Sömürge hukukunun tetikçisi kayyumlar - IV

Gelişleri kadar uygulamaları da hukuktan yoksun olan kayyumlar, kamu kaynaklarını kendi mal varlıklarıymış gibi harcayıp tüketti.

Kayyumlar adeta mevcut yasalardan istisna tutulmuş uygulamalarıyla hukuksuzluğun birer adası haline geldi.

Bu bölümde kayyumların belediyelerde kaynak kullanımı ve mali işlemlerinde başvurdukları yöntemleri, belediye kaynaklarını nasıl talan ettikleri, cari kanun düzenini nasıl altüst ederek kamu/halk kaynaklarını sistemli bir şekilde çökertip talan ettikleri gösterilecek.

KILIFA BİLE İHTİYAÇ DUYMADILAR

Kayyumlar açısından kanun tanımazlığın uğrağı olan 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu (KİK), 04 Ocak 2002’de kabul edilip, 03 Ocak 2003’de bizzat AKP hükümeti tarafından AB müktesebatı da göz önünde bulundurularak, yürürlüğe konuldu. Yürürlüğü girdiği tarihten günümüze dek 190 defa değişikliğe uğradı, yani 190 ayda 190 değişiklik yapıldı. Hatta kamuoyunda KİK’e ilişkin “yasaya göre ihale mi, ihaleye göre yasa mı” yorumu yapılıyor. ‘Minare-kılıf’ metaforu açısından bu örnek çarpıcıdır. Ancak kayyum uygulamaları göstermektedir ki, kılıfa dahi ihtiyaç duyulmadı. Örneğin ihalelerde “pazarlık usulü”nün hangi durumlarda kullanılacağı çok net biçimde tarif edilmiş. Açık ihaleye teklif çıkmaması; doğal afet, salgın hastalık gibi önceden öngörülemeyen şartların oluşması; savunma ve güvenlik ilgili özel durumlar; ihtiyaçların seri üretime konu olmayan başlıklardan oluşması; alımların teknik ve mali özelliklerinin net olarak belirlenememesi şeklinde özetlemek mümkündür. Kamu İhale Kurumu’nun yayınladığı istatistiklere göre; 2017’de yapılan ihalelerin adet olarak yüzde 71,07’si “açık ihale usulü”ne göre yapıldı. Pazarlık usulü ile yapılan ihalelerin toplam pay içindeki adet olarak oranı yüzde 28,52 iken tutar olarak payı yüzde 21,56’dır. Yani pazarlık usulü genel olarak başvurulan bir yöntem olmadığı gibi temel ilkelere de aykırıdır.

KAYYUMLAR PAZARLIK USULÜNE SARILDI

Temel mevzuat düzenlemeleri ve istatistiklere dair verileri açıkladıktan sonra, atanan kayyımların nasıl bir yıkım ve talan gerçekleştirdiği veriler ışığında daha iyi anlaşılabilir.

Türkiye geneli kamu ihale istatistikleriyle karşılaştırıldığında en çarpıcı nokta istisna olarak görülen “pazarlık usulü” ihale yönteminin bir kaide haline geldiğidir. Kayyumlar, halkın bütçe yapma hakkını elinden almakla kalmadı, yapılan harcamalarda pazarlık usulünü benimseyerek 4734 sayılı İhale Kanunu’nun 5. maddesi olan Temel İlkeler’e de açıkça aykırı davrandı. Yani pazarlık usulü kullanılarak en başta rekabet ortamı engellendi, şeffaflık ve saydamlık tamamen devre dışı bırakıldı, kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması bir kenara denetlenebilmesi bile mümkün olmadı.

Kayyumların genelinde kaideleşen “pazarlık usulü” ihale yöntemi, kimi kayyumlarda açık ihale usulünün istisnalaşması ve hatta hiç başvurulmaması noktasına vardı. Amed Büyükşehir, Kayapınar, Sur, Yenişehir; Mardin Büyükşehir, Derik, Kızıltepe, Nusaybin, Bitlis ve Güroymak; Siirt, Eruh; Şırnak, Cizre; Van, Çaldıran kayyumları KİK’e aykırı hareket ederek kamu kaynaklarını kendi mal varlıklarıymış gibi harcayıp tüketti.

