Sungur: Kanal İstanbul doğaya ve insanlığa ihanet

Kanal İstanbul Projesi’nin neden olacağı yıkıma dikkat çekmek için 60 kilometre yürüyen ve kalp krizi geçiren 73 yaşındaki mimar Cafer Sungur, “doğaya ve insanlığa ihanet” dediği projeye karşı birlik olmak gerektiğini vurguladı.

İktidarın dayattığı Kanal İstanbul Projesi’ne karşı herkes diken üstünde. En çok karşı çıkan kesimler arasında bulunan bazı mimarlar, projenin nasıl bir yıkıma neden olacağının farkındalar.

Bu mimarlardan Cafer Sungur, ÇED raporunda yer alan projeyi güzergahı dolaşarak yerinde tespit etti. Kanal İstanbul Projesi’nin hem doğaya hem insanlığa ihanet projesi olduğunu vurgulayan Sungur, ANF’ye konuştu.

ÇOBANLIKTAN MİMARLIĞA

1947 Kayseri Tomarza ilçesi Karaören köyünde 9 çocuklu bir ailenin bir ferdi olarak dünyaya gelen Sungur, çobanlıktan mimarlığa zorlukları aşa aşa yaşamını örmeyi başaran insanlardan. Kayseri Mimar Sinan Yapı Enstitüsü’nde 6 yıllık yatılı okulu bitirdikten sonra Ankara’ya gidip üç ay Cumhurbaşkanı köşkündeki onarım inşaatında bekçilik yapan Sungur, Bayındırlık Bakanlığı Ankara ve Antalya birimlerinde çalışırken, 1972 yılında Ankara Mühendislik ve Mimarlık Akademisi gece mimarlık bölümünü bitirdi. 1968 yıllarında devrimci mücadeleyle tanışan Sungur, işçi yürüyüşlerine, direnişlere, Tuslog baskınına katıldı; tutuklanarak Ulucanlar cezaevinde kaldı.

YIKIMA DİKKAT ÇEKMEK İÇİN 60 KM YÜRÜDÜ

Kaz Dağları’ndaki direnişte de yer alan Sungur, 8 yıl aradan sonra tekrar gündeme getirilen Kanal İstanbul Projesi’nin neden olacağı yıkıma dikkat çekmek için kanalın yapılması planlanan güzergah boyunca tam 60 kilometre yürüdü. 77 yaşındaki İnşaat Mühendisi Kadir Süzer Gölcü isimli arkadaşıyla birlikte 8 Ocak 2020 tarihinde Karaburun’dan Büyükçekmece’ye kadar tam 4 gün köy köy dolaşarak yürüyen 73 yaşındaki Sungur, köylülerin de bu projeye karşı olduğunu belirtti. Projeyi akıl tutulması olarak nitelendiren Sungur, içinde biraz olsun vatan sevgisi olan birisinin bunu aklından bile geçirmeyeceğini söyledi. Halka rağmen inatlaşarak yapılmak istenilen bu projenin İstanbul’un ölümü anlamına geleceğine işaret eden Sungur, “Bu projenin adı ihanettir. Doğaya, insana ihanettir. Kanalın yapılacağı güzergah hep su kaynağı. Bu resmen bir akıl tutulması” dedi.

‘NEREDEN BAKSAN BU PROJE OLMAZ!’

Her ne kadar projenin başlangıç noktası olarak Karaburun köyü gösterilse de büyük ihtimal Yeniköy’den başlayacağını belirten Sungur, şunları belirtti: “250 metrelik tepeden denize, 25 metre de denizin altından ineceksiniz. Kanalın üst ağzı 350, alt ağzı 200 metre diyorlar. 350 metre kanalı yapmak için tepeden 250 metre yarılacak, bu mümkün değil. Ben Bayındırlık Bakanlığı’nda çalıştım ve böyle kazılarda en az üçte bir meyilli kazmak lazım yoksa olmaz. Bir de kazılacak toprak kil, kil de kaygan bir zemin ve kanalın en az 500, 600 metre üst ağzı olması lazım. Burada zaten insan da duramaz, insan duracak hale getirmek için burayı en az 1,5-2 kilometre geniş kazmanız lazım. Bir de buranın hafriyatını nereye koyacaksınız? Sırf bu tepenin hafriyatı zaten 5-6 sene sürer. Nereden baksan bu proje olmaz. Bu projeye karar verenler bu hususları bilmiyorlar; ranta göre buna bakıyorlar. Bunlar sırf rant için bırakın İstanbul’u tüm ülkeyi gözden çıkartıyorlar. Büyük yeraltı zenginlikleri olan Trakya bölgesi üzerinden İstanbul ‘un Anadolu ile irtibatını koparacaklar ve oradaki zenginlikleri firmalara peşkeş çekecekler. ÇED raporunda da belirtildiği gibi Trakya ile İstanbul’un arasına 12 köprü planlanmış. Bir köprünün maliyeti 3 milyar dolar. Peki bunun inşaat yapısı, betonu, kazısı nerede? Yani akıl tutulması başka bir şey denilemez.”

‘KÖYLÜLER BU PROJEYİ İSTEMİYOR’

Yürüyüşü boyunca kanal güzergahında köy sakinleriyle konuşup nabız tutan Sungur, köylülerin çoğunun bu projeyi istemediğini anlattı. Karadeniz’den gelmiş köylülerin orada arazileri olduğunu aktaran Sungur, hemen hemen hepsinin endişe içinde beklediğini belirtti. Sungur, karşılaştıkları yaşlı bir teyzenin projeden söz edildiğinde tepki olarak ağacı öperek, “Ben bunlara çok emek verdim, nasıl bırakayım” diye ağladığını anlattı. Arsa pazarlayanlar dışında aklı başında herkesin bu projeye karşı çıktığını vurgulayan Sungur, bu şahısların ihbarı nedeniyle tam 4 kez jandarma tarafından yollarının kesildiğini ifade etti.

SEFERBERLİK ÇAĞRISI

Bu uzun yürüyüş sonrası kalp krizi geçiren ve kalbine stent takılan Sungur, Kanal İstanbul’a karşı bir kez daha 60 kilometre yürümeye hazır olduğunu vurguladı. “Ben 73 yaşında 60 kilometre yürüdüysem herkesin yapabileceği bir şey vardır” diyen Sungur, Kanal İstanbul’a karşı seferberlik çağrısı yaptı. Bu projeye hep birlikte karşı çıkmak için kanal güzergahındaki köylüleri örgütlemek gerektiğini belirten Sungur, “Bu projeye karşı sonuna kadar direneceğiz” vurgusunda bulundu.