Suriyeli aydınlar yeni bir devrime uyansalar ne olu
Demokratik Suriye Meclisi (MSD) Eşbaşkanı İlham Ehmed'in Özgürlükçü Demokrasi gazetesi için kaleme aldığı makale.
Demokratik Suriye Meclisi (MSD) Eşbaşkanı İlham Ehmed'in Özgürlükçü Demokrasi gazetesi için kaleme aldığı makale.
Suriye toplumu eskiden hep içten kaynamış, her zaman demokrasi ve özgürlükçü değişiklikleri talep etmiş. Sovyet devriminden etkilenen Suriye Komünist Partisi, komünist gruplar, Suriye’deki yaşanan son gelişmlerden önce yürüyüp ‘Şam Bahar Hareketi’ başlattı. Bu parti ve inisiyatifler içinde kendini sosyalist gören kişiler, Suriye’de ciddi bir değişiklik yapmak istediler. Bu oldu da. Ancak erken bir doğum olduğu için, iyi hazırlık yapamadılar. Şimdi bu kişiler, kimdir ve neredeler? Çok sayıda kişi tutuklandı ve zindanlarda çürüdü. Bazıları da öldürüldü. Ya da rejim onları rehin tuttu. Bazıları da çaresiz kalıp yurt dışına göç ettiler. Özellikle komünist parti ve Şam Baharı İnisiyatifi, sürekli muhalif kalacaklarını söyledi. Ancak maalesef onlarda da başarı umudu kalmamış. Bunlardan bazı sosyalist kesimler; yaptığı açıklamalarda, rejim zihniyeti ve anlayışından bir farkları olmadığı görülüyor.
Onlar kendilerini muhalif gibi görüyorlar. Ancak fedakarlık için hiç de hazır değiller. Suriye’deki sorunun ve krizin temelinde insan haklarının yattığına inanıyorlar. Sorunların genel yurttaşlık kimliği çerçevesinde çözülebileceğine inanıyorlar. İnsan hakları konusunda konuştuklarında çok iyi konuşurlar. Ancak fikir ve düşünce ayrılığı söz konusu olduğunda, onlar rejimin tam bir parçası haline geliyorlar, rejim savunucusu kesiliyorlar. Bir şeye ne kadar muhalefet edersen et, eğer yöntem ve amacın farklı olmazsa, bir süre sonra rejimden bir farkın kalmaz. Yöntemlerine ve amaçlarına baktığımızda Suriye muhalefeti gibi bir tablo ortaya çıkıyor. Evet muhaliftirler, ancak Araplaştırma ve diğerinin inkarı noktasında anlayış bakımından rejimden daha şovenist olabiliyorlar.
Sureli aydınlar eğer gerçekten çalışmak istiyorlarsa, Suriye’nin bu durumdan kurtulmasının bir parçası olabilirler. İnisiyatifi ele geçirebilirler. Maalesef ki şu an aydınlar, toplumda temel değişiklikler ve dönüşümler yaratacak Fransız Devrimi aydınları gibi değiller. Düşüncelerinde ne kadar özgürlükçü olurlarsa olsunlar, her zaman ikilem içinde oluyorlar. Bu da durumu bulanıklaştırıyor. Çünkü ne zaman ne yapacakları kestirilemiyor. Hangi tarafta yer alacakları belli olmuyor. “Ülkenin egemenliği elden gidiyor” adı altında tutumsuz kalıyorlar. Yöntemlerinde radikaller ancak sadece kendi çıkarlarını savunuyorlar.
Şimdi zaman değişti. Aydınlar bu tabloyu değiştirebilirler. Suriye’deki değişiklikler, sadece insan hakları ve bazı ittifaklarla gündeme gelmiyor. Tersine çözüm önünde engel gelişmeler yaşanıyor. Onun için diyoruz ki, zaman aydınların zamanıdır. Yüksek sesle bağırmaları ve kalemleri ile halkı demokratik ulus projelerine dahil etmeleri gerekir. Herkesten önce aydın kadınların bu rolü üstlenmeleri gerekir. Görüyoruz ki kadınlar da bir araca dönüşmüşler ve çizilen sınırlardan kendini kurtaramıyorlar. Suriye’nin kadınlara çok ihtiyacı var. Yıllarca okuyup kimlik sahibi olan kadınlar var. Maalesef bu kadınlar yine eşlerin iznine bağlı kalıyorlar. Kendilerini meslek sahibi aydın kadınlar diye tanıtıyorlar. Maalesef aydınların durumu bu.
Yine ne olursa olsun, alanda bir hareket var. Benzersiz bir mücadeleyi yürütüp yönetiyor. Bu hareket, aydınların daha hızlı bir şekilde kendini toparlamalarının önünü açar. Özerlik adı altında elini taşın altına koymayıp çeşitli gerekçelerle uzak duranlar, en kısa zamanda bu hastalıktan sıyrılmaları gerekir. Sosyalizme bağlı olanların, kısa zamanda kendilerini düzeltmeleri gerekiyor. Şikayet ve eleştiri yerine harekete geçip çalışmaları gerekir. Söylendiği gibi umut, başarıdan daha anlamlıdır. Çok doğru ve değerli bir söylemdir. Eğer bu aydınlar umudunu kaybetmemişlerse, her zaman değişim için mücadele edecekler. Umudunu kaybedenler ise, her şeyini kaybederler.
Sonuçta devrim treni her zaman hareket halinde olacaktır. Onun için aydınların tutumlarını netleştirmeleri ve devrimin neresinde yer alacaklarına karar vermeleri gerekir.