Sokaktan kurumlara Kürtçeye saldırı-3

Subaşı: Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir acayipliği görmenin mümkün olacağını zannetmem. Tüm dersler fiiliyatta Kürtçe olacak ancak tezin nihai aşamada Türkçe olarak verilmesi zorunluluğu olacak.

Dicle Üniversitesi, bünyesindeki Kürt Dili ve Edebiyatı bölümünde eğitim dilinin ve de tezlerin Türkçe olduğunun ortaya çıkmasıyla hem bunun bir saldırı olduğunu açıklamış hem de iddiaları kabul etti. Kürtçenin yıllardır uğradığı asimilasyon politikalarına katkı sunan bu uygulamayı Kürt Araştırmalar Derneği’nden Eyüp Subaşı ile konuştuk. Subaşı Kürtçenin özellikle OHAL KHK’ları ile yoğun saldırı altında olduğunu vurgularken Dicle Üniversitesi’nin yaptığı bu uygulamayı akıl dışı olarak niteledi.

Dicle Üniversitesi’nde Kürt Dili ve Edebiyatı bölümünde Kürtçe tez yazılamaz diye bir haber çıktı. Öncelikle bu durum hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bilindiği gibi şu anda altı üniversitede Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümü var. Dicle Üniversitesi hariç diğer üniversitelerdeki Kürt Dili ve Edebiyatı bölümlerinde açıldıkları günden bugüne dersler Kürtçe işlenmekte ve tezler de Kürtçe yazılmaktadır. Ancak Dicle Üniversitesi’nde dersler fiiliyatta Kürtçe işlenirken tezlerin Kürtçe olarak yazılmasına izin verilmiyor. Yani Dicle Üniversitesi’ndeki durum yeni bir durum değil; Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümünde Dicle Üniversitesi bünyesinde açıldığı günden bugüne Kürtçe tez yazmaya izin verilmiyor.

Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir acayipliği görmenin mümkün olacağını zannetmem. Tüm dersler fiiliyatta Kürtçe olacak ancak tezin nihai aşamada Türkçe olarak verilmesi zorunluluğu olacak. Niçin nihai aşama diyorum? Çünkü bildiğim ve şahit olduğum birçok öğrenci yüksek lisans ve doktora tezlerini Kürtçe olarak yazmış, tez savunmalarını Kürtçe yapmış fakat tezlerini daha sonra Türkçeye çevirerek üniversiteye teslim etmiş. Dicle Üniversitesi’nde uygulanan bu acayip durumun mantık ve bilimle izah edilecek bir yanı yok. Bu acayiplik ve komikliğin sebebini Dicle Üniversitesi’ndeki yetkili kişilere sormak gerekir.

Üniversitenin açıklamasını nasıl buldunuz?

Dicle Üniversitesi’nin geçenlerde konuyla ilgili yaptığı açıklamada ifade ettiği “Adalet, bilimsel özgürlük, farklılıklardan güç alma, insana saygı, kalite bilinci, katılımcılık, sosyal sorumluluk, tutarlılık gibi temel değerleri özümseyip benimseyen” bir üniversite ise bu durumun sonlanması için gerekeni yapması gerekiyor. Söz konusu açıklamada İngiliz Dili, Arap Dili, Fars Dili gibi filoloji bölümlerinde de durumun aynı olduğunu söylenmişti. Ancak bu yerinde ve mantıksal bir karşılaştırma değil. Hatta diyebiliriz ki bu tür açıklamalar sanki Kürt halkı bu topraklarda yaşamıyor ve bu ülkenin ikinci derece vatandaşı mantığının bir tezahürüdür. Kürtler bu toprakların otokton bir halkı olup bu ülkede 25 milyonu aşkın bir nüfusa sahiptir ve bu ülkenin vatandaşıdır. Dolayısıyla bu temelde bu olaya bakmak gerekiyor. Yoksa sen kalkıp İngiliz dili bölümünde de tezler Türkçe dersen, iddiasında bulunduğun “tutarlılık ve farklılıklardan güç alma” gibi kavramları insanları yanıltma amaçlı sarf ettiğin ortaya çıkar ve gülünç bir duruma düşersin.

Kürtçe üzerinde uzun yıllardır baskı var. Peki tüm baskılara rağmen dilin gelişim seyri nasıl oldu? Kürtçe'nin engellemeler sonucunda, kurumların kapatılması vs. gibi baskılarla olumsuz etkilenen yanları neler?

OHAL’in ilan edilmesiyle Kürt dili ve kültürü üzerine çalışmaları olan onlarca kurum kapatılarak bu kurumlarda çalışma yürütenler hakkında kovuşturmalar açıldı ve birçok insana cezalar kesildi. Bu yüzden ister istemez Kürt dili ve kültürü alanında yapılan çalışmalar bir süreliğine sekteye uğradı. Ancak bu tür durumlar konusunda deneyim sahibi olunduğu için kurumların kapatılmasıyla oluşan negatif etki kısa bir süre içinde kırıldı. İlerleyen süreçlerde bu alandaki gelişmelerin daha da büyüyeceğini söyleyebiliriz.

Kürtçe'nin özellikle akademik alanda bir bilim dili olarak durumu nedir? Bu engellemenin bir bağlantısı var mı? Rojava'daki dil ile ilgili gelişmeleri, akademik anlamda da takip etme imkanınız oldu mu? Kürtçe eğitimin yanı sıra yayıncılığın dil üzerindeki etkilerini nasıl buluyorsunuz?

Kürtçe genel olarak her geçen gün akademik alanda daha da gelişim kat ediyor. Bakur’daki üniversitelerde açılan Kürt dili ve edebiyatı bölümlerinin buna etkisi olurken dünya ve bütün Kürdistan genelinde Kürtçe akademik yayınların ortaya çıkmasını sağlayacak imkanların oluşmasının bu gelişmeye ciddi bir katkı sunduğunu söyleyebiliriz. Örneğin Rojava’da Başur’da okullarda eğitim Kürtçe verildiği için Kürtçenin hayatın ve bilimin her alanına girerek daha da gelişme imkanı doğmuş bulunuyor. Hakeza Kürtçe yayıncılık da önemli gelişmeler kaydediyor. Bu gelişmelerin yarattığı etkinin ilerleyen zamanlarda daha da genişleyip yaygınlaşacağına inanıyorum.