KAYYUMLARIN EKONOMİK ROLÜ: AMED

Amed genelinde açık ihale yöntemiyle yaklaşık maliyeti 1.500.000.000 TL olarak hesaplanan harcama tutarı yüzde 35’ten fazla bir kırım oranıyla 950.000.000 TL’ye mal edi- lirken, 500 milyon üzeri bir yaklaşık maliyete tekabül eden pazarlık usulü ihaleleri yaklaşık yüzde 15 gibi bir kırım oranıyla davet edilen firmalara paslandı. Kaba bir hesapla oluşan kaynak israf/yağma tutarı 100 milyon TL gibi bir seviyeye tekabül etti.

Detaya girildikçe ihaleyi alan firmaların benzerliği dikkat çekiyor. Örneğin Amed genelinde kayyumlar tarafından gerçekleştirilen ve sözleşmeye bağlanan 10 milyon TL üzeri ihale toplamı yaklaşık olarak 500 milyon TL’dir. 20 milyon TL ve üzeri ihalelerin toplam sözleşme tutarı yaklaşık olarak 300 milyon TL civarında. 300 milyon TL tutarın 125 milyonu sadece bir ortak girişime, 70 milyon TL’lik diğer iki ihale tek firmaya verildi. Yani iki firma, toplamda 200 milyon TL’lik ihale aldı. Bu ihalelerden birisi 40 milyon sözleşme bedeliyle Kayapınar kayyumu tarafından pazarlık usulüyle verildi. Kayapınar kayyumu, 21/B ihale şartlarından herhangi birini taşımadığı halde söz konusu ihaleyi pazarlık usulüyle ve çok da düşük bir kırım oranıyla firmaya vermekte herhangi bir beis görmedi. Kayapınar kayyumu çoğu ihaleyi de pazarlık yöntemiyle benzer firmalara verdi, bazen tek bir firma defalarca ihale alarak 30 milyonun üzerindeki bütçeli ihaleyi ‘kazandı’.

MAKAM MOBİLYASI İÇİN 750 BİN TL

Büyükşehir kayyumunun kent halkının kaynağını kişisel konforu için nasıl kullandığı ayrıca çarpıcıdır. Makam mobilyası alımı için 750.000 TL’yi harcamaktan imtina etmedi. Yalnızca bununla da kalmadı, 350 bin TL’ye çelik yapı ve kurşungeçirmez cam, korumalar için 250 bin TL’ye kiralık pikap harcaması gerçekleştirildi. Kayyumun güvenlik harcaması dahi belediyenin ve Amed halkının cebinden çıktı.

GÜVENLİKLERİNE ON MİLYONLARCA

Bu sadece Amed Büyükşehir Belediyesi kayyumuna has bir durum değil. Neredeyse kayyumların tamamının benzer harcamaları bulunuyor. X–Ray cihazı, kurşungeçirmez cam, çelik kapı, bagaj arama detektörleri, korumalar için kiralık pikap harcaması her kayyum tarafından atandığı belediye bütçesinden karşılandı. Toplamda on milyonlarca lira kayyumların güvenliği bahanesiyle belediye bütçelerinden, yani halkın kaynaklarından harcandı.

Amed Büyükşehir, DİSKİ, Yenişehir, Bismil, Kayapınar ve Sur belediyelerine atanan kayyumlar, İstanbul menşeili bir firmaya toplamda 10 milyon TL değerinde sözleşme bedeli verdi.

KİK’in 2. maddesinde açıkça vurguladığı üzere belediyelerin “doğrudan veya dolaylı olarak birlikte ya da ayrı ayrı sermayesinin yarısından fazlasına sahip bulundukları her çeşit kuruluş, müessese, birlik, işletme ve şirketler” ihale kanununa tabidir. Büyükşehir Belediyesi ve Silvan Belediyesi’nin neredeyse hisselerinin tamamına sahip oldukları MED Kentsel ve Sosyal Hizmetler Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin durumu bu bakımdan çarpıcıdır. Büyükşehir Belediyesi ve DİSKİ yaklaşık maliyeti 75 milyon TL olan ihalelerin tamamını pazarlık usulü ile MED A.Ş.’ye verdi. Sözleşme tutarı 75 milyon TL olan bu ihalelerin 20 milyon TL’ye yakını araç kiralama hizmet alımlarıdır. MED A.Ş.’nin bu ihale sonucu Büyükşehir Belediyesi ve DİSKİ’ye araç kiralama hizmeti verebilmesi için ya en az 80 milyon TL değerinde aracının bulunması ya da bu araçları temin edebilmek için ihale yapmış olması gerekir. Ancak MED A.Ş. bu araçların kiralanması için herhangi bir ihale yapmadı, yani yine açık bir biçimde kanuna aykırı hareket edildi. Bu verilerden de anlaşılacağı üzere Amed’de kayyumlar, DİSKİ ve belediye şirketleri bünyesinde ağır suçlar işledi. İşlenen suçların sonucu, sadece kanunsuzluk değil aynı zamanda kaynakların kişisel çıkarlar için yağmalanmasıdır.

