Taşdemir: Korksunlar, rahatsız etmeye devam edeceğiz!

HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Dilan Dirayet Taşdemir, bazılarının HDP’nin Kadın Beyannamesinden rahatsız olduğunu belirterek, “Korkmalılar, korksunlar çünkü kadınlar bu erkek egemen iktidarla mücadelesini sürdürecektir” dedi.

HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Dilan Dirayet Taşdemir, partisinin Genel Merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

AÇLIK GREVCİLERİNİN HAYATI RİSK ALTINDA

Taşdemir, açlık grevlerine dikkat çekerek, “Leyla Güven başta olmak üzere açlık grevinde olan yüzlerce kişinin hayatı risk altında. Açlık grevinde olan arkadaşlarımız savaşa, çözümsüzlük politikalarına karşı direniyorlar. İmralı tecridi, en somut en görünür olanıdır. Orada başlatılan sisten tüm ülkeye giydirilmeye çalışılıyor. Fikirlere, yaşamlara tecrit uygulanıyor. Bu AKP'nin yönetme biçimidir” dedi.

LEYLA GÜVEN BİR ADRES GÖSTERİYOR

“Leyla Güven'le yoldaşları olarak bizler karanlığa, baskıya hayır demek için alanlardayız” diyen Taşdemir şunları ekledi: “İmralı'da Sayın Öcalan'ın fikirlerine vurulan kilit aralandığında akan kanın durduğuna, sorunların tartışıldığına, Kürt sorununun demokratik çözümünün mümkün olduğuna hep birlikte tanıklık ettik. Leyla'nın çığlığı yaşam içindir, çözüm ve barış içindir. Leyla Güven hem Hakkari halkının iradesidir hem de bir kadın aktivisttir. Leyla Güven'in yaşam boyu yürüttüğü mücadelede edindiği deneyim ve politik öngörüsü tam da burada devreye girdi. Leyla Güven bu açlık greviyle bizlere bir adres gösteriyor. Sorunun nasıl çözüleceğini, muhatabının kim olduğunu ve nasıl bir mücadele yükseltilmesi gerektiğini bu grevle bir kez daha ortaya koydu.”

İMRALI’DA 20 YILDIR SÜREN HUKUKSUZLUK

Tecridin insanlığa karşı bir suç olduğunun altını çizen Taşdemir, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile görüşme taleplerinin hukuksuz bir şekilde reddedildiğini hatırlattı. Taşdemir, “Bu hukuksuzluk 20 yıldır devam ediyor. 5 Nisan'dan itibaren de mutlak tecride dönüşmüş durumda. Kendi hukukunu uygulamayan, suç işleyen bir iktidarla karşı karşıyayız” diye belirtti.

Güven’in talebinin milyonlarca insanın talebi olduğunu kaydeden Taşdemir, “Tecrit kırılmadıkça demokrasiden ve insanca yaşamdan söz etmek mümkün değildir. Özellikle AKP-MHP ittifakının savaş politikalarıyla milliyetçiliği pompaladığını, bunun zemininin de tecrit politikaları olduğunu bizler çok iyi biliyoruz” ifadelerini kullandı.

FAŞİZM TEMEL POLİTİKA HALİNE GELDİ

HDP’lilerin yürüyüşlerine yönelik engellemeleri hatırlatan Taşdemir, şöyle konuştu: “Iğdır'dan Kars'a, Hakkari'den Van'a bir çok ilde eş zamanlı yürüyüş başlattık. Amed'de Leyla Güven'in evinin önünde bir açıklama yapmayı planladık. Ama bu yürüyüşümüz keyfi bir şekilde engellendi. İçişleri Bakanı talimatıyla partimiz, vekillerimiz hedef haline getirildi. Gittiğimiz her yerde hukuksuz bir şekilde ablukaya alındık. Vekillerimiz şiddete maruz kaldı. Kendi hukukunu uygulamayan, keyfi davranan bir pervasız yönetme biçimi ile karşı karşıya kaldık. Partimize ve vekillerimize yönelik talimat ile bir saldırı, şiddet konsepti gerçekleşti. Bu yürüyüşün kendisi bu ülkenin nasıl yönetildiğinin, faşizmin ülkenin temel politikası haline getirildiğinin de fotoğrafını çizdi.”

