ciddi yanılgılar, sorunlar, krizler ve çöküşler yaşadığının altını çizen Taşdemir, iktidarın bu çöküşü şimdi de sahte bir zaferle örtbas etmeye çalıştığını söyledi. İktidardan yansıyan ruh halinin kötülüğün ruh hali olduğunu vurgulayan Taşdemir, şunları kaydetti: “Karşılarında sanki yedi düvel varmış, dünyanın en büyük orduları varmış ve onlarla savaşa girilmiş gibi bir algı yaratıp, manipülasyon üretiyorlar. AKP’nin iktidarı korumak için gerçekten de sahte zaferlere ihtiyacı var ve sahte zafer naraları atıyorlar. Ama biz biliyoruz ki Ortadoğu denklemi ve coğrafyasında buna benzer çok sayıda aktör ortaya çıktı, buna benzer çok siyaset izlendi ama hiçbiri başarıya ulaşmadı. En yakını Irak örneğidir. Bütün bunlara baktığımızda, halklar karşısında AKP ve onun zihniyeti kaybetmeye mahkûmdur.”

'KÜRT SORUNU ÇÖZÜLÜNCE AYAKTA KALAMAYACAKLARINI BİLİYORLAR'

Diktatoryal ve baskıcı rejimlerinin yegane aracının düşmanlaştırmak ve milliyetçilik olduğunu vurgulayan Taşdemir, demokratik bir Türkiye ve Kürt sorununun çözüldüğü bir Ortadoğu’da, halkların barış içinde yaşadığı bir ortamda, tek adam rejimlerinin de yaşayamayacağını belirtti. Otoriter rejimler ve diktatörlüklerin gıda ve enerjisini tekçilikten, inkârdan ve yarattığı korkudan aldığını vurgulayan HDP Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir, “O açıdan tabii ki AKP iktidarı Kürt sorununun demokratik çözümünden korkuyor. Nitekim Sayın Öcalan çağrı yaparak, 'Kürt meselesini bir haftada çözerim' dedi. Peki bir haftada çözülecek bir meselenin üzerine sen neden ordularla, askerlerle, büyük bütçeleri, sivil kayıpları ve dünyadan tecrit edilmeyi göze alan işgal girişimleri, saldırılarla gidiyorsun? Demek ki mesele tehdit meselesi değil, demek ki beka dedikleri kendi iktidarını ayakta tutma meselesi” dedi.