KAYYUMLARIN EKONOMİK ROLÜ: MARDİN

Mardin genelinde kayyumların atandığı tarihten günümüze ihaleler yoluyla yapılan toplam harcama miktarı 800 milyon TL civarında. Pazarlık usulüyle yapılan harcamanın toplam içindeki payı ise yüzde 75. Yani istisnai bir harcama yöntemi olan pazarlık usulü, Mardin’de temel yöntem haline getirildi.

Mardin genelinde 800 milyon TL’yi bulan sözleşme tutarının 625 milyon TL’lik kısmı, MARSU’da dâhil olmak üzere, Mardin Büyükşehir Belediyesi kayyumunca gerçekleştirildi. Mardin Büyükşehir Belediyesi kayyumu, pazarlık usulünü kullanarak kamu kaynaklarının israfını aşan uygulamalara imza attı. Pazarlık usulüyle gerçekleştirilen, sadece iki yol yapım işinde, ihalenin sözleşme tutarı yaklaşık olarak 370 milyon TL’dir. Yani kayyum, ihale bütçesinin yüzde 60’ını sadece iki ihaleyle sözleşmeye ayırdı. İki ihalede de kırım oranı sadece yüzde 7,5’tir. Her iki ihale de aynı firmanın dâhil olduğu iş ortaklığı tarafından ‘kazanıldı’. Bu her iki ihalenin ortak firması Artuklu Belediyesi’nden de pazarlık usulüyle 10 milyon TL tutarında yapım işi aldı. 380 milyon TL tutarında üç ihalenin de ortak yüklenici olan firmanın iş ortakları bölgeden değil, tümü de Ankara merkezlidir.

Mardin Büyükşehir Belediyesi ve MARSU bünyesinde yapılan ihalelerden çoğuna tek bir firma katıldı. Bu ihalelerin toplamı ise 75 milyon TL’dir ve toplam kırım oranı yüzde 5’i geçmedi.

USULSÜZLÜK SINIRLARI DA AŞILDI

Nusaybin Belediyesi’ne kayyum atandığı tarihten günümüze gerçekleştirilen ihalelerin neredeyse tamamı pazarlık usulüyle verildi. Bu ihalenin toplam yaklaşık maliyeti 22 milyon TL, toplam sözleşme tutarı ise 20 milyon TL. Açık bir biçimde her ihale için tek bir firma çağrıldı ve yaklaşık maliyetin neredeyse aynı rakamla sözleşmelere davet edilen firmalara verildi. Bu tablo, usulsüzlük sınırlarını da aştı.

Mardin’de kayyumların gerçekleştirdiği usulsüzlüğü göstermek açısından şu örnek oldukça çarpıcıdır. Aynı firmaya, kayyum atanan altı farklı belediyeden 2 milyon TL’lik ihale verildi. İhalelerin tamamı pazarlık usulüdür. Söz konusu ihalelerin neredeyse tamamına aynı firma tek katılımcıdır.

KENT A.Ş’NİN MAŞALLAHI VAR!

Amed Büyükşehir Belediyesi şirketi MED A.Ş. için yapılan usulsüzlük tespitlerinin neredeyse tamamı Mardin Kent A.Ş. için de geçerlidir. Mardin Büyükşehir kayyumu tarafından Mardin Büyükşehir Belediyesi şirketi olan Mardin Kent A.Ş.’ye verilen olan ihalelerin yaklaşık maliyet toplamı 12 milyon TL’dir ve ihalelerin sözleşme bedelleri toplamı 10 milyon TL olup, ihalelerin tamamı pazarlık usulüyle verildi. İhaleler iş makinesi kiralama, distribütör kiralama, menfez yapımı, damtrak ve arazör kiralama, silindir/ekskavatör yükleyici kiralama, araç kiralama, JCB ve mobil konkasör kiralama, göl ve kaya tuzu alımı, kar küreme aracı kiralama, damperli kamyon kiralama, vektör (sivrisinek, haşere vs.) ile mücadelede kullanılacak araç ve cihaz kiralama işlerinden oluşuyor. Ağırlıklı olarak iş makinesinden tutalım kamyon JCB, mobil konkasör, ekskavatör, ilaçlama cihazları, araç vs. gibi kiralamaya dayanan işlerin sözleşmeleri toplamı yaklaşık olarak 9 milyon TL tutuyor. Bu kadar farklı ve birbirine çok uzak sektörlerin kullandığı araç, iş makinesinin bir belediye şirketinin envanterinde bulunması neredeyse imkânsız. Kuruluşu üç yıla yakın olan bir belediye şirketinin böyle bir makine/araç parkının olabilmesi için en az 75- 100 milyon TL üzerinde yatırım yapmış olması gerekir. Mardin Kent A.Ş.’nin bu konuda yapabileceği tek alternatif dışarıdan yani piyasadan bu araç/ekipman/makineleri temin etmiş olması. Ancak ihaleler incelendiğinde Mardin Kent A.Ş.’nin bu araçları temine yönelik herhangi bir ihale yaptığına dair veri bulunmuyor. Yani Mardin Kent A.Ş. 9 milyon TL toplam sözleşme bedelli hizmeti yerine getirebilmek için herhangi bir şirket gibi davranarak usulsüz olarak bu araç/cihaz/iş makinelerini firmalardan kiraladı.