HESAP VERMELİLER

Yandaş medyanın da pompalamasıyla kadın vekil Saliha Aydeniz’in hedef haline getirildiğini söyleyen Taşdemir, saldırıya ilişkin bir videoyu göstererek şunları ekledi: “‘Hesap soracağız’ diyenlerin hesap vermesi gerekirken arkadaşımızı hedef haline getirdiler. Kimin kime saldırdığını elimizdeki bu görüntülerde görmek mümkün. Arkadaşımız orada oturuyor, etrafı abluka altına alınmış. Bilinçli bir şekilde arkadaşımızın saçlarını tutuyor polis. Arkadaşımız saçını kurtarmaya çalışıyor. Bu görüntü yalan ve manipülasyonun cevabıdır. Gerçek görüntüler burada saldırının nasıl pompalandığını, kimin şiddete uğradığını bu videoda görüyoruz. Yalanı bir sanat haline getiren, zorbalığı yönetim biçimi haline getiren bu iktidarın algı operasyonları karşısında geri adım atmayacağız. İçişleri Bakanı, başlattığı bu linç kampanyası karşısında partimize yönelik gelişecek herhangi bir olumsuz tutumdan sorumlu olduğunu söylemek istiyorum.”

“KADIN BEYANNAMESİNİN BİRİLERİNİ RAHATSIZ ETMESİNDEN MUTLUYUZ”

“Kadın mücadelesinin, kadın arkadaşlarımızın bu iktidarın hedefinde olduğunu bizler çok iyi biliyoruz” diyerek sözlerini sürdüren Taşdemir, şunları ifade etti: “10 Şubat'ta Amed'de bizler bir seçim beyannamesi açıkladık kadın adaylarımızla birlikte. Biz orada yeni dönem yol haritamızı paylaştık. Dedik ki "yerelimizi de kendimizi de biz kadınlar yöneteceğiz, yerel demokrasiyi kadınlarla beraber inşa edeceğiz". Bu kadar güçlü bir söylemin sahibiyiz. Bu söylemimiz birilerini çok rahatsız etmiş. Biz rahatsız etmekten mutluyuz. Rahatsız etmeye devam edeceğiz.”

Biz 31 Mart seçimlerine eşit temsiliyet ve eşbaşkanlık sistemi ile gireceklerini kaydeden Taşdemir, “Biz biliyoruz ki eşit temsiliyetten, eşbaşkanlıktan, kadın mücadelesinden çok korkuyorlar. Onun için pervasızca saldırıyorlar. Kadın düşmanı politikanın mimarı olanların bize dair söyledikleri hiçbir sözün kıymeti yoktur. "Anadolu’dan Görünüm" kafası ile kadın mücadelesine dil uzatmak kimsenin haddine değildir” şeklinde konuştu.

KORKSUNLAR

Taşdemir şöyle devam etti:

“17 yıldır AKP iktidarında kadınlara, çocuklara ve hatta hayvanlara yönelik taciz tecavüz vakaları kat be kat artmıştır. Ensar, Karaman ve Pozantı gerçeği ortada dururken, bunların hesabının verilmesi gerekirken kadın özgürlük mücadelesine saldırılması şaşırtıcı değildir. Bizler kadınlar olarak bu faşizm karşısında biat etmeyeceğimizi bir kez daha belirtiyoruz. Korkmalılar, korksunlar çünkü kadınlar bu erkek egemen iktidarla mücadelesini sürdürecektir.”

AĞRI’DA KAYBETTİLER

“Seçim startı verildiğinden beri AKP partimize yönelik rehin alma politikalarını bir seçim stratejisi olarak uygulamaya başladı. Son olarak Ağrı'da belediye eşbaşkan adayımız Yeliz Karaaslan tutuklandı. Ağrı halkı sizin bu zulüm politikalarınız karşısında iradesinin yanında olacak. Kirli oyunlar çevirdiklerini, miligramlık hesaplar yaptıklarını çok iyi biliyoruz. En son Ağrı'da AKP kazansın diye MHP adayı geri çektirildi, eşbaşkan adayımız tutuklandı, bir gecede 55 arkadaşımız gözaltına alındı. Bu şunun ifadesidir: siz Ağrı'da kaybettiniz. Kaybetmenin önünü rehin alma politikalarıyla kesmeye çalışıyorsunuz. Ağrı halkı sizin şovmen politikanıza, kayyumcu zihniyetinize en büyük cevabı verecek. Kayyumlarınızı 31 Mart'ta sizlere iade edeceğiz. O mekanlar kadınların birlikte yönettiği dönüştürdüğü mekanlar olacak.”