‘Soma’da katledilen 301 madenci için ‘HAYIR’
Referanduma günler kala ANF’ye konuşan maden işçileri, Soma’da katledilen arkadaşları için ‘Hayır’ diyeceklerini vurguladılar.
Referanduma günler kala ANF’ye konuşan maden işçileri, Soma’da katledilen arkadaşları için ‘Hayır’ diyeceklerini vurguladılar.
Soma Maden İşçileri Meclisi sözcüleri Ali Söğüt ve Ercan Çetin Yılmaz, katliamdan sonra dönemin başbakanı ve bugünün Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümet tarafından verilen hiçbir sözün yerine getirilmediği gibi kıdem tazminatı almadan işlerine son verildiğine dikkat çektiler. Tüm işçi sınıfını ‘Hayır’ demeye çağıran Söğüt ve Yılmaz, “Soma’da öldük bir daha ölmemek için ‘Hayır’ demeliyiz” dediler.
Türkiye’deki işçi sınıfının en zor iş kolunda çalışan maden işçileri, bir daha ölmemek için referandumda ‘Hayır’ diyor. 13 Mayıs 2014 tarihinde Soma Eynez Maden Ocağı’nda göz göre göre gelen faciayla 301 arkadaşını kaybeden maden işçileri, yaslarını dahi tutamadan kıyım sırası kendilerine geldi. İş ve sağlık güvencelerinin sağlanacağını düşünürken, katliamdan sadece birkaç ay sonra, 30 Kasım 2014 tarihinde, “İşyerleri kapatıldı” gerekçesiyle işlerine son verildi. İşine son verilen 2 bin 831 işçinin arasında bulunan Ali Söğüt ve Ercan Çetin Yılmaz, maden işçilerinin haklarını aramak için kurulan Soma Maden İşçileri Meclisi’nin sözcülüğünü yapıyor. Referandumu konuştuğumuz Söğüt ve Yılmaz, Soma maden işçilerinin referandumda kararlarının net bir biçimde ‘Hayır’ olduğunu vurgulayarak, bunun nedenlerini anlattılar.
‘HÜKÜMET TARAFINDAN VERİLEN HİÇBİR SÖZ TUTULMADI !’
Ali Söğüt, madencilerin ‘Hayır’ kararında en önemli etkenlerden birisinin yeni anayasa değişikliğinde işçilere yer verilmemesi olduğunu hatırlattı. “Bu anayasa değişikliğinde işçiler ve köylüler için tek bir madde yok” diyen Söğüt, “Soma’daki işçilerin yüzde 90’ı köylülerden oluşuyor. Zaten toprakları ellerinden gitti, tarım bitirildi; şimdi de canları pahasına çalıştıkları madenler onları kapı dışarı ediyor” diye konuştu.
Soma katliamı sonrası AKP hükümeti tarafından verilen hiçbir sözün yerine getirilmediğini belirten Söğüt, işçilerin koşulları iyileştirilmediği gibi daha da kötü duruma getirildiğine işaret etti. Katliamdan sonra Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’den atılan 2 bin 831 maden işçisinin iki yıldan bu yana kıdem tazminatlarının dahil ödenmediğine dikkat çeken Söğüt, köylerine geri dönen işçilerin tarım bitirildiği için orada da faaliyet yürütemediklerini söyledi. Soma’dan sonra kısa ödenek adı altında maden işçilerine sadece 6 ay boyunca iki maaş ödendiğini anlatan Söğüt, “Şu anda maden işçileri yine aynı zor koşullarda çalışıyorlar. Değişen bir şey yok; yine müfettişler göstermelik denetleme yapıyor, yine taşeronluk, “ekip başı” kılıfına sokularak devam ediyor, yine arkadaşlarımız can pahasına her ay asgari ücret artı mesai parası alıyor. Yani bu koşullarda maden işçilerin bu referanduma ‘Evet’ demesi mümkün değil. Katledilen arkadaşlarımızın hesabı bile sorulmadı. Biz bir defa katledilen 301 arkadaşımız için ‘Hayır’ diyeceğiz” diye konuştu.
‘İŞ GÜVENCESİ YASASI ÇIKARTILSAYDI ERMENEK OLMAZDI !’
Soma katliamından kurtulan Ercan Çetin Yılmaz, Soma’dan sonra dönemin başbakanı, bugünün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın işçilerin haklarına yönelik verdiği hiçbir sözü yerine getirmediğini vurguladı. Yılmaz, “Erdoğan o dönemde iş güvenliği yasalarını çıkartacaklarını, bütün sorumluların adalet önünde hesap vereceğini, hiçbir işçinin mağdur edilmeyeceğini söylemişti. Ama aradan üç sene geçmesine rağmen iş güvenliğine ilişkin tek bir yasa çıkartılmadı. Soma katliamında 38 gün önce Eynez Maden Ocağı’nı denetleyen ve “Türkiye’nin en güvenli Ocağı” raporunu tutan Çalışma Bakanlığa bağlı müfettişlerden hesap sorulmadı, mağdur edilmeyeceğimiz söyledi ama katliamdan 7 ay sonra Soma AŞ’den atıldık. Mağduriyetimizin giderileceği söyledi ancak hala tazminatımızın ödenmesini bekliyoruz” dedi. “İş güvenliği yasası çıkartsaydı, Soma’dan sonra Ermenek, Torunlar İnşaat ve diğer işçi katliamları yaşanmazdı” diyerek sözlerini sürdüren Yılmaz, “Tam da bu yüzden ‘Hayır’” dedi. Türkiye’deki işçi sınıfını, taşeronluğa, zorunlu bireysel emekliliğe, tutulmayan sözlere karşı ‘Hayır’ demeye çağıran Yılmaz, “Sermaye ve siyaset işçi sınıfını sağcı, solcu, Kürt, Türk, Alevi, Sünni diye ayırmıyor. Soma’da 301 arkadaşımız öldü ve ölüm onları ayırmadı. Soma’da hepimiz öldük ve bir daha ölmemek için ‘Hayır’ demeliyiz” dedi.