KAYYUMLARIN EKONOMİK ROLÜ: VAN

Van genelinde kayyumlar atandıkları tarihten günümüze 1 milyar TL üzerinde ihaleli sözleşme gerçekleştirdi. Amed ve Mardin kayyımlarının aksine Van Büyükşehir Belediyesi kayyumu, pazarlık usulüne fazla başvurmadı, Büyükşehir bünyesinde ve VASKİ ihalelerinde açık ihale yöntemini kullandı. Pazarlık usulünde yoğunlaşan kayyumlar Çaldıran, Edremit ve Gürpınar kayyumlarıdır.

Genelde yüzde 25-30 bandında seyreden kırım oranları Van Büyükşehir Belediyesi ve VASKİ ihalelerinde düşük kaldı.

5 milyon TL ve üzeri sözleşmeye bağlanan ihale sayısı 40 civarı ve sözleşmelerin toplam bedeli 560 milyon TL’dir. 560 milyon TL’lik sözleşmelerin yüklenici firma sayısı ise 30’dur. Yani her firma ortalama neredeyse 20 milyon TL’ye yakın iş aldı.

VASKİ bünyesinde yaşanan ve resmi evrakta sahtecilik boyutuna ulaşan bir durum, VASKİ 2017 Yılı Faaliyet Raporu incelendiğinde ortaya çıktı. Raporda Mal Alım Miktarı toplamı 7.992.555 TL olarak gösterildi, ancak VASKİ’nin 2017 içinde yaptığı toplam mal alımları incelendiğinde bu tutar 9.970.955 TL’dir. Yani yaklaşık olarak yüzde 20’ye denk gelen 2 milyon TL gibi bir mal alımı faaliyet raporunda toplam tutar içinde gösterilmedi.

GELECEĞİNE DE İPOTEK

Kayyumlar eliyle gerçekleşen kanunsuz ve usulsüz harcamalar, 2017 bütçe gerçekleşmelerine de yansıdı. Bu usulsüzlükler belediyelerin sadece bugünü değil, geleceğini de ipotek altına almaya çalışan kara delikler oluşturdu. Özellikle Kayapınar Belediyesi, Mardin Büyükşehir Belediyesi ve Van Büyükşehir Belediyesi’nde 2017 için borçlanma rakamları izahtan uzaktır. Kayapınar Belediyesi 2017 gelir gerçekleşmesinin yüzde 71’i kadar, Mardin Büyükşehir Belediyesi 2017 gelir gerçekleşmesinin yüzde 25’i kadar ve Van Büyükşehir Belediyesi ise 2017 gelir gerçekleşmesinin yüzde 18’i kadar borçlandı. Bu sadece bir yılın yani 2017 için gerçekleşen borçlanma miktarları.

Oysa Mardin Büyükşehir Belediyesi’nin 2016 yılı gideri 250 milyon 747 bin 812 TL iken geliri 252 milyon 662 bin 107 TL olarak gerçekleşerek bütçe fazla verdi. Amed Büyükşehir Belediyesi ise 2016 yılında 515 milyon 844 bin 585 TL gidere karşın 541 milyon 961 bin 823 TL gelirle yaklaşık 26 milyon TL bütçe fazlası oluştu. Van Büyükşehir Belediyesi’nin 2016 bütçe açığı ise 20 milyon TL’dir. Oysa kayyumların gelişiyle Van Büyükşehir Belediyesi’nde bütçe açığı 95 milyon TL’yi aştı.

Devam edecek…